Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şu hale göre; evlilik birliği davalının açıklanan ve gerçekleşen kusurlu tutum ve davranışları sonucunda ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmıştır. Ortak hayatın yeniden kurulma ihtimalinin bulunduğu da ispatlanamamıştır (TMK m. 166/1). Bu açıklamalar karşısında boşanmaya karar verilmesi gerekirken yetersiz gerekçe ile ayrılığa karar verilmesi doğru bulunmamış ve bozmayı gerektirmiştir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava ve karşılık dava ortak hayatın yeniden kurulamaması sebebiyle açılmış boşanma davasıdır....

    Aile Mahkemesinin 2012/161 esas sayılı dava dosyasında açtığı boşanma davasından feragat ettiğini ve bu feragat tarihinden sonra yeniden bir araya gelmediklerini iddia ederek 05.11.2015 tarihinde Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı eldeki davayı açmış, davalı kadın davaya cevabında ortak hayatın yeniden kurulduğu, bu sebeple davanın reddini savunmuş, mahkemece, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi koşullarının gerçekleştiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmiştir. Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine göre; boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak, feragat ile sonuçlanan davalarda ise feragat tarihinden itibaren üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir. Toplanan delillerden, özellikle ortak çocuk ...'...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından, nafaka yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar 24.05.2013 tarihinde kesinleşen ilamla boşanmışlar, ortak çocuğun velayeti babaya verilmiştir. Velayetin davalı babaya verilmesine rağmen, ortak çocuk fiilen anne yanında bulunmaktadır. Davacı anne, ortak çocuk için yargılama süresince tedbir nafakası isteminde de bulunmuş, mahkemece bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir. Bu nedenle, dava tarihinden itibaren ortak çocuğun ergin olduğu 17.09.2015 tarihine kadar ortak çocuk yararına tedbir nafakası verilip verilmeyeceği konusunda da bir hüküm kurulması gerekirken, bu konuda herhangi bir hüküm kurulmaması doğru bulunmamış ve bozmayı gerektirmiştir....

        Davalı-davacının daha önce açtığı boşanma davası feragat sebebiyle reddedilmiş, feragat tarihinden itibaren boşanma davasının açıldığı 12.06.2014 tarihine kadar üç yıl geçtiği, bu süre içinde ortak hayatın yeniden kurulamadığı toplanan delillerle gerçekleştiğine göre, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesinin koşulları erkeğin davası bakımından oluşmuştur. Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi, boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir hükmünü içermektedir. Feragat davaya son veren bir taraf usul işlemidir. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 311. maddesi uyarınca feragat kesin hüküm gibi sonuç doğurur. Somut olayda tarafların feragatten sonra biraraya gelmedikleri sabittir....

          Aile Mahkemesi'nin 2017/26 E., 2017/909 K. sayılı dosyası ile boşanma davası açıldığını, davanın reddine karar verildiğini, kararın 30.03.2018 tarihinde kesinleştiğini, Bahsi geçen red kararının kesinleşme tarihi itibariyle üç yıl geçtiğini ancak ortak hayatın yeniden kurulmadığını, bu nedenle ortak hayatın yeniden kurulamadığını belirterek n ortak hayatın tekrar kurulamaması sebebiyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir....

          Aile Mahkemesi'nin 2017/26 E., 2017/909 K. sayılı dosyası ile boşanma davası açıldığını, davanın reddine karar verildiğini, kararın 30.03.2018 tarihinde kesinleştiğini, Bahsi geçen red kararının kesinleşme tarihi itibariyle üç yıl geçtiğini ancak ortak hayatın yeniden kurulmadığını, bu nedenle ortak hayatın yeniden kurulamadığını belirterek n ortak hayatın tekrar kurulamaması sebebiyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir....

          AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 24/01/2020 NUMARASI : 2018/1841 ESAS 2020/117 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Ortak Hayatın Yeniden Kurulmaması Sebebiyle) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; Tarafların 1984 yılında evlendiklerini, müvekkili tarafından davalı aleyhine Ereğli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/475 Esas, 2014/357 Karar sayılı ilamı ile açılan boşanma davasının reddine karar verildiğini, kararın 22/05/2015 tarihinde kesinleştiğinden beri bir araya gelmediklerini, bu nedenle TMK nın 166/son maddesi boşanmalarına karar verilmesini yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir....

          Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı kadının, davasının TMK 161. maddesi uyarınca davasının zina hukuki sebebiyle kabulüne karar verilmemesine yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden; tarafların sadakatsizlik vakıasına dayanak olaydan sonra evlilik birliklerini devam ettirdikleri, davacı-davalı tarafından bu olayın affedildiği en azından hoşgörü ile karşılandığı, bu hadiseden sonra da erkeğin güven sarsıcı hareketleri olduğuna dair başkaca bir eyleminin ise mevcut delil durumuna göre ispatlanamadığı, ancak davalı-davacı erkeğin ortak çocuklar ile davacı-davalı kadına hakaret ettiği, ortak çocuklara fiziksel şiddet uyguladığı, davacı-davalı kadına da birden fazla kez fiziksel şiddet uyguladığı en son olayda kadının kafasına yumruk attığı, davacı-davalı kadının ise...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Türk Medeni Kanununun 170/3. maddesi uyarınca ayrılığa karar verilebilmesi için dosyada ortak hayatın yeniden kurulma olasılığının bulunması gerekir. Dosya kapsamından tarafların 2012 yılı Haziran ayından beri fiilen ayrı yaşadıkları, davacı erkeğin davalı kadını istemediği, birlikte yaşamaktan kaçındığı, davalı kadının ise eşinin ailesini istemediği ve birlik görevlerini yerine getirmediği, tarafların mahkemenin de kabulünde olduğu üzere eşit kusurlu olduğu anlaşılmakta olup, ortak hayatın yeniden kurulma olasılığının bulunduğuna dair dosyada delil de bulunmamaktadır....

              UYAP Entegrasyonu