Mahkemece verilen husumetten red kararı istinaf edilmemiş ise de dava şartları kamu düzeni olduğundan HMK "nın 114/1- e bendi uyarınca dava şartı olan dava takip yetkisinin resen incelenmesinde, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 2. maddesinin (b) bendinde, bu kanuna göre anagayrimenkulun bağımsız bölümleri dışında kalıp, korunma ve ortaklaşa kullanma veya faydalanmaya yarayan yerler "ortak yerler"; kat maliklerinin ortak malik sıfatıyla paydaşı bulundukları bu yerler üzerindeki faydalanma hakları da "kullanma hakkı" olarak tanımlanmıştır. Bu tanıma paralel olarak kat mülkiyeti kurulu olan anagayrimenkulün ortak yerleri üzerinde kat maliklerinin hakları Kanun'un 16. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenmiş ve kat maliklerinin anagayrimenkulün bütün ortak yerlerine, arsa payları oranında, ortak mülkiyet hükümlerine göre malik oldukları hüküm altına alınmıştır....
Sanığın matbaacılık yaparken ortak olduğunu ve soy adını bilmediğini beyan ettiği ... adlı kişinin kim olduğunun tespitinin mümkün bulunmaması, ortak olduğu kişinin soy adının bilinmemesinin hayatın olağan akışına mantık kurallarına uygun düşmediği, sanığın savunması ve temyiz dilekçesinde suçun faillerine ilişkin farklı kişileri suçlaması, mükellefiyet kaydının sanık adına olması, diğer eksik araştırma konusu yapılan bozma nedenlerinin işin esası yönünden etkili bulunmadığı gözetildiğinde sanığın aşamalarda değişkenlik gösteren hayatın olağan akışına uygun düşmeyen kendisini cezadan kurtarmaya yönelen savunmasını yerinde görmediğimden ilk derece mahkemesinin CMK'nin 217. maddesi uyarınca tartışılıp değerlendirilen delillere göre ulaştığı suçun sübutuna ilişkin kanaatte bir isabetsizlik bulunmadığı bozma kararının 4/a-b maddelerinde yazılı hususlar eleştiri yapılmak suretiyle onanması gerektiği görüşünde olduğumdan, sayın çoğunluğun eksik araştırma ile karar verildiği...
Anayasa Mahkemesi'nin, TCK'nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK'nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının uygulanmasına" cümlesinin eklenmesi ile yargılama giderinin müteselsilen tahsili ile ilgili kısım çıkartılarak yerine ''Sanıkların birlikte sebebiyet verdikleri yargılama giderlerinden ayrı ayrı, ortak yargılama giderlerinden ise eşit olarak sorumlu tutulmalarına'' cümlesinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, III-Sanık ... hakkında görüntülerin kayda alınması suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan kurulan hükme yönelik temyiz talebinin incelenmesinde; Sanık hakkında görüntülerin kayda alınması suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan 5271 sayılı CMK’nın 170/3. ve 225/1. maddelerinde öngörülen yönteme ve biçime uygun olarak açılmış bir...
