Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Özel hayatın gizliliğini ihlal Hüküm : Beraat Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanık savunması, tanık anlatımları, fotoğraf ve tüm dosya kapsamından; sanığın, aynı site içerisinde yan villada oturan komşusu olan katılanın, sitenin ortak kullanım alanı olan bahçede köpek bakmasından rahatsızlık duyduğu ve belediyeye bu konuda daha önce yaptığı şikayet nedeniyle katılan ile husumetli olduğu, olay günü, sanığın oğlunun, bahçede top oynarken topun, köpeğin bulunduğu yerin yakınına gitmesi üzerine çıkan tartışma sonrasında sanığın, delil olması için katılanın ve yanındaki köpeğinin fotoğraflarını çektiği olayda; katılanın, bahçede köpeği ile birlikte çekilen anlık fotoğrafı, özel yaşam alanına ilişkin bir görüntü olarak değerlendirilemeyeceği gibi,...

    CEVAP Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının dava dilekçenin usulüne uygun olmadığını belirterek iddiaların yersiz olduğunu, davacının evlendikleri günden beri davalıya sürekli hakaret ettiğini, aşağıladığını, evlilik birliğinin temelinden sarsılması, şiddet hakaret sadakatsizlik, iftira onur kırıcı muamele, terk, hayatın her alanına haksız müdahale nedeni ile kadının davasının reddine, kendi davalarının kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. III....

      Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı kadının iddialarının ispatına yönelik olarak tanık beyanlarına, davalı ile başka bir kadına ait fotoğraflara, tarafların ve davalı ile ortak çocuğun arasında geçen sosyal medya yazışmalarına dayandığı, dinlenen davacı tanıklarının beyanlarının bir kısmının kadından duyuma dayanması sebebiyle sabit olmadığı anlaşılmakta ise de, tanıkların fiziksel şiddete ait izlere ilişkin anlatımları görgüye dayalı olduğu, bu vakıa sebebiyle erkeğe kusur yüklenmemiş olmasının doğru görülmediği, keza, davacı kadın tarafından dayanılan tehdit, hakaret ve küfür iddialarının değerlendirilmesinde, taraflar ve ortak çocuk ile davalı erkek arasında dava tarihinden önce geçtiği anlaşılan sosyal medya yazışmalarında yer alan "Anana de başımı belaya sokmasın", "Adam gibi ayrılsın bi canım kaldı gelsin alsın, Arabaya 2 bidon benzi(o)n, koydum, duyarsınız, bugün yarın", "Lan", "Amk", "Sok bi ta(s)rafına" şeklinde erkek...

        yı beğenmeyip geri geldiği, erkeğin polis olduğu, tayinini kendisinin istemediği; kadının, erkeğin annesinin üzerine yürüdüğü, kavga ettikleri, fiziksel şiddet uyguladığı; erkeğin; kadını ailesi ile görüştürmediği, 3 çocuğu ile kapıya attığı, iddialarda bulunduğu, erkeğin babasının kadına şiddeti olduğu; tarafların aile sorumluluklarını taşımadıkları, tarafların eşit kusurlu oldukları, evlilik birliği ve ortak hayatın temelinden sarsıldığı, devamında beklenen menfaat kalmadığı belirtilerek her iki davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına; ortak çocuk Yusuf Muhammed'in ayrılık sırasında anne ile kalması, anne bakım ve şefkatine ihtiyacı nedeniyle velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına çocuğun ihtiyaçları, tarafların sosyal ekonomik durumları, hakkaniyet ilkeleri dikkate alınarak aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına; kadının boşanma nedeni...

