Çıkma payı bir nevi tasfiye payıdır. Yani çıkan ortak için tasfiye payının yerine geçmektedir. Bu nedenle bu hak, farazi tasfiye payı olarak ifade edilmektedir. Çıkma ile ortaklık, sadece çıkan ortak için sona erdiğinden, ona düşen payın verilmesi amaçlanmaktadır, zira diğer ortaklar için ortaklık ilişkisi devam etmektedir. Bu bağlamda ayrılma payını, ortaklıktan ayrılan ortağa esas sermaye payını ve bu payın ona sağladığı ortak sıfatını kaybetmesine karşılık kendisine ödenmesi gereken değer olarak kabul etmek gerekir. (Bkz. Yrd. Doç. Dr. Nihat TAŞDELEN, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa Göre Limited Ortaklıklarda Çıkma Çıkarılma ve Fesih, Ankara 2012, sf. 179 vd.)...
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, limited şirket ortaklığından çıkma, kâr payı ve ayrılma payının ödenmesi talebine ilişkindir. Mahkemece, davacının sahteliğini iddia ettiği 2014/01 Karar numaralı Kayseri 1. Noterliğinin 09098 yevmiye nolu 24/04/2014 tarihli tasdikine konu ortaklar kurulu kararında davacı ortağın imzasının bulunmadığı, söz konusu kararın sahte olduğu, davacı ortak adına atılan imza ile oluşturulan imza sirkülerinin -davacı ortak zarara uğramamış olsa dahi- davacı için ortaklıktan çıkma bakımından haklı sebep teşkil ettiği gerekçesiyle davacının haklı sebeple limited şirket ortaklığından çıktığının tespitine, çıkma payı ve kar payı talepleri yönünden açılan davanın ise reddine karar verildiği görülmüştür. 6102 sayılı TTK’nin 638/2. maddesi “Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir.” hükmünü haizdir....
Bu durumda mahkemece, davacının çıkma payı alacağının 29.06.2010 tarihli genel kurulda ödenmesine karar verilerek benimsendiği ve bu tarihte muaccel olduğunun kabulü ile davalı kooperatifin defter, kayıt ve belgeleri üzerinde kooperatif uygulamaları konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile inceleme yapılıp, yukarıda açıklanan ilkelere göre davacının çıkma payı alacağının miktarı ile ilgili rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir...” gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir....
-K A R A R- Davacı vekili, ....02.2010 tarihinde davalı kooperatif üyeliğinden istifa eden müvekkiline ödenmeyen çıkma payı alacağının tahsili için davalı aleyhine başlattıkları ilamsız ... takibine vaki itiraz üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptaline, takibin devamına ve lehine inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında 07.....2011 tarihinde harçlandırılan ıslah dilekçesiyle de davasını tamamen ıslah ederek alacak davasına dönüştürdüğünü ve 38.273,37 TL çıkma payı alacağının muaccel olduğu tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı kooperatif vekili, 2009 yılı bütçesinin görüşüldüğü 05.06.2010 tarihli genel kurulda, çıkma payı ödemelerinin üç yıl ertelendiğini, davacının istifa ettiği yılın bilançosu görüşülmeden ve alacağı muaccel olmadan ... takibi yaptığını savunarak, davanın reddini istemiştir....
