"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki çıkma payı alacağının tahsili davasının yapılan yargılaması sırasında tedbir talebinin reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacılar vekili, davalı kooperatifin ortağı olan müvekkillerinin ortaklıktan çıkarılmalarına rağmen çıkma payı alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, her bir davacı için 2.500,00TL olmak üzere toplam 145.000,00 TL' nin davalıdan tahsiline ve alacağın tahsilinin temini için davalıya ait taşmazların üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi bakımından ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, 6100 sayılı HMK'nun 389. ve devamı maddeleri uyarınca,dava konusu olmayan taşınmazlara ihtiyati tedbir kararı konulamayacağı gerekçesiyle ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir....
Her ne kadar davalı yan davacıya yapılacak ödemeden gider payı mahsup etmiş ise de bu bedelin kooperatifin kuruluşundan beri yapılan ortak giderlerin kooperatif üyelerine bölünmesiyle belirlendiği anlaşılmıştır. Fakat ortaklıktan çıkarılan üyelerin çıktığı yılın bilançosuna göre o yılın masraflarından ortağa düşen payın ödediği aidatların faizsiz toplamından düşülerek hesaplanması gerekmektedir. Kooperatifin ortağın ayrılldığı yıldaki bilançosunda karla kapattığı görülmekle bu giderin davacıya ödenecek çıkma payından düşülmesi mümkün görülmemiştir. Bu itibarla davacının 82.100,00 TL çıkma payı alacağının olduğunun kabulü gerekmiştir. Çıkma payı alacağının bilançonun kabulünden bir ay sonra Kooperatifler Kanunu 17/2 maddesine göre iade ve ödemelerin geciktirilmesine yönelik karar yoksa muaccel olduğunun kabulü gerekir. Dosya kapsamında bu yönde bir karar olmadığından alacağın 29.07.2019 tarihinde muaccel olduğunun kabulü gerekmiştir....
e devrettiğini, devirle şirketi tek ortaklı hale geldiğini ve bu durum 08.10.2018 tarihli sicil gazetesinde ilan edildiğini, pay devrine rağmen müvekkiline herhangi bir çıkma payı ödenmediğini, müvekkilinin çıkma payı dahil her türlü alacağının tahsili için arabuluculuk yoluna başvurmasına rağmen tarafların uzlaşamadığını, müvekkili ile diğer ortağın kardeş olmaları nedeniyle duyulan güven sonucu payların devir edildiğini, davalının bir kısım ödemeler yaptığını iddia etmesine rağmen bu ödemelerin şirket pay devri ile ilgisinin bulunmadığını, pay devrinden sonra çıkma payı ve hisse devir bedelinin tamamının ödenmediğinin şirketin gerçek değerinin belirlenmesinden sonra anlaşılacağını ileri sürerek, bilirkişice tespit edilecek şirket hisse payı devir bedeli, ödenmemiş temettüler ve her türlü alacağının belirlenerek ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
- K A R A R - Davacı, üyesi olduğu davalı kooperatiften 2009 yılında istifa ettiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 50.000,00 TL çıkma payı alacağının üyelikten ayrılış tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacının hisse devri suretiyle kooperatife üye olduğu, 2009 yılında ise istifa ederek ortaklıktan ayrıldığı, bu sebeple kooperatife ödenen aidatlarının iadesine yönelik talebin yerinde olduğu, ancak çıkma payı alacağının miktarının belirlenmesinde kooperatif adına yapılan ödemelerin dikkate alınması gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 20.759,70 TL'nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir....
, ortaklıktan çıkma hususu dışında hakkında hüküm kurulması gereken bir başka konunun da davacının, davalı şirketten kar payı alacağının olup olmadığı olduğunu, zira şirketin genel kurul toplantıları fiili olarak yapılmadığından alınan kararlar ve davacının kar payı alacağının olup olmadığı hususlarının da tartışmalı olduğunu, bu sebeple 6102 sayılı TTK'nun 616/1- e ve 6098 sayılı BK'nun 147/4 maddeleri uyarınca dava tarihinden geriye dönük olarak beş yıllık sürecin incelenmesi gerektiğini ve davacının, davalı şirketten kar payı alacağının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiğini, sonuç olarak davacı açısından sürdürülmesi artık mümkün olmayan ortaklıktan çıkmaya izin verilmesi ve davacının geçmiş dönemlere ait kar payı alacağı olup olmadığının belirlenmesi için açmış oldukları ortaklıktan çıkma ve akçe alacağı davasının kabulüne, karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava, ortaklıktan çıkma payına ilişkin açılan itirazın iptali davası olup, somut olayda, takibe dayanak olarak gösterilen bilirkişi raporunun bulunduğu mahkememizin 2007/109 E., 2010/443K. sayılı kararında da belirtildiği üzere alacağın muaccel hale geldiği tarih 17.07.2007 tarihi olup, ödemeler konusunda erteleme kararı bulunduğuna ilişkin dosyaya herhangi bir delil ibraz edilmediğinden, davacı alacağının 17.07.2007 tarihi itibariyle muaccel hale geldiği kabul edilmiş olup, eldeki davanın dayanağı takibin 22.01.2014 tarihinde yapıldığı ve davalı tarafından da süresinde zamanaşımı itirazında bulunulduğu gerekçesiyle, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, çıkma payı alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir....
