WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aile Mahkemesinin 2008/40 esas ve 2008/525 sayılı dosyasında açtığı boşanma davasında verilen ret kararının kesinleşmesinden sonra yeniden bir araya gelmediklerini iddia ederek Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı eldeki davayı açmış, davalı kadın davaya cevabında ortak hayatın yeniden kurulduğu, bu sebeple davanın reddini savunmuş, mahkemece, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi koşullarının gerçekleştiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmiştir. Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi; boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir hükmünü içermektedir....

    Feragat sebebiyle ret kararına dayanarak Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine göre boşanma hükmünü elde eden, başka bir ifade ile üç yıllık süre zarfında ortak hayatın yeniden kurulmasından kaçınan koca fiili ayrılığa dayanan boşanmada kusurludur. Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi koşulları davalı lehine gerçekleşmiştir. Öyleyse, davalı yararına uygun miktarda maddi tazminat taktir edilmelidir. Hüküm maddi tazminat yönünden bozulmalıdır. Bu sebeple değerli çoğunluğun onama düşüncesine maddi tazminat yönünden katılmıyorum....

      DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 17.10.2007 tarihinde evlendiklerini ortak 2 çocuklarının bulunduğunu, davalının söz, tutum ve davranışları nedeniyle evlilik biriğini sürdürme imkanının kalmadığını, davacı tarafından Adıyaman Aile Mahkemesinin 2014/370 Esas, 2015/509 Karar sayılı dosyası ile açılan boşanma davasının reddedildiğini ve 26.04.2017 tarihinde kesinleştiğini, daha sonra tarafların bir araya gelmediğini, evlilik birliğinin temelinden sarsılması ve ortak hayatın tekrar kurulamaması sebebiyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II....

        DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından; kusur belirlemesi, velayeti babaya bırakılan ortak çocuk yararına hükmolunan tedbir ve iştirak nafakaları, 28/09/2015 tarihli dilekçeyle dayanılan hükmün müdahalesi talebi hakkında hüküm kurulmaması, velayeti kendisine verilen ortak çocuk için yapılan masrafların talebi hakkında hüküm kurulmaması, yararına hükmolunan tazminatları miktarları yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından; her iki dava ve fer'ileri yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 05/02/2019 günü duruşmalı temyiz eden davacı-karşı davalı ... Akan ve vekili Av. ... Zihni ile karşı taraftan duruşmalı temyiz eden davalı-karşı davacı ... ile vekili Av. ... geldiler....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından; kişisel ilişki ve tazminatlara yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadının maddi tazminat talebi hakkında olumlu-olumsuz hüküm kurulmaması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 3-Mahkemece, ortak çocukların velayeti davacı anneye bırakılmış, ortak çocuklarla baba arasında "aynı şehirde oturmaları hali" ve "farklı şehirlerde oturmaları hali" için ayrı ayrı kişisel ilişki düzenlenmiştir....

            Dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; TMK’nın 166/4. maddesine dayanak boşanma davasını açmak ve reddinden sonra ortak hayatın yeniden kurulması yönünde girişimde bulunmamakla zaten kusurlu durumda olan erkek eşin, ayrıca eşini haksız olarak başkalarıyla ilişki kurmakla suçladığı, hakaret ettiği ve son olarak ortak konutu terk ettiği görülmüştür. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; kadın eşin ilk davanın kesinleşmesinden sonraki fiili ayrılık süresi içinde evlilik birliğini kurtarmak amacıyla sunmuş olduğu barışma önerisi, ortak hayatın yeniden kurulması için iyi niyetli bir girişim olup, erkek eş tarafından kabul edilmemiştir. Kadın eşin iyi niyetli teklifi sonrasında taraflar arasında barışma gerçekleşerek ortak hayat yeniden kurulmadığı gibi erkek eş tarafından böyle bir iddianın ileri sürülmemiş olduğu gözetildiğinde kadın eşin bu eyleminin “af” olarak nitelendirilmesi somut olayın özelliğine uygun düşmemektedir....

              eski haline getirilmesine ve kal'ine; davalının sahibi olduğu 3 nolu meskene eklenti olarak tescil edilen ve bodrum kattaki ortak alanlara yaptığı müdahalenin önlenerek onaylı mimari projeye uygun hale getirilmesine bunun sağlanması için tapu kaydının düzeltilmesine, arsa paylarının yeniden belirlenmesine karar verilmesini talep etmiştir....

                Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Şerhinin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından kendisi ve ortak çocuk yararına hükmolunan tedbir nafakası miktarları, reddedilen konut tahsisi davası ile erkeğin kabul edilen aile konutu şerhinin kaldırılması davası yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise duruşma talebiyle aile konutu şerhi davasında yeniden hüküm kurulmaması, ortak çocuk yararına hükmolunan nafaka miktarı ve kadın yararına tedbir nafakasına hükmolunması yönlerinden temyiz edilmiş ise de; HMK'da nafaka ve aile konutu şerhi davalarının duruşmalı inceleneceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığından duruşma talebinin reddine karar verilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-karşı davacı erkeğin ortak çocuk ve kadın yararına hükmolunan nafakalara yönelik temyiz dilekçesi incelendiğinde 6100 sayılı...

                  C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkek tarafından kadın aleyhine açılan boşanma davasının reddedildiği ve kesinleştiği, taraflar arasında ortak hayatın tekrardan tesis edilmediği, fiili ayrılığı devam ettiği, erkeğin, gelirini kumar alışkanlığı için kullanarak ailenin ekonomik durumuna zarar verdiği, kadının önceki evliliğinden olan yaşı küçük çocuğuna karşı korkutucu davranışlar sergilediği, güven sarsıcı davranışta bulunduğu, birlikte yaşamaktan kaçındığı, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak davalı-davacı erkek tarafından açılan ve reddedilen boşanma davasının kesinleşmesinden sonra ortak hayatın yeniden kurulamamış olması...

                    DAVA KONUSU : Boşanma (Ortak Hayatın Yeniden Kurulmaması Sebebiyle) KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların dava süresince geçici velayetlerinin dava sonuçlanınca velayetlerinin müvekkiline verilmesini, müşterek çocuklar ve davacı müvekkili lehine aylık 500,00'er TL tedbir nafakasına hükmedilmesini, dava sonuçlanınca iştirak ve yoksulluk nafakası olarak devamını, müvekkiline düğünde takılan takılara davalı tarafından el konularak bir araç alındığını, arta kalan kısımın da işletmelerine sermaye olarak koyduğunu, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL takı bedelinin davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini, müvekkili lehine 50.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini, davalının mal kaçırma ihtimaline binaen adına kayıtlı taşınmazların tapu kaydına ve adına kayıtlı bulunan...

                    UYAP Entegrasyonu