Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili istinaf dilekçesinde müvekkilinin ortaklıktan çıkarılmasına ve karşı davanın reddine yönelik kısımlara itirazının bulunmadığı, çıkma payının hukuka ve maddi gerçeğe aykırı olarak düşük belirlenmiş olmasının istinafa konu etmiştir. TTK 'nın 638 /2 maddesi uyarınca her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. TTK'nın 641/1. maddesine göre ortak şirketten ayrıldığı takdirde, esas sermaye payının gerçek değerine uyan ayrılma akçesini isteme hakkını haizdir. Çıkma payı bir nevi tasfiye payıdır. Yani çıkan ortak için tasfiye payının yerine geçmektedir. Bu nedenle bu hak, farazi tasfiye payı olarak ifade edilmektedir. Çıkma ile ortaklık, sadece çıkan ortak için sona erdiğinden, ona düşen payın verilmesi amaçlanmaktadır, zira diğer ortaklar için ortaklık ilişkisi devam etmektedir....

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/572 KARAR NO : 2021/848 DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) DAVA TARİHİ : 05/11/2020 KARAR TARİHİ : 02/11/2021 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ... kökenli bir ... vatandaşı olduğunu, 2 sene önce ...' te yüklü miktarda kredi çekerek ...'...

    de fiili olarak engellendiğini, TTK madde 638/ll'de ortağın haklı sebeple ortaklıktan çıkma hakkını düzenlediğini....

      CEVAP: Davalı - karşı davacı vekili, şirketin 2 ortaklı olduğunu ve davanın kabul edilmesi halinde şirketin tek ortaklı hale gelip diğer ortak olarak davalı - karşı davacı müvekkiline ek ödeme ve yan edim yükümlülükleri yükleneceğini, davacı - karşı davalının dürüst davranmadığını, müvekkilinin ek ödeme ve yan edim yükümlülüğü almayı kabul etmediğini, davacı - karşı davalının ortaklıktan çıkmaya izin davası açmakta hukuki yararının bulunmadığını, ortaklıktan çıkma değil limited şirketin tasfiyesi davası açılması gerektiğini, müvekkilinin tek ortaklı olarak şirketi devam ettirmek istemediğini, dava konusu şirkete ait şirketin aktif ve pasifleri toplandığında şirket ortaklığından çıkma hukuki yolunun mümkün olmayacağını, şirketlerin devamında korunmaya değer bir menfaatin bulunmadığını, TTK'na göre şirketin devamı asıl olmakla birlikte işbu dosya özelinde davaya konu şirketin devamında fiilen aktifin takribi bir yıl öncesinden itibaren bulunmadığını, şirketin ofisinin bile bulunmadığını,...

        CEVAP: Davalı - karşı davacı vekili, şirketin 2 ortaklı olduğunu ve davanın kabul edilmesi halinde şirketin tek ortaklı hale gelip diğer ortak olarak davalı - karşı davacı müvekkiline ek ödeme ve yan edim yükümlülükleri yükleneceğini, davacı - karşı davalının dürüst davranmadığını, müvekkilinin ek ödeme ve yan edim yükümlülüğü almayı kabul etmediğini, davacı - karşı davalının ortaklıktan çıkmaya izin davası açmakta hukuki yararının bulunmadığını, ortaklıktan çıkma değil limited şirketin tasfiyesi davası açılması gerektiğini, müvekkilinin tek ortaklı olarak şirketi devam ettirmek istemediğini, dava konusu şirkete ait şirketin aktif ve pasifleri toplandığında şirket ortaklığından çıkma hukuki yolunun mümkün olmayacağını, şirketlerin devamında korunmaya değer bir menfaatin bulunmadığını, TTK'na göre şirketin devamı asıl olmakla birlikte işbu dosya özelinde davaya konu şirketin devamında fiilen aktifin takribi bir yıl öncesinden itibaren bulunmadığını, şirketin ofisinin bile bulunmadığını,...

