İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; limited şirketlerde ayrılan ortağın ayrılma akçesi alacağı kişiler hukukuna ilişkin, kayıt ve sicillerde değişiklik yaratan ilam niteliğinde olduğu için mahkeme kararı kesinleşmeden takibe konu edilmesi mümkün olmadığını, limited şirket ortaklarının çıkma veya çıkarılma davası neticesinde lehlerine hükmedilen çıkma payı / ayrılma akçesi ve kar payı kararlarının kesinleşmeden icra takibine konu edilemeyeceği yargıtay kararlarında açık ve net olduğunu, Yargıtay kararında şirketten çıkma kararı yenilik doğurucu nitelikte bir karar olduğundan mahkeme kararının kesinleşmesi, tüm yargı sürecinin tüketilmesinden sonra alınan mahkeme kararının Ticaret sicilinde tescil ve ilanı ile kesinleşeceğini, davada nihai mahkeme kararı kesinleşmemiş ve Ticaret sicilinde tescil ve ilanı olmadığını, Yargıtay kararlarına göre ayrılma akçesi alacağının mahkeme kararı kesinleşmeden takibe konu edilmesi mümkün olmadığını söyleyerek şikayetin kabulü...
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davacının ilk talebinin çıkma payı alacağına ilişkin olduğu, ancak 03.03.2011 tarihli duruşmada ayrılma talebinden vazgeçildiğini, bilirkişinin bu vazgeçmeyi gözden kaçırarak çıkma payı alacağı hakkında rapor düzenlediği, bu rapor sunulduktan sonra davacı vekilinin yeniden çıkma payı miktarına göre inceleme yapılmasını talep ettiği, bu hususun usul tekniği açısından mümkün olmasına rağmen HMK'nın 29'ncu maddesine aykırı görüldüğü, çelişkili davranış yasağı kapsamında kaldığı, bu durumda çelişkiden önceki davranışa itibar edileceği, ayrıca çıkma payı alacağının şirketin devamının mümkün bulunması halinde kabul edildiği, sadece kağıt üzerinde var olan, malvarlığı tespit edilmeyen şirket gözetildiğinde çıkma talebinin kabulünün bu müessesenin yapısına aykırı olduğu, müdür ulsüzlük yaptığı iddiasının davacı yönünden şirketten çıkma ve çıkma payı alacağı talebinin kabulüne yol açmayacağı, bu iddianın ancak şirket müdürünün...
DEĞERLENDİRME: Dava, anonim şirketin fesih ve tasfiyesine, olmadığı takdirde şirketten çıkma ile çıkma payı ve kar payı alacağının tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacının, davalı şirket ortağı olup olmadığı, ortaklık ilişkisinin devam edip etmediği, davalı şirketin feshini gerektirir haklı sebepler bulunup bulunmadığı, şirketin organsız kalıp kalmadığı, bu sebeple feshinin gerekip gerekmediği ve yine davacının ortaklıktan çıkmasını gerektirir haklı nedenler olup olmadığı, iş bu nedenlere dayalı olarak, ortaklıktan çıkarılmasına karar verilip verilemeyeceği ile, davacının ortaklık payına düşen kâr payı alacağı olup olmadığı, var ise miktarı noktasında toplanmıştır....
AŞ'nin defter ve belgelerinde de davacının %10 hisseyi değeri karşılığında devrettiği, resmi kayıtlara bu şekilde geçtiği, buna rağmen bedelini alamamışsa devrettiği ortağa karşı alacak davası açabileceği; keza davacının şirket işleyişi hakkında kendisine bilgi verilmediğine dair nedeninde tek başına ortaklıktan çıkma nedeni olamayacağı; bilgi isteme yönünden şirkete çektiği bir ihtarın bulunmadığı ya da mahkemeye şirket kayıtlarını inceleme ya da inceletmek için herhangi bir başvurusunun olmadığı, yine kar payı dağıtılmadığına ilişkin sebebinde bir çıkma nedeni olamayacağı; davacının davalı şirket yönünden kar payı dağıtmama hali 'direngenlik' seviyesinde ise, mahkemeden kar payı alacağı talep etmesinin mümkün olduğu nazara alınarak; hazırlanan bilirkişi raporuda gerekçeleri ile birlikte kabule şayan bulunarak davacının şirket kayıt ve defterleri ile de 'haklı çıkma sebebi'ni ispatlayamadığı... " gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir....
-K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin, davalı kooperatif ortağı iken 09.12.2009 tarihinde ortaklıktan istifa ettiğini, müvekkilinin, kooperatiften, 186.854,67 TL çıkma payı alacağı ile kooperatife ait arsanın değerinden hissesine düşen 40.000,00 TL ve huzur hakkı olarak da 10.500,00TL alacağı bulunduğunu, 2009 yılı bilançosunun kabul edildiği 10.04.2010 tarihli genel kurul toplantısında, ödemenin 3 yıl içinde, 6 eşit taksit halinde yapılacağı şeklinde erteleme kararı alındığını, erteleme kararının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, toplam 237.354,67 TL alacağın davalıdan faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir....