-K A R A R- Davacı vekili, davalı kooperatif ortaklığından istifa eden müvekkilinin ödenmeyen çıkma payı alacağının tahsili için davalı aleyhine başlattıkları icra takibine davalının itirazının haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacının istifa ihtarının davalı kooperatife 27.04.2010 tarihinde tebliğ edildiği, buna göre çıkma payı alacağının davacının ortaklıktan ayrıldığı yıl olan 2010 yılı bilançosunun görüşüldüğü 07.03.2011 tarihli genel kuruldan bir ay sonra muaccel olacağı, bu durumda dava tarihi itibariyle davacının talep edilebilir bir alacağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, her ne kadar davalı tarafça davanın reddine karar verilmesi talep edilmiş ise de, delillerin toplanmasından sonra bilirkişi heyetinden 18/11/2022 tarihli rapor alındığı ve raporda davacının 87.802,77 TL çıkma payı alacağının olduğu ve alacağa 27/07/2016 tarihinden itibaren faiz işletilebileceği belirtilmiş olmakla, bilirkişi raporunun denetime açık ve hükme esas alınabilecek nitelikte olduğu anlaşılarak rapora itibar edilmiş, davacı vekilinin 10/10/2022 havale tarihli ıslah dilekçesi de dikkate alınmış ve böylece, davanın kabulü ile, 87.802,77 TL çıkma payı alacak bedelinin 27/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.1-DAVANIN KABULÜ İLE, 87.802,77 TL çıkma payı alacak bedelinin 27/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, ..." şeklinde karar verilmiştir....
maddeleri kesinleşmiş olduğunu, bilindiği üzere kooperatiflerde genel kurul kararları iptal edilmediği sürece bağlayıcı nitelikte olduğunu, davacının çıkma payı alacağının da 2015 yılının bilançosunun onaylandığı ve ortaklıktan çıkan ortakların, alacaklarının ertelenmesi kararının alındığı 26.06.2016 tarihinden 3 yıl sonra davalı kooperatif tarafından ödenmesi gerekmekte olduğunu, davacının alacağı muaccel hale geldikten sonra kooperatif yöneticilerinden çıkma payı alacağını istemiş olmasına rağmen davacının çıkma payı alacağı talebi davalı kooperatif yöneticileri tarafından haksız, hukuka aykırı ve kötü niyetli olarak kabul edilmemiş olduğunu, davacının çıkma payı alacağı davalı kooperatif tarafından sürüncemede bırakılmak istendiğini, davacının kooperatif ortaklığından ayrıldıktan sonra, çıkma payını almak için davalı kooperatif aleyhine Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/650 Esas ve 2015/914 Karar numaralı davasıyla alacak davası açmış olduğunu, bu dava davacının çıkma payı alacağının...
Noterliğinin 28/09/2018 tarihli pay devri işlemi ve 2018/01 sayılı genel kurul kararı ile şirketin diğer ortağı T5 devrettiğini, devirle şirketi tek ortaklı hale geldiğini ve bu durum 08.10.2018 tarihli sicil gazetesinde ilan edildiğini, pay devrine rağmen müvekkiline herhangi bir çıkma payı ödenmediğini, müvekkilinin çıkma payı dahil her türlü alacağının tahsili için arabuluculuk yoluna başvurmasına rağmen tarafların uzlaşamadığını, müvekkili ile diğer ortağın kardeş olmaları nedeniyle duyulan güven sonucu payların devir edildiğini, davalının bir kısım ödemeler yaptığını iddia etmesine rağmen bu ödemelerin şirket pay devri ile ilgisinin bulunmadığını, pay devrinden sonra çıkma payı ve hisse devir bedelinin tamamının ödenmediğinin şirketin gerçek değerinin belirlenmesinden sonra anlaşılacağını ileri sürerek, bilirkişice tespit edilecek şirket hisse payı devir bedeli, ödenmemiş temettüler ve her türlü alacağının belirlenerek ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....