Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kooperatif genel kurul kararının yok hükmünde olduğunun tespiti ve iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı, davalı kooperatiften peşin ödemeli üye olarak konut satın aldığını, ancak kendisinin katılmadığı 15.05.2011 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında 7 nolu başlıkla alınan kararla 8.000,00 TL borçlandırıldığını, ferdileştirme işleminin 2007 yılında yapıldığını, genel kurul toplantısı için çağrı yapılmadığını ve itirazların deftere işlenmediğini ileri sürerek, 15.05.2011 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında alınan 7 nolu kararın kendisi yönünden yok hükmünde olduğunun tespiti ile iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk ( İŞ) Mahkemesi Davacı, 27.12.2005 tarihinden sonra Bağ-Kur sigortalılığının geçerli olduğunun tespitiyle kabul edilmediği takdirde fazla ödeme olarak gösterilen primlerin karşılığı sürede isteğe bağlı sigortalı olduğuna karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R Dava, davacının 27.12.2005 tarihinden itibaren iptal edilen Bağ-Kur sigortalılığının geçerli olduğunun tespiti, aksi halde fazla ödeme olarak gösterilen primlerinin karşıladığı sürede isteğe bağlı sigortalı olduğunun tespiti istemine ilişkindir....

      - K A R A R - Davacı vekili; müvekkilinin davalı kooperatife 30/06/2000 tarihli yönetim kurulunun 42 no.lu kararı ile ortak olduğunu, H blok 14 nolu dairenin kendisine tahsis edildiğini, 30/11/2005 tarihine kadar 23.000,00TL aidat ödediğini, 04/12/2005 tarihinde yapılan genel kurulda yönetim kurulu değiştikten sonra müvekkilinin bugüne kadar yapılan genel kurula davet edilmediğini, 04/12/2005 tarihinden sonra davalı kooperatiften durumunu öğrenmek için talepte bulunduğunu ancak kaydının bulunmadığı cevabının verildiğini ileri sürerek müvekkilinin davalı kooperatife ortak olduğunun tespiti ile H blok 14 no.lu dairenin müvekkiline tahsisine, bunun mümkün olmaması halinde müvekkili tarafından kooperatife ödenen aidatların eskalasyon değerinin hesaplanarak % 30 faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı kooperatif vekili; davacının kooperatife üye olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....

        Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, fer'i müdahil Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; davanın, davalı .......olarak adi ortaklığa karşı, davacının 01/01/1976-01/09/1980 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığının tespiti istemli açıldığı anlaşılmaktadır. Adi ortaklık; Türk Borçlar Kanunu 620/1. maddesinde “Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir.” şeklinde tanımlanmıştır....

          halinde ise iki ayrı suçun oluşacağı, ayrıca atılı suçun temadi özelliği de dikkate alınarak uygulama yapılması gerektiği, somut olayda sanık hakkında köy yoluna ve 165 ada 1 no'lu parsele tecavüzden dolayı dava açıldığı ve mahkemece yapılan keşif sonucunda sanığın her iki yere de tecavüzünün tespit edildiği, 165 ada 1 no'lu parselin ise tapuda Maliye Hazinesi adına hali arazi vasfıyla kayıtlı olduğu anlaşılmakla, suça konu 165 ada 1 no'lu parsele ilişkin olarak mahallinde yeniden keşif yapılarak, TCK.nun 154/2. maddesinde sayılan öteden beri köylünün ortak yararlanmasına terk edilmiş mera, harman yeri, yol ve sulak gibi yerlerden olup olmadığı yöreyi iyi bilen tarafsız yerel bilirkişi ve tanıklardan da sorulup kesin biçimde saptanarak, köylünün ortak kullandığı yerlerden olduğunun tespiti halinde, sanığın köy yoluna ve 165 ada 1 no'lu parsele yönelik aynı veya ayrı bir suç işleme kararı bulunup bulunmadığı değerlendirilerek sonucuna göre zincirleme suç hükümlerinin tartışılması gerekirken...

            Tekstil isimli şirketin kurulduğunu, davalıların müvekkiline hiçbir ödeme yapmadan ortaklığının sona erdiğini beyan ettiklerini, şirkete yeni ortak aldıklarını ileri sürerek, müvekkilinin ortaklığının tespiti ile davalı şirketin feshinin tespitine ve şimdilik 10.000 TL'nin alacağının tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 03/09/2014 tarihli celsede davaya konu şirketin limited şirket olduğunu, bu nedenle müvekkilinin ... .... & .... Tekstil Ltd. Şti'de ortak olduğunun tespiti ile bu şirketin tasfiyesini talep etmiştir. Davalılar vekili, davanın genişletilmesine muvafakatlarının olmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir....