          CEVAP: Davalı - karşı davacı vekili, şirketin 2 ortaklı olduğunu ve davanın kabul edilmesi halinde şirketin tek ortaklı hale gelip diğer ortak olarak davalı - karşı davacı müvekkiline ek ödeme ve yan edim yükümlülükleri yükleneceğini, davacı - karşı davalının dürüst davranmadığını, müvekkilinin ek ödeme ve yan edim yükümlülüğü almayı kabul etmediğini, davacı - karşı davalının ortaklıktan çıkmaya izin davası açmakta hukuki yararının bulunmadığını, ortaklıktan çıkma değil limited şirketin tasfiyesi davası açılması gerektiğini, müvekkilinin tek ortaklı olarak şirketi devam ettirmek istemediğini, dava konusu şirkete ait şirketin aktif ve pasifleri toplandığında şirket ortaklığından çıkma hukuki yolunun mümkün olmayacağını, şirketlerin devamında korunmaya değer bir menfaatin bulunmadığını, TTK'na göre şirketin devamı asıl olmakla birlikte işbu dosya özelinde davaya konu şirketin devamında fiilen aktifin takribi bir yıl öncesinden itibaren bulunmadığını, şirketin ofisinin bile bulunmadığını,...

            Mahkemece,alacağın muaccel olmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 06.12.2013 tarih ve 5911 E.,7797 K.sayılı ilamıyla somut olayda davacı üyenin çıkma payı alacağı henüz muaccel olmadan 29.06.2010 tarihli genel kurulda davacının çıkma payı alacağı benimsenerek ödenmesi konusunda karar alındığından bu tarihte davacı alacağının muaccel olduğunun kabulü ile Kooperatifler Kanunu 17/1 maddesi de dikkate alınarak çıkma payı alacağı hesaplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur. Mahkemece önceki hükmünde direnilmesi üzerine davalı vekilinin temyiz başvurusu üzerine YHGK'nın 12.10.2016 tarih ve 2014/23-1181 E., 2016/971 K. sayılı ilamı ile direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir....

              Dava, 6102 sayılı TTK’nun 638/2. maddesi uyarınca limited şirket ortaklığından haklı nedenle çıkma, çıkma payı ve davacı tarafça davalı şirkete ödendiği iddia olunan paraların tahsili istemine ilişkindir. 6102 sayılı TTK’nun 638/2. maddesi “Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir” hükmünü haizdir. Anılan maddede ortağa haklı sebeplerin varlığı halinde çıkma davası açabilme olanağı tanınmıştır. Bu nedenle, çıkma isteğinde bulunan ortağın öne sürdüğü sebep veya sebeplerin gerçekten var olup olmadığını yahut haklı olup olmadığını mahkeme değerlendirecektir....

                İhracın kesinleştiği yıla ait bilançonun ertesi yıl genel kurulca kabulü suretiyle kesinleşmesinden itibaren bir ay geçtikten sonra bu hak talep edilebilir ve bu tarihten önce erken açılan çıkma payı alacak davası, alacağın henüz muaccel olmadığı gerekçesiyle reddedilmelidir. Bu hukuki düzenlemeden de anlaşılacağı üzere, ihraç edilen ortağın, çıkma payı alacağının muaccel olması, ilk önce ihracın kesinleşmiş olmasına bağlıdır. İhracı kesinleşmeyen, dolayısıyla 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 16/son maddesi uyarınca aidat ödeme yükümlülüğü devam eden ortak çıkma payını dava edemez. Davacının, ihraç kararının iptali istemi ile ilgili açtığı işbu dava kesinleşmeden, ortaklığının sona ermesine bağlı bir talep niteliğindeki çıkma payı alacağına ilişkin diğer istemin esasına girilemez....

                  -K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin, davalı kooperatif ortaklığından çıktığını, çıkma payı alacağının tahsili amacıyla girişilen takibe, kooperatifin haksız itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline ve inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının kooperatif başkanlığını yaparken muhasebe işleriyle ilgilendiğini, kayıtların incelediğinde bazı makbuzlarda tek imzanın bulunduğunu, bazılarında ise kendi kendisinden para tahsili yaptığını gördüklerini, bu belgelerde aidat girişinin olup olmadığının anlaşılamadığını bu nedenle de alacağın yargılamayı gerektiğini düşünerek takibe itiraz ettiklerini savunarak, davanın reddini istemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu