Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şirketin gayri faal olduğu ve ortaklar arasında anlaşmazlık bulunduğu, şirketin vergi dairesinden ----- vermediği sabit olup, davacının haklı sebeple ortaklıktan çıkma talebinin yerinde olduğu kanaatine varılmıştır. Ortaklıktan çıkma payının hesaplanması için alınan bilirkişi raporunda şirketin --- yılına ilişkin kurumlar vergisi beyannamesindeki bilgilere göre şirketin --- Zarar ettiği, ---olduğu, bu varlıklardan ---- olarak göründüğü, mevcut dosya içeriğine göre tespit edilebilen bu öz varlıktan davacının------ olduğu ve bu tutarın davacı yönünden ayrılma payı olarak kabul edilebileceği kanaatine varılarak davacının şirketten ayrılma talebinin kabulüne, ayrılma payı talebinin kısmen kabulüne, gerek fesih ve tasfiye davasında gerek ortaklıktan ayrılma davasında diğer şirket ortaklarının pasif husumeti bulunmadığından onlar yönünden davanın pasif husumet yönünden reddine karar verilerek aşağıdaki şeklide hüküm kurulmuştur....

    Kooperatifler Kanunu’nun 17/2. ve TBK 147/4 maddelerinde kooperatif ile ortağı arasındaki uyuşmazlıklarda zamanaşımı süresi 5 yıl olarak öngörülmüş olup TBK’nın 154/2. maddesinde de alacaklının, dava yoluyla mahkemeye başvurmasının zamanaşımını kesen sebeplerden olduğu düzenlenmiştir. Davacının çıkma payı alacağı 17.07.2007 tarihinde muaccel olmuş ise de davacı çıkma payı alacağı için ... Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/109 E., 2010/443 K. sayılı dosyasında dava açmış, açılan bu davada davanın reddine dair verilen karar 08/12/2010 tarihinde kesinleşmiş olduğundan bu tarih itibariyle zamanaşımının kesildiği ve yeniden işlemeye başladığı açıktır. Bu durumda mahkemece, davacının 23.01.2014 tarihinde davalı aleyhine başlattığı icra takibi başlattığı dikkate alındığında 5 yıllık zamanaşımı süresi dolmadığı gözetilerek, işin esasına girilip bir karar verilmesi gerekirken, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır....

      -K A R A R- Davacı vekili, davalının kooperatife üye iken 2010 yılında noterden keşide ettiği ihtarname ile üyelikten istifa ettiğini, kooperatif ortağı iken yaptığı ödentilerin iadesi için müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını ileri sürerek, çıkma payı alacağı muaccel hale gelmeden başlatılan icra takibi nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin 2009 yılı Mayıs ayı sonunda ortaklıktan ayrılmak zorunda kaldığını, aradan 10 ay geçmesine rağmen çıkma payının ödenmemesi nedeniyle icra takibi başlatıldığını, alacağın 2010 yılı şubat ayında muaccel hale geldiğini ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur....

        ait genel giderlere katılım payı ve gecikme cezaları toplamı 71.672,00 TL'nin düşülmesinden sonra bakiye alacağının 68.832,50 TL olduğu hesaplanmış ise de, Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına göre davacının toplam ödemelerinden yalnızca kooperatiften çıktığı yılın genel giderlere katılma payı ile çıktığı tarihe kadarki gecikme faizlerinin düşülebileceği, buna göre davacının iptal edilen ilk payı için son yıl (2018) genel gider payı 3.550 TL ve gecikme faizleri 5.669 TL ile ikinci payı sebebiyle kooperatiften çıktığı 2020 yılına göre son yıl (2019) genel gider payı davacının takip tarihi itibariyle alacağının 2019 yılı genel giderlere katılma payı 4.676.00 TL ile 2017-2018-2019 yıllarına ilişkin gecikme faizleri 6.921.00 TL'nin düşülmesiyle, davacının çıkma payı alacağının 117.688.50 TL olduğu, Mahkemenin değerlendirmesi ve nihai takdiri, davacının çıkma payı alacağının ödenmesinin kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürecek nitelikte olmadığı ve erteleme kararının içerik ve süre yönünden...

          ertelenmesi kararının alındığı 26.06.2016 tarihinden 3 yıl sonra davalı kooperatif tarafından ödenmesi gerekmekte olduğunu, davacının alacağı muaccel hale geldikten sonra kooperatif yöneticilerinden çıkma payı alacağını istemiş olmasına rağmen davacının çıkma payı alacağı talebi davalı kooperatif yöneticileri tarafından haksız, hukuka aykırı ve kötü niyetli olarak kabul edilmemiş olduğunu, davacının çıkma payı alacağı davalı kooperatif tarafından sürüncemede bırakılmak istendiğini, davacının kooperatif ortaklığından ayrıldıktan sonra, çıkma payını almak için davalı kooperatif aleyhine Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/650 Esas ve 2015/914 Karar numaralı davasıyla alacak davası açmış olduğunu, bu dava davacının çıkma payı alacağının 2015 yılının bilançosunun onaylanmaması, dolayısıyla çıkma payı alacağının muaccel hale gelmemesinden dolayı dava ön şartı eksikliği nedeniyle usulden reddedilmiş olduğunu, Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/650 E. sayılı dosyasında yapılan yargılama...