          Hukuk Dairesinin 19.03.2012 tarihli 2011/4882 E., 2012/2111 K. sayılı ilamı ile İlçe Trafik Komisyonunca davalı kooperatifin araç sayısı, faal olarak çalışan 8 araçla sınırlı kalması kararının kooperatif ortak sayısının azaltılması olarak anlaşılarak Kooperatifler Kanunu ve anasözleşmede düzenlenmeyen bir sebepten kooperatif ortaklığının sona erdirme yetkisinin trafik komisyonlarında olduğu anlamına gelebilecek şekilde yorum yapılarak kooperatif ve mahkemece hataya düşüldüğü, davacının seferden men sebebiyle oluşan kazanç kaybını hesaplamak için taşımacılık konusunda uzman bir bilirkişi aracılığıyla davalı kooperatifin taşımacılık faaliyetini yaptığı güzargahta, çalıştırılmayan dönemdeki yolcu kapasitesi, kooperatif ortak sayısına göre bu dönemde yapılabilecek sefer sayısına göre gerçek gelir belirlendikten sonra aynı değerler esas alınarak hesaplanacak giderler düşülerek sonuca gidilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir. B....

            Nüfus kayıtlarına göre tarafların ortak çocuğu olan Zeynep 31.05.2022 tarihinde Bölge Adiye Mahkemesi inceleme tarihinde doğmuştur. Belirtildiği üzere, velâyetin kamu düzenine ilişkin olduğu ve yargılamanın her safahatında re'sen dikkate alınması gerektiğinden, Bölge Adliye Mahkemesince nüfus kayıtlarına göre tarafların ortak çocuğu olan Zeynep'in velâyeti ile ilgili olumlu olumsuz karar verilmemesi ... olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. VI....

              "İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Ceza Mahkemesi Suç : Özel hayatın gizliliğini ihlal Hüküm : TCK'nın 134/1, 43, 62/1, 53/1. maddeleri gereğince mahkumiyet Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu, TCK'nın 134. maddesinde düzenlenmiştir. Özel hayat kavramı; kişinin sadece gözlerden uzakta, başkalarıyla paylaşmadığı, kapalı kapılar ardında, dört duvar arasındaki yaşantısı ve mahremiyetinden ibaret değil, herkesin bilmediği veya bilmemesi gereken, istenildiğinde başka kişilere açıklanabilen, tamamen kişiye özel hayat olayları ve bilgilerin tamamını içerir....

                Boşanmaya ilişkin davada, boşanma sebebi ispatlanmış olursa, ortak hayatın yeniden kurulması olasılığı bulunduğu takdirde hakim ayrılığa karar gerebilir (TMK m. 170/1-3). Dava, yalnız ayrılığa ilişkin ise, boşanmaya karar gerilemez (TMK m. 170/2). Şu halde, ayrılığa karar verilebilmesi için de boşanma sebebinin, mevcut ve sabit olması zorunludur. Dava, boşanmaya ilişkindir. Davacı, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını gösterir nitelikte bir olguyu ortaya koyamamış, boşanma sebebini ispatlayamamıştır. Mahkemece de, taraflar arasında boşanmayı gerektirecek perecede bir geçimsizliğin bulunmadığı kabul edilmiştir. Öyleyse davanın reddi gerekirken, yetersiz gerekçe ile ayrılığa karar verilmesi usul ve yasaya aykırı plup, bozmayı gerektirmiştir....

                  "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm kusur tespiti, manevi tazminat ve nafaka yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dava, Türk Medeni Kanununun 166/4.maddesinde yer alan, boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden başlayarak üç yıl geçmesi, bu süre içinde ortak hayatın yeniden kurulamaması sebebine dayandığı halde deliller bu çerçevede değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, Türk Medeni Kanununun 166/1.maddesi gereğince boşanma kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı ise de, bu yön temyiz edilmediğinden bozma sebebi yapılmamış, yanlışlığa değinilmekle yetinilmiştir. 2-Temyiz sebeplerine hasren yapılan incelemeye gelince; Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine...

                    # Ayrılığa karar verilebilmesi için boşanma sebebinin gerçekleşmesi ve fakat ortak hayatın yeniden kurulması olasılığının bulunması (TMK.md.170/3) gerekir.Oysa toplanan deliller Türk Medeni Kanununun 161, 162, 163, 164, 165 ve 166. maddesinde yer alan, boşanma sebeplerinden birinin varlığını kabule elverişli ve yeterli değildir. Bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yetersiz gerekçe ile ayrılığa karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır....

                      UYAP Entegrasyonu