Davalı vekili, dava ticari dava olduğundan Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, müvekkili kooperatif üyesi olan davacının üyeliğinin 31.07.2006 tarihli yönetim kurulu kararıyla sona erdiğini, davacının kooperatife ödediği üyelik aidat toplamının 12.950,00 TL olduğunu, 1.400,00 TL geri ödeme ve 605,87 TL tutarındaki yönetim giderlerinin düşülmesinden sonra 10.994,13 TL asıl alacağı olduğunu, fazlasına ilişkin asıl alacağı kabul etmediklerini, davacının ortaklıktan çıktığı 2006 yılına ilişkin bilançonun tasdik edilmediğini dolayısıyla muaccel olmadığını, çıkma payı alacağına ilişkin faiz talep edilemeyeceğini, savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Kooperatifler Kanunu’nun 17/2. ve TBK 147/4 maddelerinde kooperatif ile ortağı arasındaki uyuşmazlıklarda zamanaşımı süresi 5 yıl olarak öngörülmüş olup TBK’nın 154/2. maddesinde de alacaklının, dava yoluyla mahkemeye başvurmasının zamanaşımını kesen sebeplerden olduğu düzenlenmiştir. Davacının çıkma payı alacağı 17.07.2007 tarihinde muaccel olmuş ise de davacı çıkma payı alacağı için ... Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/109 E., 2010/443 K. sayılı dosyasında dava açmış, açılan bu davada davanın reddine dair verilen karar 08/12/2010 tarihinde kesinleşmiş olduğundan bu tarih itibariyle zamanaşımının kesildiği ve yeniden işlemeye başladığı açıktır. Bu durumda mahkemece, davacının 23.01.2014 tarihinde davalı aleyhine başlattığı icra takibi başlattığı dikkate alındığında 5 yıllık zamanaşımı süresi dolmadığı gözetilerek, işin esasına girilip bir karar verilmesi gerekirken, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır....
Şirketin gayri faal olduğu ve ortaklar arasında anlaşmazlık bulunduğu, şirketin vergi dairesinden ----- vermediği sabit olup, davacının haklı sebeple ortaklıktan çıkma talebinin yerinde olduğu kanaatine varılmıştır. Ortaklıktan çıkma payının hesaplanması için alınan bilirkişi raporunda şirketin --- yılına ilişkin kurumlar vergisi beyannamesindeki bilgilere göre şirketin --- Zarar ettiği, ---olduğu, bu varlıklardan ---- olarak göründüğü, mevcut dosya içeriğine göre tespit edilebilen bu öz varlıktan davacının------ olduğu ve bu tutarın davacı yönünden ayrılma payı olarak kabul edilebileceği kanaatine varılarak davacının şirketten ayrılma talebinin kabulüne, ayrılma payı talebinin kısmen kabulüne, gerek fesih ve tasfiye davasında gerek ortaklıktan ayrılma davasında diğer şirket ortaklarının pasif husumeti bulunmadığından onlar yönünden davanın pasif husumet yönünden reddine karar verilerek aşağıdaki şeklide hüküm kurulmuştur....
-K A R A R- Davacı vekili, davalının kooperatife üye iken 2010 yılında noterden keşide ettiği ihtarname ile üyelikten istifa ettiğini, kooperatif ortağı iken yaptığı ödentilerin iadesi için müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını ileri sürerek, çıkma payı alacağı muaccel hale gelmeden başlatılan icra takibi nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin 2009 yılı Mayıs ayı sonunda ortaklıktan ayrılmak zorunda kaldığını, aradan 10 ay geçmesine rağmen çıkma payının ödenmemesi nedeniyle icra takibi başlatıldığını, alacağın 2010 yılı şubat ayında muaccel hale geldiğini ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur....
ait genel giderlere katılım payı ve gecikme cezaları toplamı 71.672,00 TL'nin düşülmesinden sonra bakiye alacağının 68.832,50 TL olduğu hesaplanmış ise de, Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına göre davacının toplam ödemelerinden yalnızca kooperatiften çıktığı yılın genel giderlere katılma payı ile çıktığı tarihe kadarki gecikme faizlerinin düşülebileceği, buna göre davacının iptal edilen ilk payı için son yıl (2018) genel gider payı 3.550 TL ve gecikme faizleri 5.669 TL ile ikinci payı sebebiyle kooperatiften çıktığı 2020 yılına göre son yıl (2019) genel gider payı davacının takip tarihi itibariyle alacağının 2019 yılı genel giderlere katılma payı 4.676.00 TL ile 2017-2018-2019 yıllarına ilişkin gecikme faizleri 6.921.00 TL'nin düşülmesiyle, davacının çıkma payı alacağının 117.688.50 TL olduğu, Mahkemenin değerlendirmesi ve nihai takdiri, davacının çıkma payı alacağının ödenmesinin kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürecek nitelikte olmadığı ve erteleme kararının içerik ve süre yönünden...