            maddeleri kesinleşmiş olduğunu, bilindiği üzere kooperatiflerde genel kurul kararları iptal edilmediği sürece bağlayıcı nitelikte olduğunu, davacının çıkma payı alacağının da 2015 yılının bilançosunun onaylandığı ve ortaklıktan çıkan ortakların, alacaklarının ertelenmesi kararının alındığı 26.06.2016 tarihinden 3 yıl sonra davalı kooperatif tarafından ödenmesi gerekmekte olduğunu, davacının alacağı muaccel hale geldikten sonra kooperatif yöneticilerinden çıkma payı alacağını istemiş olmasına rağmen davacının çıkma payı alacağı talebi davalı kooperatif yöneticileri tarafından haksız, hukuka aykırı ve kötü niyetli olarak kabul edilmemiş olduğunu, davacının çıkma payı alacağı davalı kooperatif tarafından sürüncemede bırakılmak istendiğini, davacının kooperatif ortaklığından ayrıldıktan sonra, çıkma payını almak için davalı kooperatif aleyhine Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/650 Esas ve 2015/914 Karar numaralı davasıyla alacak davası açmış olduğunu, bu dava davacının çıkma payı alacağının...

            H.D'nin 21.10.2020 tarih 2017/1710E, 2020/3167K sayılı kararında belirildiği üzere ortaklıktan ayrılınan yılın genel giderlerinin ortağın payına düşen miktarının mahsubu gerektiği açıklanmış olmakla ortaklığın başından itibaren hesaplanacak genel giderlerin mahsup edilmesi gerektiğine yönelik istinaf itirazı haklı değildir. Davalı vekili, takas def'inde bulunarak davacının aidat borçu olduğunu, bu aidat borcu mahsup edildiğinde davacının alacağı kalmadığını istinaf nedeni olarak ileri sürmüş ise de eldeki dava kooperatifin açtığı aidat alacağı davası olmayıp ortaklıktan çıkan üyenin çıkma payı istemine ilişkin olmakla ortaklıktan çıkan kişi taşınmazı kooperatife bırakıp bu hakkından vazgeçtiği için imalat giderleri amacıyla toplanan aidatlardan sorumlu tutulması doğru olmayıp ortaklıktan ayrılmakla tarafların tüm hak ve yükümlülükleri karşılıklı olarak sona ereceği de açık olmakla bu yöndeki istinaf itirazı reddedilmiştir....

              K A R A R Davacı vekili, kooperatif üyesi olan davacının, üyelikten ihraç edildiği halde, ödenmeyen çıkma payı alacağının tahsili için yaptıkları icra takibine, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek davalının itirazının iptalliyle takibin devamına ve lehlerine icra tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, gerekçe göstermeksizin yetki, görev ve işbölümü ve derdestlik itirazlarında bulunmuş, ayrıca 31.05.2009 günlü genel kurulda üyelikten ayrılan üyelere yapılacak ödemelerin üç yıl ertelendiğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir. Dava çıkma payı alacağının tahsili için açılan icra takibine itirazı iptali istemine ilişkindir....

                DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, davacının çıkma payı ödenmek suretiyle ortaklıktan ayrılması ve kar payının ödenmesi istemine ilişkin olduğu, uyuşmazlığın davacının şirket ortaklığından ayrılmasını gerektirir haklı bir sebebinin bulunup bulunmadığı, kar payı ödenmesi şartlarının oluşup oluşmadığı, talep yerinde görüldüğü taktirde davacı ortağın çıkma payı ile ödenmesi gereken kar payı miktarına ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Somut uyuşmazlıkta davacı, davalı şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesi ile çıkma payı ve bugüne kadar ödenmediğini belirttiği kar payının tahsilini talep etmiş olup davalı şirketin Limited Şirket olduğu, Limited Şirketten çıkma hakkının düzenlendiği TTK 638 maddesinin "(1) Şirket sözleşmesi, ortaklara şirketten çıkma hakkını tanıyabilir, bu hakkın kullanılmasını belirli şartlara bağlayabilir. (2) Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir....

                  Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/52 Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını belirterek; yukarıda açıklanan nedenlerle, ortaklıktan çıkmayı gerektirecek haklı sebepler bulunmaması sebebiyle davanın reddine, ortaklıktan çıkma kararı verilmesi halinde davacı tarafın ortak olma sürecinde sermaye koymamış olması ve devir aldığı hisselere hiçbir bedel ödememiş olması sebebiyle hisse bedeli talebinin reddine, şirketin reel bir kârı ve genel kurulun kâr payı dağıtım kararı bulunmaması nedeniyle kâr payı alacağı talebinin reddine karar verilmesini istemiştir....

                  UYAP Entegrasyonu