"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı, 1477 ada 10 parsel sayılı taşınmazın önünde bulunan devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yaklaşık 300 m²'lik bölümün davalı tarafından taş duvar, toprak dolgu ve ahşap iskele yapılmak suretiyle işgal edildiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, müdahale olgusunun sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Dava, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir. Mahkemece, fen bilirkişisi raporunda belirtilen yerlere davalının yapmış olduğu müdahalenin önlenmesi ve imalatların yıkımına karar verilmiştir....
Mahkemece anılan yasa kuralı gözetilerek dava konusu edilen ve bilirkişi raporuyla saptanan ortak yerlere el atmanın her birinin kararın hüküm fıkrası kısmında mümkünse sıra numarası altında birer birer, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde açıkça gösterilmesi gerekirken salt "... Apartmanın iki ayrı giriş ve pazaj hollerindeki ortak kullanım alanındaki yerlere elatmalarının önlenmesine, ortak yerler üzerindeki yapılanmanın kal'ine, eski hale getirilmesine" biçiminde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.02.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu isteğin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dava, ortak yere haksız elatmanın önlenmesi ile haksız işgal tazminatı (ecrimisil) istemine ilişkindir. 1-Ecrimisil (haksız işgal tazminatı) konusunda mahkemenin görevsizlik kararının temyizi üzerine verilen Yargıtay kararına karşı HUMK.nun 440/III/3. maddesi hükmü uyarınca karar düzeltme yoluna gidilemeyeceğinden, davalının bu husustaki karar düzeltme isteminin reddine, 2-Ortak yere elatmanın önlenmesi ile buranın eski hale getirilmesi istemli dava yönünden ise; Düzeltilmesi istenilen Yargıtay ilamında benimsenen mahkeme kararındaki gerekçelere göre düzeltme dileğinde ileri sürülen sebepler HUMK.nun 440. maddesindeki yazılı hallerden hiç birisine uymadığından vaki düzeltme isteğinin REDDİNE, takdiren 136,00 YTL para cezasının düzeltme isteyenden alınarak hazineye gelir kaydettirilmesine, 12.4.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ,YIKIM Taraflar arasında görülen davada; Davacı vekili 1052 ada 41 parselin önünde yer alan devletin hüküm ve tasarrufu altındaki deniz yüzeyinin yaklaşık 320 m2 lik kısmına davalı tarafından taş duvar , toprak dolgu yapılmak suretiyle haksız yere müdahale edildiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve yıkıma karar verilmesini istemiştir. Davalı, taşınmazın denize kadar gittiğini, Hazineye ecrimisil ödediğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddiyle, bilirkişi raporunda F-C-G harfleri ile gösterilen yerlere elatmanın önlenmesine ve ilgili yerlerdeki imalatların kal'ine, B harfi ile gösterilen bölümüne yönelik istemin ise reddine karar verilmiştir. Karar, davalı ve davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı....
Dava, elatmanın önlenmesi davası niteliğindedir. Çekişmeli 488 parselin bulunduğu Akçaahıt Köyünde 1972 yılında yapılan orman kadastrosu vardır. Ancak 488 nolu parselin ... Köyü mülki sınırları içinde kaldığı ve ... Köyünde arazi kadastosu yapılmadığı anlaşılmaktadır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 27/06/2006 gününde oybirliği ile karar verildi....
"Öte yandan, bir uyuşmazlığın 634 sayılı yasa kapsamına girip girmediğinin tespitinde davacının kat maliki olması, davalının kat maliki olması ve uyuşmazlık konusunun ortak alan olması ölçütlerinin doktrin ve yasal içtihatlarda benimsendiği açıktır." (Yargıtay 1.HD., 18.12.2017, 2015/3022E. - 2017/7450K., Yargıtay 20.HD., 31/10/2017, 2017/4152E. - 2017/8671K.) 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 4.maddesinde ortak alanlar sayılmış olup, aynı Yasanın 16.maddesine göre, ortak alanlarda bütün kat malikleri arsa payları oranında ortak mülkiyet hükümleri çerçevesinde bu yerlere malik olup her birisi arsa payı ile oranlı kullanım hakkına sahiptir. Eldeki davada, tapu kayıtlarından davanın taraflarının kat maliki oldukları, ortak alan olan çatısında projesine aykırı oluşturulan çekme katın davalının kullanımında olduğu iddiası ile davanın açıldığı anlaşılmaktadır....
Mahkemece, Kat Mülkiyeti Kanunu uyarınca Sulh Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğu gerekçesiyle verilen görevsizlik kararı, Dairece; “...yapılan uygulamada yanların bağımsız bölümleri arasında inşa ettikleri duvarın davacının 2 nolu bağımsız bölümü içinde yer aldığı ve 5.72 m2 lik yerin davalıların bölümüne katıldığının görüldüğü, bu durumda, davada ileri sürülen isteğin Türk Medeni Kanunu'nun 683. maddesinde sözü edilen mülkiyet hakkına dayalı olduğu ve ortak duvarın yıkımı ile projeye uygun hale getirme isteğinin bu açıdan genel mahkemenin görevinde olduğu, ortak yere yönelik elatmanın önlenmesi isteği bakımından ortak alana ne gibi bir müdahale olduğu belirlenmediği ve mahkemenin görevli olup olmadığının tartışılmadığı...” gerekçesiyle bozulmuş olup, mahkemece bozmaya uyulmak suretiyle yargılamaya devam edilerek, bağımsız bölümler bakımından elatmanın önlenmesine, yıkım ve ecrimisil isteklerinin kabulüne, ortak alana yönelik istek yönünden ise mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir...
Davalı köylerin temsilcileri dava konusu yerlerin davalı köyler tarafından kadimden beri kullanıldığını, davacı aşiretin bu yerlere yazın belli dönemlerde geldiklerini ve herhangi bir icar bedeli de ödemediklerini belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece davanın kısmen kabulüne, davacının ... yaylasını kullanma hakkının bulunduğu, Batırma yaylasının ise davalı köylerin kullanımında olduğu anlaşıldığından, davacının ... yaylasına elatmanın önlenmesi talebinin kabulüne, Batırma yaylasına elatmanın önlenmesi yönündeki talebinin reddine karar verilmiştir. Hükmü taraf vekilleri temyiz etmiştir. Dava, mera-yaylak alanına elatmanın önlenmesi isteğine ilişkidir. Hukuki nitelikleri itibariyle devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olan meralar özel mülkiyete konu olamazlar....
Dava; paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi, kal talebine ilişkindir. Hemen belirtilmelidir ki; paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenmesini her zaman isteyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre, payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu elatmanın önlenmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir....
Davalı şirketler, davacı tarafla yapılan Dağıtım Sistemine Bağlantı Anlaşma çerçevesinde 3.şahısların hattan yararlandırıldığını, işlemin hukuka uygun olduğunu, davalı şahıslar, ilgili yerlere müracaat ederek hat çektiklerini, davacıların hiçbir zararının olmadığını bildirip, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, dağıtım sistemine bağlantı anlaşması ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereği davacıların yaptıkları masrafların davalı şahıslara düşecek katılım ortaklık pay bedelinin davalılara ödeterek hattan yararlanmalarının sağlanması gerektiği gerekçesiyle, elatmanın önlenmesi, ecrimisil taleplerinin reddine, hat katılım payının tahsili talebinin kabulüne karar verilmiştir....