Mahkememizce ... tarihinde yapılan yargılamasında davacı vekili; "biz çıkma payı ve kar payı alacağımız için açtığımız davadan feragat ediyoruz" şeklinde beyanda bulunmuştur. Dava TTK 638/2 maddesi uyarınca limited şirketinde bulunan ortaklıktan çıkmaya izin verilmesi ve ayrılma payı akçesinin dava tarihinden itibaren işleyen ticari faizi ile birlikte tahsili talebine ilişkindir. Ancak yukarıda belirtildiği gibi davacı yargılama sırasınra kar payı alacağına ilişkin davasından feragat etmiştir. Limited ortaklık sürekli bir borç ilişkisi içeren hukuki müessese olup, ortağın ortaklıkla arasındaki hukuki bağ, sahip olduğu hak ve borçlarla birlikte değerlendirildiğinde tarafların MK. 2 'deki dürüstlük kuralı gereğince, devamı kendisi için çekilmez hale gelen bir ilişkiyi sürdürmesi beklenemeyeceğinden, haklı sebeplerin varlığı halinde bu ilişkiyi sona erdirmesi mümkündür....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, ortaklıktan çıkma ve ayrılma akçesi alacağının tahsili davalarında hüküm altına alınan alacak kararın kesinleşmesi ile muaccel olacağından davacının ayrılma akçesinin muaccel olmadığı, davalı şirkete ait mal, alacaklar ile gayrımenkul ve taşıtları üzerine 03/03/2017 tarihli tensip ara kararıyla ihtiyati tedbir konulduğundan davalının bu menkul ve gayrımenkulleri kaçırması suç oluşturduğu gerekçesiyle davacının davalı şirket taşınır, taşınmaz, araç, makina, gayrımenkuller üzerine ihtiyati haciz konulması talebinin reddine karar verilmiştir....
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, şirketin infisah sebepleri arasında sayılan haklı sebebin oluşmadığı, bu kabul çerçevesinde şirketin fesih ve tasfiyesi talebinin yerinde görülmediği, davacının anne, babası ve kardeşinin davalı şirkete ortak olduğu, anne ve babanın boşanmaları sonrasında davacının diğer şirket ortaklarıyla ilişkisinin olumsuz hale geldiği, taraflar arasında kalıcı olan ve dava sırasında da süren husumetin çıkma isteği için haklı sebep teşkil ettiği, çıkma payı alacağının öz varlığın hüküm tarihine en yakın tarihteki rayiç değeri üzerinden hesaplanarak belirlenmesi gerektiği, yapılan tespite göre davacının çıkma payının şirket öz kaynaklarına göre 104.290,23 TL olduğu belirlenmiş olup, bu miktarı davacının davalı şirketten çıkma payı olarak talep edebileceği, şirket büyük ortağı aleyhine bu dava açılmış ise de davacıya ödenecek çıkma payından davalı şirket sorumlu olduğundan davalı ... aleyhine açılan davanın reddinin gerektiği sonucuna...
de cevap alamadığını iddia ederek şirket ortaklığından çıkmasına ve müvekkile ait sermaye payı ve kar payının hesaplanarak tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
-K A R A R- Davacı vekili, davalı kooperatifin üyeliğinden ayrılan davacıya çıkma payı alacağının bir kısmı ödendiği halde bakiye 6.900,00 TL'sinin ödenmediğini, davalının bu alacağın tahsili için yapılan icra takibine itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini ileri sürerek itirazın iptali ile lehlerine icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, kooperatif genel kurul kararıyla ortaklıktan ayrılanların aidat alacaklarının üç yılda geri ödenmesinin kararlaştırıldığını, karar aleyhine dava açılmadığından kesinleştiğini savunarak Kooperatifler Kanunu'nun 17 maddesi uyarınca davanın reddini istemiştir. Mahkemece, dosya kapsamı, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporuna göre davalı kooperatifin üyelikten ayrılanlara çıkma payı alacağını geciktirme kararının yerinde olmadığı, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 6.427,78 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....
Yukarıda da açıklandığı üzere davacının masaya kaydını isteyebileceği 14.271,08 TL çıkma payı alacağı vardır. Bu alacak 16/03/2009 tarihinde muaccel olduğundan, davacı bu tarihten, iflasın açıldığı 02/05/2013 tarihine kadar işlemiş faiz talep edebilecektir. Davacının alacağın muaccel olduğu tarih ile iflasın açıldığı tarihe kadar 5.306,50 TL işlemiş faiz talep edebileceği hesaplanmıştır. Toplanan delillerin değerlendirilmesinden; davacının çıkma payı alacağına ilişkin talebinin kısmen kabulüne, 14.271,08 TL çıkma payı alacağı, bu alacağın muaccel olduğu tarihten iflasın açıldığı tarihe kadar işlemiş faiz olan 5.306,50 TL olmak üzere toplam 19.577,58 TL davacı alacağının davalı/müflis kooperatifin iflas masasına kayıt ve kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....