Ziynet eşyalarının niteliği gereği, kadının ortak konuttan ayrılırken yanında götürmesi hayatın olağan akışına uygun düşer. Davacı kadının tanıklarının ziynetlere ilişkin beyanı bulunmamaktadır. Tanıkların iddia edilen vakıayla ilgili somut, görgüye dayalı bir bilgileri yoktur. Dosyada iddiayı kanıtlamaya elverişli başkaca bir delil de bulunmamaktadır. Davacı kadın yemin deliline dayanmamış, gösterdiği diğer delillerle de dava konusu ziynet eşyalarının erkek tarafından elinden alındığını ve iade edilmediğini ispat edememiştir. Bu durumda mahkemece, davacı kadının ziynet talebinin reddi gerekirken, kabulü doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suçlar : Özel hayatın gizliliğini ihlal, Tehdit Hüküm : 1- Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan TCK'nın 134/1, 62,53/1, 54....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suçlar : Özel hayatın gizliliğini ihlal, şantaj, cinsel taciz Hükümler : Beraat Özel hayatın gizliliğini ihlal, şantaj ve cinsel taciz suçlarından sanığın beraatine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanık ...'ın özel hayatın gizliliğini ihlal, şantaj ve cinsel taciz suçlarından dolayı TCK'nın 134/2, 107/2. madde ve fıkrası yollamasıyla aynı Kanun'un 107/1, 105/1 ve 53. maddeleri ve fıkraları gereğince cezalandırılmasının talep edildiği 10.05.2012 tarihli iddianamede; sanık ...'ın, facebook isimli sosyal paylaşım sitesinde ......com elektronik posta adresini kullanıp, kendisini ....olarak tanıtarak, katılan ...'...
mağdura ait facebook hesabında, herkesin görebileceği şekilde yayımladığı ve yayımlanan çıplak fotoğrafların mağdurun ilkokul öğretmeni olan tanık Güler tarafından görülüp, adı geçen öğretmenin, sanık tarafından kullanılmakta olan mağdura ait facebook hesabına gönderdiği mesajlarla uygunsuz resimlerin kaldırılmasını istemesinin ardından, sanığın söz konusu hesabı dondurduğu olayda; Sanığın ikrarı, mağdura ait dosyada mevcut fotoğraflarla diğer delillere göre; mağdurun fiziksel mahremiyetine ilişkin çıplak fotoğraflarını, onun bilgisi ve rızası dışında ifşa eden sanığın eyleminde TCK'nın 134/2. madde ve fıkrasında tanımlanan görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun yasal unsurlarının oluştuğu; ayrıca, 16 yaşındaki mağdurun, cinsel arzuları tahrik ve istismar eden, toplumun sahip olduğu ortak ar ve haya duygularını, yerleşik edep kurallarını incitici ve genel ahlâka aykırı nitelikteki müstehcen görüntüsünü, internet üzerinden yayımlayan sanığın...
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 5237 sayılı TCK'nın 134/2. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun 5237 sayılı TCK'nın 139/1. maddesi gereğince soruşturulmasının ve kovuşturulmasının şikayete tabi olduğu ve 5271 CMK'nın 253/1. maddesi gereğince uzlaşmaya tabi olduğu, soruşturma aşamasında usulüne uygun uzlaştırma işlemi yapılmadan kamu davasının açıldığı, mahkemenin de belirtilen eksikliği gidermediği anlaşılmakla, 6763 sayılı Kanun’un 35. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nınn 254. maddesi uyarınca aynı Kanun'un 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yerine getirilip, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş olup, sair yönleri incelenmeyen Çerkezköy 1....
Mahkemece; dinlenen davacı tanıklarının, davacı kadının kızı Nazife Bayraktar'ın evinde 2-3 hafta kaldığını, davalı erkekle geçinemediğini söyleyerek diğer kızı ve damadının evinde kalmaya başladığını, onların çocuklarına baktığını beyan ettikleri, davacının TMK. 197. madde de sayılan hallerin varlığını, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği ve ailenin huzurunun ciddi biçimde tehlikeye düştüğü ya da haklı sebep olmaksızın davalı erkeğin birlikte yaşamaktan kaçındığı veya ortak hayatın olanaksız hale geldiğini ispatlayamadığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü davacı vekili temyiz etmektedir. TMK'nun 195.maddesi gereğince, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilirler. Hakim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, zinanın sübut bulup bulmadığı, zinaya dayalı davanın ispatlanamamış olması halinde evlilik birliğinin ortak hayatın devamı taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsılıp sarsılmadığı, sarsılmış ise davalı erkeğin boşanma davasının kabulünü gerektirecek nitelikte kusurunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 6 ncı ve 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 3....