Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, ortaklar arasında ilişkinin dürüstlük kuralı çerçevesinde devam ettirilmesini imkansız hale getiren mali güvensizliklerin yaşandığı, olaylara bağlı olarak güven ilişkisinin kırılması sonucu davacının ortaklığa devam etmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle davacının ortaklıktan çıkma isteminde haklı olduğu, müdürlük sıfatının da son bulması gerektiği, tespit davası açanın tespit davası açmakta hukuken korunmaya değer güncel yararının bulunması gerektiği, eda davası ile elde edilebilecek bir menfaatin tespit davasına konu olamayacağı, davacının çıkma payının tespitinde hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüyle ortaklıktan çıkma ve müdürlük görevinden ayrılma istemlerinin kabulüne, çıkma payının tespitine ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur....

    alenen göstermekte olduğunu, ilk raporu hazırlayan bilirkişi heyetinin bu hususlarda herhangi bir inceleme ve açıklama yapmadığını, öte yandan davalı şirkete ait ticari defter ve kayıtların denetime elverişli şekilde dava dosyasına sunulmaksızın, bilirkişinin şirkete giderek mahallinde yaptığı salt incelemeyle değerlendirilmesi, kendilerine muhtemel bilirkişi hatalarını denetleme ve tespit etme imkanı vermediğini, dolayısıyla bilirkişi incelemesine esas olan tüm defter ve kayıtların da dava dosyasına sunulmaksızın karar verilmesinin de yargılamanın aleniliği ilkesi ile müvekkilinin hak arama özgürlüğünün ihlali niteliğinde olduğunu, belirtilen sebepler neticesinde yerel mahkeme kararında hükmedilen ortaklıktan çıkma payının kaldırılarak müvekkilinin ortaklıktan çıkma payının hukuka uygun olarak yeniden belirlenmesi gerektiğini ileri sürmüştür.Davalı - karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirket, ...'...

      yönetildiğini alenen göstermekte olduğunu, ilk raporu hazırlayan bilirkişi heyetinin bu hususlarda herhangi bir inceleme ve açıklama yapmadığını, öte yandan davalı şirkete ait ticari defter ve kayıtların denetime elverişli şekilde dava dosyasına sunulmaksızın, bilirkişinin şirkete giderek mahallinde yaptığı salt incelemeyle değerlendirilmesi, kendilerine muhtemel bilirkişi hatalarını denetleme ve tespit etme imkanı vermediğini, dolayısıyla bilirkişi incelemesine esas olan tüm defter ve kayıtların da dava dosyasına sunulmaksızın karar verilmesinin de yargılamanın aleniliği ilkesi ile müvekkilinin hak arama özgürlüğünün ihlali niteliğinde olduğunu, belirtilen sebepler neticesinde yerel mahkeme kararında hükmedilen ortaklıktan çıkma payının kaldırılarak müvekkilinin ortaklıktan çıkma payının hukuka uygun olarak yeniden belirlenmesi gerektiğini ileri sürmüştür....

      Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1- Dava, haklı sebeplerle şirket ortaklığından çıkma ve çıkma payının tahsili istemine ilişkin olup, davacılar, müdürler tarafından şirketin kötü yöneltilmesini, şirket hakkında kendilerine bilgi verilmemesini ve uzun zamandır kar payı yada temettü ödemesi yapılmamasını haklı neden olarak ileri sürmüşler; mahkemece de müdürlerin şirketi kötü yönetip zarar etmesine sebep olduğu, davacıların ikameti ile davalı şirketin bulunduğu yerin ayrı şehirlerde olması nedeniyle davacıların şirketi denetim olanağının sınırlı olduğu gerekçeleriyle davacıların ortaklıktan çıkma talepleri haklı bulunmuş ve davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, mahkemece ortaklık çıkmak için haklı sebeplerin bulunup bulunmadığı hususu yeterince değerlendirilmemiş olup, mahkemece kararın gerekçesinde sayılan nedenler haklı sebepler olarak kabul edilemez....

        Şti.’nin fesih ve tasfiyesini istediği, çıkma yahut fesih kararı verilmesi hallerinde davacının elde edeceği menfaatin aynı olduğu, her iki durumda da davacının ortaklığının sona erip varsa ayrılma yahut tasfiye payını alacağı, davacının ayrılma payının gerek değerinin fesih ve tasfiye halinde daha doğru hesaplanacağı, davanın kabulü dikkate alınarak ilk derece mahkemesince fesih ve tasfiyeye karar verilmesinde hukuka aykırılığın bulunmadığı, davacının fesih ve tasfiyenin kaldırılarak çıkma kararı verilmesini istemesinin 6100 sayılı HMK’nın 29. maddesi kapsamında uygun olmadığı, çıkma payının hesaplanmasında ilk derece mahkemesince çıkma payının hesaplanmasında karar tarihine göre yapılan değerlendirmenin yerinde olduğu, hesaplamaların denetlenebilir bulunduğu, fesih ve tasfiyesine karar verilen davalı şirketin mali durumu hakkındaki değerlendirmenin tasfiye aşamasında yapılacağı, yöneticinin sorumluluğunu gerektirir bir durumun bulunması halinde tasfiye aşamasında sorumluluk cihetine gidilebileceği...

          Sonuç olarak Davacı ---diğer % 50 ortağı ve davacının eşi ---arasındaki boşanma davası ve sosyal ilişkiler nedeniyle oluşan davada, davacının davalı şirket ortaklığından çıkmasının talep etme koşullarının TTK 638/2.maddesine göre var olduğu, karar tarihine en yakın tarih itibariyle davalı şirketin öz kaynak değerinin 1.625.134,34 TL olduğu, davacının %50 hisse sahibi olarak çıkma bedelinin 812.567,17 TL olarak hesaplanabileceği anlaşılmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davanın KABULÜNE; Davacının ---%50 oranındaki ortaklıktan çıkma koşullarının oluşması nedeniyle TTK'nun 638/2. Maddesi uyarınca çıkma talebinin KABULÜNE ve bu şirketin ortaklığından çıkmasına, TTK'nun 641/1....

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/514 KARAR NO : 2023/496 DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) DAVA TARİHİ : 23/06/2023 KARAR TARİHİ : 04/07/2023 Mahkememize tevzi olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının tensiben yapılan incelemesi sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı ....Sicil Müdürlüğü mahkememize sunduğu dava dilekçesi ile; ....Sicil Müdürlüğünün Merkez- ... sicil numarasında kayıtlı ... Merkezi Gıda Turizm Sanayi Ticaret Limited Şirketi hakkında, ... tarafından Müdürlüklerine sunulan 30/01/2023 tarihli dilekçe ve ekinde yer alan İzmir ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... Esas ... K sayılı kararı ile şirket ortağı ...'nın ortaklıktan çıkmasına karar verildiğinin bildirildiğini, sicil kayıtlarının tetkikinde ... Merkezi Gıda Turizm Sanayi Ticaret Limited Şirketi'nin 02/02/2011 tarihinde Müdürlüklerine tescil edildiğini, ... ve ...'ın kurucu ortak olarak yer aldığını, ilk yirmi yıl için ...'...

              Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, şirketin infisah sebepleri arasında sayılan haklı sebebin oluşmadığı, bu kabul çerçevesinde şirketin fesih ve tasfiyesi talebinin yerinde görülmediği, davacının anne, babası ve kardeşinin davalı şirkete ortak olduğu, anne ve babanın boşanmaları sonrasında davacının diğer şirket ortaklarıyla ilişkisinin olumsuz hale geldiği, taraflar arasında kalıcı olan ve dava sırasında da süren husumetin çıkma isteği için haklı sebep teşkil ettiği, çıkma payı alacağının öz varlığın hüküm tarihine en yakın tarihteki rayiç değeri üzerinden hesaplanarak belirlenmesi gerektiği, yapılan tespite göre davacının çıkma payının şirket öz kaynaklarına göre 104.290,23 TL olduğu belirlenmiş olup, bu miktarı davacının davalı şirketten çıkma payı olarak talep edebileceği, şirket büyük ortağı aleyhine bu dava açılmış ise de davacıya ödenecek çıkma payından davalı şirket sorumlu olduğundan davalı ... aleyhine açılan davanın reddinin gerektiği sonucuna...

                Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Çıkma davası diğer ortağa karşı değil şirkete karşı açılır. Dava şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinde açılır. Mahkeme kararında çıkma tarihi ayrıca gösterilmemiş ise çıkma kararının kesinleştiği tarih çıkma tarihi sayılır. Çıkma davasının kabul edilebilmesi için davacının ortaklık payının ne şekilde ödeneceği de belirlenmek durumundadır o yüzden talep edilmese bile bu hakkın tespiti gerekir. Çıkmaya ve buna bağlı olarak ayrılma akçesine karar verilmesi halinde, hükmedilen ayrılma akçesi üzerinden nispi karar ilam harcı ve vekalet ücreti belirlenir....

                  Davacı taraf, ---- tarihinde davalı şirketin %5 payını devraldığını,----- tarihinde devraldığı %5 payı dava dışı------- devrettiğini, şirket genel kurulunun devri onaylamadığından bahisle devrin tespiti olmadığı takdirde haklı nedenle ortaklıktan çıkma isteğinde bulunmuştur. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun Esas sermaye payının geçişi hâlleri Devir başlıklı 595 nci maddesi "(1) Esas sermaye payının devri ve devir borcunu doğuran işlemler yazılı şekilde yapılır ve tarafların imzaları noterce onanır. Ayrıca devir sözleşmesinde, ek ödeme ve yan edim yükümlülükleri; rekabet yasağı ağırlaştırılmış veya tüm ortakları kapsayacak biçimde genişletilmiş ise, bu husus, önerilmeye muhatap olma, önalım, geri alım ve alım hakları ile sözleşme cezasına ilişkin koşullara da belirtilir. (2) Şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse, esas sermaye payının devri için, ---- onayı şarttır....

                    UYAP Entegrasyonu