-TL tedbir ve iştirak nafakasına ve iştirak nafakası hakkında yıllık üretici fiyat endeksi oranında artış yapılmasına dair karar verildiği, davacının istinafı üzerine her ne kadar bölge adliye mahkemesi kararının 4. bendinde çocuk için hükmedilen tedbir nafakası kararda yeniden yazılmış olsa da; çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakasının miktarına yönelik istinaf isteminin reddine karar verildiğinin, davacı kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası miktarının arttırıldığının anlaşılmasına göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, karar verilmesi gerekmiştir. 2- Davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davacı kadın dava dilekçesi ile maddî ve manevî tazminat taleplerine faiz uygulanmasını istemiştir. Bölge adliye mahkemesince bu talep hakkında olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmaması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
Bu bağlamda mahkemece, temyiz incelemesinde, bozma sebebine göre inceleme kapsamı dışında kalması zaruri hale gelen; karşılıklı boşanma davaları bakımından kararın kesinleştiğinden bahisle bozma sonrası verilen 07.02.2017 tarihli ikinci kararda boşanmaya ilişkin yeniden hüküm kurulmaması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 19.12.2017 (Salı)...
Temyiz incelemesinde, inceleme dışı bırakılan; karşılıklı boşanma davaları, tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakaları ile tazminatlar yönünden kararın kesinleştiğinden bahisle mahkemece bozma sonrası verilen 21.04.2016 tarihli ikinci kararda bu yönlere ilişkin yeniden hüküm kurulmaması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 23.01.2017 (Pzt.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı anne tarafından ortak çocuk ....ile ilgili hüküm kurulmaması, ....velayetinin değiştirilmesi ile vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 143.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 14.12.2016 (Çrş.) .......
Davacı vekili, tarafların 15.07.2010 tarihinde resmî nikahla evlendiklerini ancak davalının bir takım bahanelerle düğün merasimini yapmaya üç yıldır yanaşmadığını, müvekkilinin ailesi ve çevresi karşısında küçük duruma düştüğünü, davalının istememesi sebebiyle işten ayrıldığını ve maddi yönden de büyük sıkıntılar yaşadığını, evlilik birliğinin devam edeceği yönündeki inancını da yitirdiğini ileri sürerek boşanma kararı verilmesini ve 1.000,00TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiş; 14.01.2014 tarihli duruşmada ise tazminat ve nafaka talebinden vazgeçmiştir. Davalı, eşini çok sevdiğini, işlerinin yolunda gidememesi sebebiyle düğün yapmadığını ancak ev kiralamak, eşya almak gibi müşterek hayatın gerektirdiği tüm özeni gösterdiğini, eşinin kendisini affetmesini istediğini belirterek davanın reddini savunmuştur....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Özel hayatın gizliliğini ihlal Hüküm : TCK'nın 134/2, 62/1, 53/1. maddeleri gereğince mahkumiyet Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: T.C. Anayasa Mahkemesinin, TCK'nın 53. maddesine ilişkin olan 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmış olması nedeniyle, iptal kararı doğrultusunda TCK'nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesi gerekliliğinin infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından karşı dava hakkında hüküm kurulmaması, tazminatların ve nafakaların miktarı yönünden; davalı-davacı erkek tarafından ise kadının davasının kabulü, kendi davası hakkında hüküm kurulmaması yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı-davacı erkek 23.09.2014 tarihinde karşı dava açmış, harcını da yatırmıştır. Davalı-davacı erkeğin karşı boşanma davası ile ilgili olarak hüküm kurulmaması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....
Ayrılığa karar verilebilmesi için boşanma sebebinin ispatlanmış olması, ancak ortak hayatın yeniden kurulması olasılığının bulunması gerekir (TMK.md.170/3). Oysa toplanan delillerden davalı kadının davacı kocaya karşı saldırgan davranışlar sergilediği, kocasını ablası ile ilişkiye girmekle suçladığı, davacı kocanın ise eşine şiddet uyguladığı, birlik görevlerini yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenemeyecek derecede temelinden sarsıldığı sabittir (TMK.md.166). Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekliyle Türk Medeni Kanununun 170.maddesi uyarınca ayrılığa karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
Ret kararının kesinleşmesinden başlayarak boşanma davasının açıldığı 14.11.2014 tarihine kadar üç yıl geçtiği, bu süre içinde ortak hayatın yeniden kurulamadığı toplanan delillerle gerçekleştiğine göre, Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesinin koşulları erkeğin davası bakımından da oluşmuştur. Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi, boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir hükmünü içermektedir. Şu hale göre mahkemece davacı-davalı erkeğin de davasının kabulü gerekirken, reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı ise de kadının boşanma davası temyizin şümulü dışında bırakılmak suretiyle kesinleştiğinden, davacı-davalı erkeğin boşanma talebinin konusuz hale geldiği de görülmektedir....
431 K. sayılı dosyası ile boşanma davası açıldığını ve karar verildiğini, T3 dürüstlük kuralına aykırı biçimde, süreci uzatma maksatlı olarak gerekçeli kararın yazılma aşamasında olduğu süreçte davadan feragat etmesi nedeniyle dava retle sonuçlandığını, red kararının 08/09/2017 tarihinde kesinleştiğini, red kararından sonra taraflar hiçbir surette tekrar biraraya gelememiş ve aradan 3 yıl geçmiş olmasına rağmen ortak hayatın yeniden kurulması mümkün olmadığını belirterek reddedilen ve 3 yıl geçmesine rağmen tekrar kurulamayan ortak hayat sebebiyle tarafların boşanmalarını, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir....