Mahkememizce toplanan tüm deliller, bozma öncesi yapılan yargılama kapsamı, alınan bilirkişi raporları, bozma ilamları kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; davacının istifa tarihinden sonra 11/05/2018 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurulda çıkma paylarının ödenmesinin 3 yıl süre ile ertelenmesine karar verildiği, bu erteleme kararının usulüne uygun bir erteleme kararı olduğu, ancak geçerli olabilmesi için çıkma payı alacağının ödenmesi halinde kooperatif mevcudiyetinin tehlikeye düşmesi gerektiği, bilirkişi tarafından yapılan inceleme ve araştırma sonucu düzenlenen 11/07/2021 tarihli rapor kapsamına göre davacıya yapılacak ödemelerin kooperatif mevcudiyetini tehlikeye düşürmeyeceği ve kooperatifin ekonomik ve mali yapısının ertelemeyi haklı kılacak mahiyette olmadığı, davacı alacağının 06/05/2009 tarihinden itibaren talep edilebilir bir alacak olduğu açıkça anlaşıldığından davacının talebi ile bağlı kalınarak davanın kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir...
Temyiz Sebepleri Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle;istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrarla birlikte, ortaklıktan çıkma talebinin yerinde olmadığına dair kararın ve istinaf talebinin kabul edilmiş olmasına karşın yargılama giderine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, çıkma payının ödenerek davalı şirketten çıkarılma, bu olmadığı takdirde ise haklı sebeple şirketin feshi istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 3....
Maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan dğer karar düzeltme istemleri yerinde değildir. 2- Dava, davalı ortağın çıkma payı alacağının tahsili amacıyla başlattığı takip nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. İİK'nun 72/5'nci maddesi gereğince menfi tespit davası borçlu lehine hükme bağlanır ve borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine borçlunun dava sebebiyle uğradığı zararın da alacaklıdan tahsili için tazminata karar verilir. Somut olayın özelliğine göre, takip haksız olsa da takibin kötüniyetle yapıldığı davacı tarafından kanıtlanamamıştır. Davalı, davacı kooperitfin ortağı olup, kooperatife ödediği aidat karşılığı alacaklı olduğu düşüncesiyle takip başlatmıştır. Kooperatif hukukunda geçerli olan açık kapı ilkesi gereğince, her zaman ortaklıktan çıkma olanağı bulunmaktadır....
Somut olayda, davacı ortağın istifa ettiği tarihte çıkma payı alacağına mahsuben 2012 yılının 7. ayından başlamak üzere her biri 7.055,00 TL bedelli toplam dört adet senet verildiği, böylece davacının çıkma payı alacağının 13.12.2010 tarihli protokolde belirtilen şekilde ödeneceğinin benimsendiği anlaşılmış olup, davacının istifanın aynı Kanun'un 12. ve anasözleşmenin 13. maddesi uyarınca sonuç doğurduğu 2011 yılına ait bilançonun görüşüldüğü ve onaylanarak kesinleştiği 07.04.2012 tarihli genel kurulda ödemelerin ertelenip ertelenmediğinin araştırılmasına gerek kalmaksızın, gerek 13.12.2010 tarihli protokolde, gerekse davalının bankaya yazdığı talimatlarda belirtilen ödeme tarihlerinde çıkma payı alacağının muaccel olduğunun kabulü gerekir. Diğer anlatımla, davacı alacağının muacceliyet tarihinin tespiti için 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 17/1. ve anasözleşmenin 15. maddesi hükümlerindeki koşulların ve sürelerin aranmasına gerek kalmadığının kabulü gerekir....
Davalı şirketin şahıs şirketi niteliğinde oluşu, ortaklar arasındaki güven ve eşgüdümün şirketin amacı doğrultusunda faaliyet göstermesi bakımından önemi de gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir." belirtmiştir. ----- ortakların ortaklıktan doğan şahsi ve mali hakları söz konusudur. Ortakların pay hakkı, şirket kârına katılma hakkı gibi mali haklarının yanı sıra, oy kullanma hakkı, ortaklığı yönetim ve idare hakkı gibi şahsi hakları mevcuttur. ----şirketlerde ortağın şahsi haklarından biride ortağın ortaklıktan çıkma hakkıdır. Çıkma hakkı, ortağın özgür iradesi ile ortaklıktan çıkma istemini içerir. Çıkma hakkını kullanarak ortaklıktan ayrılan ortağın, ortaklığa ait bütün hak ve mükellefiyetleri sona ererek şirketle arasındaki bütün ilişkisi kesilmiş olacaktır.----- ortakların tek yanlı iradeleriyle şirketten ayrılmaları kural olarak mümkün değildir....
