WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

*Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca; Boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacının tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. 2-Davacı-davalı kadın tarafından açılan ve boşanma dosyasıyla birleştirilen 2005/130 esas sayılı nafaka davası hakkında olumlu-olumsuz bir hüküm kurulmaması doğru görülmemiştir....

    Köyü'nde bilinmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, dolayısıyla davacının Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeğinin 5/1-b maddesinde belirtilen ortak nitelik şartını kaybettiğinden söz edilemeyeceğinden, tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir. TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacının memurluğa alınma şartlarını taşımadığının sonradan anlaşılması üzerine görevine son verildiği, 2012 yılından sonraki dönemde ortak nitelik şartını kaybetmesi nedeniyle görevine son verilmediği, 2012 yılından önce bu şartı kaybetmesi ve bunun üzerine görevine son verilmesi sebebiyle, 2012 yılından sonra atanma şartlarını taşımadığının farkına varılması üzerine görevine son verildiği belirtilerek İdare Mahkemesi kararının hukuka ve mevzuata aykırı olduğu gerekçesiyle bozulmasına karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir....

      CEVAP Davalı- karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin kusurlu olduğunu, evlilik birliğinden doğan birçok yükümlülüğünü ihlal ettiğini, çocuklarıyla ve ailesiyle ilgilenmediğini, kadına hakaret ve küfür ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, aldattığını belirterek asıl davanın reddine, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuk...'nin velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk lehine aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faiziyle birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. III....

        DAVA Davacı- karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin şiddetli geçimsizlik ve fiziki - sözlü şiddet nedeniyle temelden sarsılması ile uzun bir süredir eşler arasındaki ortak hayatın ortadan kalkması nedeniyle tarafların boşanmasına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ... için aylık 3.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, Zeynep aylık 2.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine yasal faiziyle birlikte 100.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Davalı- karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, erkek lehine 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. III....

          DAVA Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; tarafların ortak bir çocuklarının bulunduğunu, davalı erkek son derece kıskanç olduğu için aralarında zaman içerisinde şiddetli geçimsizlik oluştuğu ve bu yüzden evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, davalı erkeğin ortak konutu terk ettiğini, ortak hayatın yeniden tesisinin de mümkün olmadığını beyanla, tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuk yararına 750,00 TL iştirak nafakasına, müvekkili lehine 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL manevî, 50.000,00 TL maddî tazminata, iki adet taşınmazın tespit edilecek katkı payları ve değer artışlarının yasal faizi ile birlikte davalı erkekten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II....

            O halde, mahkemece tarafların delilleri toplanarak bu süre içerisinde ortak hayatın kurulup kurulmadığının saptanarak sonucuna göre hüküm tesis edilmesi gerekirken, açıklanan gerekçeyle hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olmuştur....

              "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Özel hayatın gizliliğini ihlal Hüküm : TCK'nın 134/1, 134/1-2, 62/1, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcısı ve sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: TCK'nın 134/1. madde ve fıkrasındaki özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun, aynı Kanun'un 139/1. madde ve fıkrası uyarınca soruşturulması ve kovuşturulması şikayete tabi olup, feragate yetkili olan mağdur vekili tarafından 29.01.2018 tarihinde elektronik imza ile imzalanarak Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden elektronik ortamda hüküm mahkemesine gönderilen ve “Mesleki mazeretimiz nedeniyle yukarıda numarası yazılı dosyanın duruşmasına katılamayacağız....

                Ancak, TMK. nun 197. maddesi uyarınca, eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Eşlerden biri, haklı bir sebep olmaksızın diğerinin birlikte yaşamaktan kaçınması veya ortak hayatın başka bir sebeple olanaksız hale gelmesi üzerine de yukarıdaki istemlerde bulunabilir. Somut olayda; davalının sadakatsiz davranışlarının ortaya çıkması üzerine müşterek konutu terk ettiği ve açmış olduğu boşanma davasının reddedildiği sabit olup davacının ayrı yaşamada haklılığı kanıtlanmıştır....

                  TMK.nun 197. maddesine göre: "Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi bicimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa, hakim, eşlerden birinin istemi uzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin malların yönetimine ilişkin onlemleri alır. Eşlerden biri, haklı bir sebep olmaksızın digerinin birlıkte yasamaktan kaçınması veya ortak hayatın başka bir sebeple olanaksız hale gelmesi üzerinede yukarıdaki istemlerde bulunabilir." Somut olayda davacı,ayrı yaşamakta haklılık olgusuna dayalı olarak tedbir nafakası isteminde bulunmuştur....

                    "Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddî biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Eşlerden biri, haklı bir sebep olmaksızın diğerinin birlikte yaşamaktan kaçınması veya ortak hayatın başka bir sebeple olanaksız hâle gelmesi üzerine de yukarıdaki istemlerde bulunabilir. Eşlerin ergin olmayan çocukları varsa hâkim, ana ve baba ile çocuklar arasındaki ilişkileri düzenleyen hükümlere göre gereken önlemleri alır"(TMK m. 197 ). Eldeki dava, evlilik birliğinin devamı sırasında davacı kadın eş tarafından yapıldığı ileri sürülen giderin, payı oranında davalı erkek eşten tahsiline ilişkindir....

                      UYAP Entegrasyonu