Bu nedenle yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir.Mahkemece ara kararla tedbiren velayetin anneye verildiği, son kararla da velayetin anneye verilmesine, velayetin kullanımının denetlenmesi, bakımından üç aylık periyotlarla rapor alınmasına karar verilmiş, karardan sonra düzenlenen raporlarda ortak çocukların anne yanında bulunmadıkları, baba ve babanın ailesi ile kaldıkları belirtilmiş, bunun üzerine mahkemece 14.09.2017 tarihli ek karar ile tedbiren velayetin babaya bırakılmasına karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ:Karşılıklı Velayetin Tevdi Taraflar arasındaki "velayetin tevdi" davası ile aynı yöndeki karşı davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı tarafından her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle tarafların boşanmalarına ilişkin Türkiye'de de tanınan yabancı mahkeme kararında ortak çocuğun velayetiyle ilgili bir düzenleme yapılmamış olup, çocuğun boşanmanın gerçekleştiği 28.08.2008 tarihinden bu yana davacı anne yanında olduğunun anlaşılmasına ve çocuk için dava tarihinden geçerli olmak üzere nafaka takdir edilmesinde Türk Medeni Kanununun 329/1. maddesi hükmü gereğince bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı- karşı davacının bu yönlere ve diğer yönlere ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddiyle usul...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Değiştirilmesi-Nafakanın Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm bağımsız tedbir nafakasının kaldırılması kararı ve çocuk için babaya verilen işitirak nafakasının başlangıç tarihi yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Müşterek çocuk İrem'in davanın açılmasından önce 07.04.2010 tarihinden itibaren davacı baba yanında kalmaya başladığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacı babanın ortak çocuk İrem'in daha önce davalı annenin bağımsız tedbir nafakası (TMK. m.197) sonucu ödemekle yükümlü tutulduğu tedbir nafakasını, velayetin değiştirilmesi kararının kesinleşme tarihine kadar ödemesine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu bölümlerinin düzeltilerek onanması gerekmiştir (HUMK.md.438/7)....
Davacının ortak çocuğun velayetinin davalıdan alınıp kendisine verilmesi yönündeki bu talebi, bir "çekişmesiz yargı" işidir (HMK. m. 382/2-13). Çekişmesiz yargı işlerinde de, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça talepte bulunan kişinin veya ilgililerden birinin oturduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu kabul edilmiştir (HMK.m.384). Velayetin kaldırılması veya ebeveynlerden birinden alınarak diğerine verilmesine, yahut kaldırılan velayetin iadesine ilişkin davalardaki yetki konusunda, Türk Medeni Kanununda aksine bir düzenleme bulunmadığına göre, Hukuk Muhakemeleri Kanunundaki "çekişmesiz yargı" ile ilgili genel yetki kuralı burada da uygulanacaktır. Somut olayda; dava, davacının yerleşim yeri mahkemesinde açılmış olup, bu yer yetkilidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı anne tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, 01.07.2015 tarihinde ...e açılmış, davalı kendisinin ve ortak çocuğun ... oturduğunu ileri sürerek yetkisizlik itirazında bulunmuş; mahkemece de, genel yetki kuralı esas alınarak "davalının adresinin .... olduğu” gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Oysa dava “velayetin değiştirilmesi“ isteğine ilişkin olup, çekişmesiz yargıya dahildir (HMK md.382/2-b-13-15). Çekişmesiz yargı işlerinde de, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça talepte bulunan kişinin veya ilgililerden birinin oturduğu yer mahkemesi yetkilidir. (HMK md.384). Bu kurala göre, davacı kendi oturduğu yer mahkemesinde dava açabilir....
velayetin kaldırılarak velayetin anneye verilmesine,aylık 1.500,00- TL iştirak nafakasının davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Aile Mahkemesinde görülen (2008/301 Esas-2008/1191 Karar) ve 24.02.2009 tarihinde kesinleşen karar ile 05.04.2006 doğumlu ortak çocuk Fazıl Can'ın velayetinin anneye verildiği, ortak çocuk lehine 150 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, annenin ortak çocuğun baba ile görüşmesini engellemeye çalıştığı, babanın icra ile ortak çocuğu görmeye çalıştığı, ancak annenin ortak çocuğu göstermemekte direndiği, ortak çocuğun okula devam etmediği, okul yerine arkadaşları ile dışarıda vakit geçirdiği, annenin çocuk üzerinde otorite sağlayamadığı, annenin de bir dönem başka adreste yaşadığı, her ne kadar uzman raporunda velayetinin annede kalmasının uygun olacağı belirtilmiş ve ortak çocuk da ilk derece mahkemesinde vermiş olduğu ifadesinde annesinin yanında yaşamaktan memnun olduğunu ifade etmiş ise de çocuğun üstün yararına öncelik verilmesi gerektiğinden ortak çocuğun psikolojik ve sosyolojik gelişimi ile eğitim hayatı, olumsuz çevresi ve yaşam tarzı da dikkate alındığında ilk derece mahkemesince velayetin...
Dosya kapsamına göre, müşterek çocuğun anne yanında kalmaya devam etmesinin ve velayetin annede bırakılmasının çocuğun gelişimini olumsuz etkileyeceği, bedeni, fikri, ahlaki gelişmesine engel olacağı yönünde ciddi ve inandırıcı deliller bulunmadığı gibi, hemen meydana gelecek bir tehlikenin varlığı da ispat edilememiştir. Öte yandan görüşmek için baba tarafından alınan ortak çocuk velayet annede olmasına rağmen görüşme süresi sonunda anneye teslim edilmemiştir. Baba hakkında çocuk kaçırma eylemi nedeni ile derdest ceza davası bulunduğu ve sosyal inceleme raporu içeriğine göre, çocuğun anne ile görüşmesine izin verilmediği, çocuğun anne özlemi çektiği, çocuğun yaşı nedeniyle anne sevgisine ihtiyacı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda velayetin değiştirilmesi talebinin reddi gerekirken, kabulü doğru bulunmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı baba tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Davacı babanın tanıkları ..., ..., ... dinlenilmeden hüküm kurulmuştur. Dosya içeriğinden Türk Medeni Kanununun 241. maddesinin uygulanmasını gerektiren bir durumun varlığı gerçekleşmemiştir. Davacı aşamalarda bu tanıkların dinlenmesinden vazgeçmemiştir. Buna göre adı geçen tanıkların dinlenilmesi ve tüm delillerin birlikle değerlendirilerek; gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 2- Dava, velayetin değiştirilmesine yöneliktir. Velayetin düzenlenmesinde aslolan çocukların üstün yararıdır....
Velayet altında bulunan çocuğun yerleşim yeri, ana ve babasının; ana ve babanın ortak yerleşim yeri yoksa, çocuğun kendisine bırakıldığı ana veya babanın yerleşim yeridir. Diğer hallerde çocuğun oturma yeri, onun yerleşim yeri sayılır. (TMK m. 21) Somut olayda; davacının, davalı ile boşandıklarını, boşanma kararında çocuğun velayetinin davalı anneye verildiğini, ancak çocuğun anne yanında kalmak istemediğini ileri sürerek velayetin değiştirilmesi istemiyle dava açtığı anlaşılmaktadır. Dosya kapsamından, dava tarihi itibariyle küçüğün annesi ile birlikte ".../..." adresinde oturduğu, ekonomik sosyal durum araştırması, dava ve cevap dilekçelerinden anlaşıldığından, uyuşmazlığın ... 6. Aile Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 6. Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 23/02/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....