              DAVALI : HASIMSIZ DAVA : Öz Sermaye Tespiti DAVA TARİHİ : ... KARAR TARİHİ : ... KARAR YAZIM TARİHİ : 03/01/2023 Mahkememizde görülmekte olan öz sermaye tespiti davasının yapılan açık yargılaması sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA: Davacılar ... tarihli müşterek dilekçelerinde özetle; sahibi oldukları işletmenin öz sermayesinin Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğünün iş çevresinde kuracakları Limited Şirketi 'ne ayni sermaye olarak, tüm aktif ve pasifi ile devretmek için tespit yapılmasını talep ve dava etmiştir. YARGILAMA VE GEREKÇE: Dava, davacıların ferdi işletmesinin öz sermayesinin tespiti talebine ilişkindir. Mahkememizce davacının ticari defter ve kayıtlarında bilirkişi incelemesi yapılmış, yapılan tespit ve incelemeler sonucu alınan ... havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; varlıklar toplamı 606.050,13-TL, borçlar toplamı 281.050,12-TL olduğu, buna göre işletmenin öz sermayesinin toplam 325.000,01-TL olduğu, ortak ...'a 162.500-TL, ...'...

                O halde, kooperatifin 2002 yılı ve sonraki yıllara ilişkin genel kurul tutanaklarının getirtilmesi, aidat toplayıp toplamadığının açıklığa kavuşturulması, aidat toplamadığının tespiti halinde bu davacının ortak olduğunun kabulü, istifa nedeniyle ortaklığının sona erdiği yönünde davalı kooperatifin savunması bulunduğundan davalıya bu hususta ispat imkanı tanınması, aidat toplandığının tespiti halinde davacının ödeyip ödemediği ve kooperatif ile ilişkisini devam ettirip ettirmediği hususlarında bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak, TMK'nın 2.maddesi yönünden de değerlendirme yapılarak, oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar vermek gerekirken, eksik incelemeye ve yetersiz bilirkişi raporuna dayalı, yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır....

                  Köyünde bulunan evlerinin hasar gördüğünü, hasarlı binaların aile reisi bazında tespiti yapılırken ortak kullandıkları evlerinin de hasarlı olduğunun tespiti ile idarece düzenlenen listeye yazıldığını, ne var ki; Bayındırlık Bakanlığının yaptığı listede adlarının doğru fakat soyadları ile baba adlarının yanlış yazıldığını bildirerek bu listedeki kayıtlarda kimlik bilgilerine göre düzeltme yapılmasını istemişlerdir. Düzeltme yapılması istenilen belge idari mercilerce düzenlenmiş olup, davacılar diğer koşulları da taşıması halinde devlet yardımından yararlanacak kişiler olacaktır. Yapılan yanlışlık mevcut haliyle böyle bir haklarının önünü kesiyor ise düzeltmeyi, listeleri düzenleyen idareden istemeleri gerekir. Böyle bir taleplerinin idarece geri çevrilmesi halinde yargısal yolla korumayı idari yargıdan istemek gerekecektir. İşin idari yargı alanına girmesine rağmen adli yargı konusuna girdiği yanılgısıyla hüküm oluşturulması doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir....

                    Asliye Hukuk Mahkemesi SAYISI : 2021/524 E., 2022/164 K. 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun (2797 sayılı Kanun) 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; uyuşmazlığın niteliğinin mirasçı olduğunun tespiti ile muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescili, olmazsa bedel istemine ilişkin olduğu, İlk Derece Mahkemesinin davacıların mirasçı sıfatı bulunmadığı gerekçesiyle aktif husumet yokluğundan davanın reddine karar verdiği ve Bölge Adliye Mahkemesinin de istinaf başvurularının reddine karar verdiği, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 25.01.2023 tarihli ve 1 sayılı kararının ortak hükümler kısmının 10 uncu maddesi gereğince uyuşmazlığın çözümü için öncelikle davacıların mirasçı olup olmadıklarının tespiti gerektiği anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 25.01.2023 tarihli ve 2023/1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay (7)....

                      UYAP Entegrasyonu