ün ortaklıktan çıkmasına kararına ilişkin ortaklar kurulu kararı alınması ve tescil başvurusunda bulunması hususunun 13/07/2021 tarih ve ... sayılı yazı ile davalı şirkete ihtar edildiği anlaşılmakla, davacı ... tarafından TTK 33. maddesi ve Ticaret Sicil Yönetmeliği 36. maddesi gereğince yapılması gereken işlemlerin usulüne uygun yerine getirildiği ancak davalı şirket tarafından tescili zorunlu olan ortaklıktan çıkmaya ilişkin .... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... Esas, 2014/... Karar sayılı ilamı doğrultusunda ortaklar kurulu kararı alınmadığı ve tescil isteminde bulunulmadığı anlaşıldığından, davacı ... tarafından resen yapılan inceleme sonucunda dava dışı şirket ortağı ... ...'ün ortaklıktan çıkmasına ilişkin mahkeme kararının tescili ve ortaklık payı hakkında karar verilmesi gerektiğinden ve bu hususta dava dışı ... ...'ün .... Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasında ortaklıktan çıkma karşılığı ortaklık ve kar payı talebi bulunmadığı anlaşıldığından dava konusu ...'...
Ve Malz. İth. İhr. Ve Pazarlama Ltd Şti. aleyhine açtığı çıkma talebinin kabulü ile çıkmasına izin verilmesine, 768.208,61 TL çıkma payının davalı şirketten tahsili ile davacıya verilmesine, diğer taleplerin reddine karar verilmiştir....
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; ödemelerin geciktirilmesine ilişkin usulüne uygun bir erteleme kararı bulunmadığı, çıkma payı alacağının 23.229,28 TL olduğu, dava tarihine kadar davalı kooperatifçe 11.432,00 TL aidat geri ödemesi yapıldığı, bakiye çıkma payı alacağının 11.797,28 TL olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 11.797,28 TL aidat alacağının muaccel hale geldiği 14.03.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özelikle işlemiş faizle ilgili ilk dilim ödemelerine ait taksitler davacı tarafça tahsil edilirken ihtirazi kayıt konulmamış olması....
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, takip tarihi itibariyle hakkında alınmış bir ihraç kararı bulunmayan, dolayısıyla halen davacı kooperatifin üyesi olan davalının, muacccel hale gelmiş bir çıkma payı alacağı bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalının davacı kooperatife takip tarihi itibariyle ... takip dosyasında talep edilen miktar kadar borcu bulunmadığının tespitine ve kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. ...) Davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. ...) Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; a-Dava, çıkma payı alacağının tahsili amacıyla başlatılan ... takibinden dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı şirkete sembolik bir hisseyle ortak olan davacıdan iyi yönetilmeyerek borca batık olan, iflasa sürüklenen, kendi hakim ortağına yüklü miktarda borçlu gözüken davalı şirket ortaklığını devam ettirmesini beklemenin yerinde olmadığı, davacının davalı şirketteki %1 payının ortaklıktan çıkması halinde şirketin ticari faaliyetine engel teşkil etmeyeceği, davacının çıkma payı talep etmemesinin davalı şirkete ekonomik yönden bir külfet yüklemeyeceği, davacının davalı şirketle arasında güven ilişkisi de bulunmayıp şirket ortaklığına devam etmesinde fayda bulunmadığı, davacı şirket ortaklığından çıksa da kendi ortaklık dönemiyle ve payı oranında şirketin borçlarından sorumlu olacağı ve sırf bu borçlardan kurtulmak amacıyla ortaklıktan çıkmak istediğinin değerlendirilemeyeceği, davacının davalı şirketten çıkmasını gerektirir haklı sebeplerin bulunduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun...