Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından yoksulluk nafakasının ve manevi tazminatın miktarı, maddi tazminat talebi hakkında hüküm kurulmaması ve ortak mallara ilişkin talebin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davalı-karşı davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-karşı davacı kadın dava dilekçesinde ortak malların hissesine düşen yarısının olmazsa 5000 TL. talebinde bulunmuştur. Dava açılırken alınan başvuru harcı, dava dilekçesindeki isteklerin tümünü kapsar. Davalı-karşı davacı kadının bu talebi boşanma davasının eki niteliğinde olmayıp nispi harca tabidir....
Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden: davacı erkek tarafından Kocaeli 3 Aile Mahkemesinde açılan boşanma davasının reddedilip, 11/09/2012 tarihinde kesinleştiği, kararın kesinleşmesinden itibaren 3 yıllık sürede ortak hayatın yeniden kurulamadığı, davalı kadın tanıklarının beyanlarının evlilik birliğinin yeniden kurulduğunun kabulü olarak değerlendirilemeyeceği, tarafların evlilik birliğinin devamı amacıyla biraraya geldiklerinin yeterli delillerle kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında erkeğin fiili ayrılık (TMK m. 166/son) sebebine dayalı boşanma davasının kabulü gerekirken, yazılı şekilde reddi usul ve yasaya aykırıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Mala zarar verme, hakaret, kasten yaralama HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Katılan sanık ...’nin katılan sanık ...’a yönelik mala zarar verme, trafik güvenliğinin kasten tehlikeye sokulması ve neticesi sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama suçları bakımından TCK’nın 44. maddesi gereğince fikri içtima hükümleri uyarınca cezası en ağır olan suçtan cezalandırılması gerektiği halde, katılan sanık ...’nin katılan sanık ...’a yönelik neticesi sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama eylemine ilişkin mahkumiyet hükmü kurulmaması ve katılan sanıklar ..., ... ve ... hakkında haksız tahrik ve meşru savunma hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun gerekçede tartışılmadığı yönündeki o yer Cumhuriyet Savcısı’nın temyiz talepleri ile ilgili olarak tebliğnamede görüş bulunmadığı anlaşılmakla, belirtilen hususlara ilişkin ek tebliğname düzenlendikten sonra incelenmek üzere iadesi için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet...
in yaşı dikkate alındığında, davalı baba ile ortak çocuk arasında, babalık duygularının tatmini de dikkate alınarak yaz tatillerinde ve hafta sonlarında yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulmasının, çocuğun sağlığını, ahlaki ve bedensel gelişimini tehlikeye düşüreceğine ilişkin bir delil bulunmadığına göre, ortak çocuk ile davalı baba arasında yaz tatillerinde ve hafta sonlarında yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulmaması doğru görülmemiştir. Davalı erkeğin bu yöne ilişkin karar düzeltme talebi haklı ve yerinde görüldüğünden, kabulüne, Dairemizin onama kararının kişisel ilişkiye dair düzenlemeye münhasır olarak kaldırılmasına, ancak kişisel ilişkiye dair hükmün, yeniden yargılamayı gerektirmediğinden düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir HUMK m.438/7)....
Dava Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine dayalı evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanmaya karar verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda Türk Medeni Kanununun 170.-172. maddeleri gereğince tarafların 2 yıl müddetle ayrılıklarına hükmetmiştir. Anayasanın 141/3.maddesi gereğince "mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılmalıdır" Medeni Kanunun 170/3. maddesine göre "dava boşanmaya ilişkinse, ancak ortak hayatın yeniden kurulması olasılığı bulunduğu takdirde ayrılığa karar verilebilir." Bu durumda, davacımutlak bir boşanma nedenine dayanmış ve bunun varlığını kanıtlamış olsa bile, hakim barışma olasılığını gördüğü takdirde boşanma yerine ayrılığa hükmedebilecektir. Bu durumda bir boşanma nedeninin gerçekleşmesi halinde barışmanın mümkün görüldüğüne, ortak yaşamın yeniden başlayabileceğine ve nihayet ileride birleşme umudunun bulunduğuna ilişkin hakimin takdirinin kesin ve denetimden uzak olduğunu düşünmemek gerekmektedir....
Aile Mahkemesinde açılan boşanma davasının reddedilip, 14.04.2011 tarihinde kesinleştiği, kararın kesinleşmesinden itibaren 3 yıllık sürede ortak hayatın yeniden kurulamadığı, davalı kadın tanıklarının tarafların 5-10 gün kadar birlikte yaşadıklarına dair beyanlarının soyut nitelikte olduğu, kadının kabul edilen nafaka davaları nedeniyle nafaka almaya devam ettiği, tarafların evlilik birliğinin devamı amacıyla biraraya geldiklerinin yeterli delillerle kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında erkeğin fiili ayrılık (TMK m. 166/son) sebebine dayalı boşanma davasının kabulü gerekirken, yazılı şekilde reddi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 11.05.2016 (Çar.)...
Türk Medeni Kanununun 170. maddesinin son fıkrası uyarınca ayrılık kararı verilebilmesi için boşanma sebeplerinin ispatlanmış olması, ancak "Ortak hayatın yeniden kurulması olasılığının bulunması" gerekmektedir. Somut olayda, boşanma sebepleri gerçekleşmekle birlikte, tarafların yeniden bir araya gelme ihtimali toplanan delillerle kanıtlanamamıştır. O halde, kadın tarafından açılan davanın kabulü ile boşanma kararı verilmesi gerekirken, Türk Medeni Kanununun 171. maddesi uyarınca ayrılık karar verilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 21.11.2017...
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/1525 KARAR NO : 2021/260 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : CİHANBEYLİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/07/2019 NUMARASI : 2017/61 ESAS 2019/314 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Ortak Hayatın Yeniden Kurulmaması Sebebiyle) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/1525 KARAR NO : 2021/260 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : CİHANBEYLİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/07/2019 NUMARASI : 2017/61 ESAS 2019/314 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Ortak Hayatın Yeniden Kurulmaması Sebebiyle) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Velayeti anneye verilen ortak çocuk 02.04.2002 doğumlu Aleyna Nur ile velayet kendine verilmeyen davalı baba arasında kişisel ilişki kurulmaması usul ve kanuna aykırı olup (TMK m.323), bozmayı gerektirmiştir....