Taraflar arasında kooperatif yönetim kurulu kararının mutlak butlanla batıl olduğunun tespiti ile kura çekilişinin ve tespit tutanağının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı Notere karşı açılan dava yönünden dosyanın tefrikine, davalı kooperatife karşı açılan dava yönünden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı asil tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
Dava genel kurul kararlarının mutlak butlanla batıl olduğunun tespiti istemine ilişkindir.Davacı, davalı şirket ortağı olduğunu, davalı şirketin 21/07/2008 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında alınan kararların 31/07/2008 tarihli ticaret sicil gazetesinde yayınlandığını, ticaret sicil gazetesinde yapılan ilanda anılan genel kurula tüm ortakların katıldığının belirtildiğini, kendisine genel kurul toplantısının bildirilmediği gibi genel kurul toplantısına da katılmadığını, hazirun cetvelinde yer alan imzanın kendine ait olmadığını, TTK 447 maddesi hükmüne göre pay sahibinin genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilmez nitelikteki hakları ortadan kaldıran kararlarının mutlak butlanla sakat olduğunu belirterek anılan genel kurul kararlarının mutlak butlanla batıl olduğunun tespitini talep etmiş, mahkemece hak düşürücü süre içinde dava açılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş karara karşı davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.Anonim şirketlerde...
Bu nitelikteki kararların batıl olduğunun tespiti davası açabilmek için kararlara muhalif olmak gerekmediği gibi, açılacak dava da herhangi bir süreye tabi değildir." Somut olayda ; davada öncelikle çözülmesi gereken sorunlar; davacıların davalı kooperatif üyesi olup olmadıkları, toplantıya çağrının usulüne uygun yapılıp yapılmadığı, toplantıya katılan davacıların muhalefet şerhlerinin bulunup bulunmadığı, katılmayan üyeler yönünden alınan kararların nisabının etkilenip etkilenmediği ve genel kurulda alınan kararların iptalinin gerekip gerekmediği sorunlarıdır. Öncelikle davacılardan ... ve ... yönünden davalı kooperatifin üyesi olup olmadıklarının tespiti için, Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin 20/02/2020 gün ve ... E. ... K. sayılı ilamının kesinleşmesi beklenilmiş, söz konusu ilamın 27/02/2023 tarihinde kesinleştiği ve ilam içeriğine göre davacılardan ... ve ...'in davalı kooperatifin üyesi oldukları belirlenmiştir....
Hakim de genel kurul kararının yoklukla sakat olduğunu resen dikkate almak zorundadır. Yok hükmündeki genel kurul kararları yönetim kurulu tarafından icra edilemeyeceği gibi ticaret siciline tescil ve ilan edilemez. Butlan; genel kurul kararları şekil ve usul bakımından geçerli olmakla birlikte konusu bakımından emredici kanun hükümlerine, ahlaka ve adaba aykırı ve imkansız ,anonim ortaklığın temel yapısını bozucu nitelikte ise alınan genel kurul kararları batıldır ve en başından beri geçerli değildir. Kanun koyucu TTK 447 maddesinde genel kurulun batıl kararlarına örnekler vermiştir. Bu çerçevede batıl genel kurul kararlarının hüküm ve sonuçları bakımından yoklukla paralellikler söz konusudur. Bunun sonucu olarak batıl genel kurul kararı en baştan geçerli değildir. Bu kararların iyileştirilmesi olanağa bulunmamaktadır. Batıl genel kurul kararları yönetim kurulu tarafından icra edilemeyeceği gibi ticaret siciline tescil de edilemez....
uhdesine düşen dairelerin sabit ödemeli ortaklara satılması konusunda karar alınıp, bu konuda yönetim kuruluna yetki verildiğini, müvekkilinin 2003 yılında sabit ödemeli ortak statüsünü kazandığını, davalının sabit ödemeli ortak statüsünü tek taraflı olarak değiştiremeyeceğini, diğer tüm sabit ödemeli ortaklara nazaran daha fazla ödeme yaparak bu ortaklığı kazandığını, 32.500 TL ödeyerek kooperatife ortak olduğunu, müvekkilinin davalı kooperatife borçlu olmadığının, sabit ödemeli ortak olduğunun tespiti açısından 12.03.2006 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında alınan 7. maddesinin mutlak butlanla batıl olduğuna ilişkin olarak İzmir ......
Dava, davalı şirket yönetim kurulunca 30/11/2021 tarihli yönetim kurulunda alınan 2021/2, 2021/3 ve 2021/4 sayılı yönetim kurulu kararlarının TTK 391.maddesi uyarınca batıl olduğunun tespitine ilişkin yönetim kurulu kararlarının iptali davasıdır. Davacılar, açmış oldukları davada, davalı şirketin ortakları olduklarını ve davacılardan .......... ve ............'...
Dava; Davalı şirketin 28.04.2020 tarihli 2018-2019 yıllarına ait olağan genel kurul toplantısında alınan kararların yoklukla malül (mutlak butlanla batıl) olduğunun tespiti bunun mümkün olmaması halinde terditli olarak genel kurul kararının 3,4,6,7 ve 9 nolu maddelerinin iptali istemine ilişkindir. Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde;Davacının, pay sahibi olduğu Konya Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün ... sicil numarasına kayıtlı davalı ...'...
Noterliği'nin 17/08/2011 tarih ve ... yevmiye nosu ile onaylanan ortaklar kurulu kararıyla son verildiğini, bu hususun Osmaniye Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından 17/08/2011 tarihinde tescil ve ilan olduğunu, tescil ve ilan talebinin yetkili şirket müdürü tarafından yapıldığını, müvekkili sicil müdürlüğünün davaya konu ortaklar kurulu kararının oluşmasında maddi hukuk anlamında herhangi bir hak yada yükümlülük sahibi olmadığından bahisle davalı sıfatıyla kazai olarak yükümlülük altına sokulamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece, kararın gerekçe kısmında 1136 Sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 59. maddesinin 6. fıkrası kapsamına göre kira sözleşmesinin mutlak butlan ile batıl olduğu belirtilmesine rağmen, “kira sözleşmesinin mutlak butlan ile batıl olduğunun tespitine ve müdahalenin menine” hükmedilmesi gerekirken,yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiş ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi,yeniden yargılamaya gereksinim göstermediğinden, HUMK.nun 438/7 nci maddesi uyarınca hükmün,aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanması gerekmiştir....
Pay sahipleri ancak genel kurulda, borca batıklığın tespitine karşın harekete geçmeyen yönetim kurulu üyelerinin azlini sağlamak üzere talepte bulunabilirler. Dolayısıyla, dava konusu edilen davalı şirketin borca batık olduğunun tespiti talebi yönünden davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığından bu talebin reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece yazılı şekilde davalı şirketin borca batık olduğunun tespitine hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. 2- Davada ayrıca 12/11/2007 günlü davalı şirketin olağanüstü genel kurulunda alınan şirket sermayesinin 200.000,00 TL'den 6.500.000,00 TL'ye çıkartılmasına ilişkin kararın batıl olduğunun tespiti, olmadığı takdirde iptali istenmiştir....