Pedogog Vuslat Günal 28.04.2022 havale tarihli raporunda; velayetin babaya verilmesi, annenin uyuşturucu madde kullanımı geçmişi olması nedeni ile anne ile çocuk arasında 15 günde bir hafta sonu Cumartesi günü saat 14:00- 17:00 saatleri arasında uzman eşliğinde kişisel ilişki kurulması yönünde görüş bildirmiş, mahkemece bu görüşe uygun kişisel ilişki kurulmuş, bu konuda tam teşekkülü bir devlet hastanesinden ya da üniversite hastanesinden uzman doktor raporu alınmamış, annenin belirtilen ruhsal rahatsızlığının ve şayet madde kullanımı devam ediyor ise, bu hususun velayet görevini yerine getirmesine ve yatılı kişesil ilişki kurulmasına engel teşkil edip etmediği araştırılmamıştır. Anılan sebeple mahkemece, davalı annenin velayet görevini yerine getirmesine ve özellikle çocuk ile arasında yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulmasına engel bir rahatsızlığının olup olmadığı yönünde rapor alınmadan hüküm kurulması doğru olmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇLAR : Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması, suçluyu kayırma HÜKÜMLER : Beraat Gereği görüşülüp düşünüldü: 5237 sayılı TCK.nın 234/1. maddesinde düzenlenen çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunda on sekiz yaşını bitirmeyen çocuğun annesi ile babasının çocuk üzerinde sahip oldukları velayet haklarının koruma altına alınması nedeniyle atılı suçtan zarar görenin çocuğun anne veya baba olması ve çocuğun velayet hakkına sahip annenin gerekçeli kararın usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen beraat hükmünü temyiz etmemesi karşısında, mağdura yaş küçüklüğü nedeniyle tayin edilen vekilin hükmü temyize hakkı bulunmadığından, ayrıca mağdur ... vekilinin suçluyu kayırma suçundan açılan davaya katılma ve hükmü temyiz etme hakkı da bulunmadığından mağdur ... vekilinin vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 05.07.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇLAR : Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması, suçluyu kayırma HÜKÜMLER : Beraat Gereği görüşülüp düşünüldü: 5237 sayılı TCK.nın 234/1. maddesinde düzenlenen çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunda on sekiz yaşını bitirmeyen çocuğun annesi ile babasının çocuk üzerinde sahip oldukları velayet haklarının koruma altına alınması nedeniyle atılı suçtan zarar görenin çocuğun anne veya baba olması ve çocuğun velayet hakkına sahip annenin gerekçeli kararın usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen beraat hükmünü temyiz etmemesi karşısında, mağdura yaş küçüklüğü nedeniyle tayin edilen vekilin hükmü temyize hakkı bulunmadığından, ayrıca mağdur ... vekilinin suçluyu kayırma suçundan açılan davaya katılma ve hükmü temyiz etme hakkı da bulunmadığından mağdur ... vekilinin vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 05.07.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava, ergin kişinin haklı sebeple soyadının değiştirilmesi niteliğinde değil, evlilik içinde doğan çocuğun, doğumla kazandığı "aile soyadının" velayet hakkı kapsamında değiştirilmesi talebine ilişkin bulunması ve buna ilişkin değerlendirmenin aile mahkemesi tarafından yapılması gerektiğinden Yargıtay....Hukuk Dairesi'nin 19.11.2013 gün 2013/12697 Esas 2013/15917 Karar sayılı bozma kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra dosyanın esasının incelenmesi sonucu; Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalı ...'tan olma çocuk.....soyadının annenin soyadı olan ".... olarak değiştirilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden; davacı ile davalı ...'ın evliliklerinden soyadının değiştirilmesi istenen ..... 09.06.2007 tarihinde dünyaya geldiği, davacı ... ile davalı ...'ın ... 5. Aile Mahkemesi'nin 24.02.2009 gün 2008/910 esas, 2009/220 karar sayılı kararı ile boşandıkları..... velayetinin davacı anne ...'...
Velayet hakkının kapsamı Türk Medeni Kanunun 339. maddesinde düzenlenmiş olup buna göre velayetin kapsamında yer alan çocuğun adının ana ve babası tarafından konulacağı belirtilmiştir. Somut olayda, dava dilekçesinde küçük olup velayeti annede bulunan Metehan Saçan'ın “...” olan soyadının "..." olarak değiştirilmesi istenmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dava, evlilik birliği içinde doğan çocuğun doğumla kazandığı "...." aile soyadının velayet hakkı kapsamında annenin boşanma sonrası edindiği "..." soyadı ile değiştirilmesi talebine ilişkindir ve velayet hakkına dayanılarak açılmıştır. Başka bir ifade ile, soyadının değiştirilmesi talep edilen Metehan Saçan ergin kişi değil, çocuktur ve davacı annenin velayeti altındadır. Buna göre; taraflar arasındaki uyuşmazlık, evlilik birliği içinde doğan çocuğun, evlilik içinde doğumla kazandığı soyadının, davacı annesinin soyadı ile değiştirilmesinin mümkün olup olmadığı noktasındadır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, velayetin değiştirilmesi talebine ilişkindir. Davacı baba boşanma kararı ile birlikte velayeti anneye bırakılan ortak çocuk Ayşe Gül'ün velayetinin değiştirilerek kendisine verilmesini talep etmiş, İlk Derece Mahkemesince; velayetin değiştirilmesini gerektirir bir durum olmadığı gerekçesiyle velayetin değiştirilmesi talebinin reddi kararı verilmiş, hüküm davacı baba tarafından istinaf edilmiştir. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır....
Davalının cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde belirtilen hususların gerçek dışı olduğunu, dilekçesinde belirtilen hususların çocuğun velayetinin değiştirilmesi için ortaya atılan yalanlar olduğunu, çocuğun sağlığına özen gösterdiğini, pandemi koşullarından dolayı ameliyatı doktorun ertelediğini bu nedenle ameliyat ettiremediğini, çocuğun eğitimi için olan ihtiyaçlarını, sağlığını, ruhsal ve fiziksel ihtiyaçlarının karşıladığını beyanla davanın reddini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, davanın kabulüne, müşterek çocuğun annede olan velayetinin değiştirilerek çocuğun velayet görevinin davacı babaya verilmesine, müşterek çocuk lehine hükmedilen 425 TL iştirak nafakasının geçici velayet hakkı davacı babaya verildiğinden 16/03/2021 tarihinden itibaren kaldırılmasına karar verilmiştir....
HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Velayetin değiştirilmesi yönünden yapılan incelemede; Taraflar 01/10/2018 tarihinde kesinleşen karar ile anlaşmalı olarak boşanmışlar, 2006 doğumlu Pelin ile 2009 doğumlu Pınar'ın velayetleri davalı babaya verilmiştir. Velayet kamu düzenine ilişkin olup, re'sen araştırma ilkesi geçerlidir. Bu nedenle yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. maddesi iç hukuk tarafından yeterli idrake sahip olduğu kabul edilen çocuklara, kendilerini ilgilendiren davalarda görüşlerini ifade etmeye olanak tanınmasını ve görüşlerine gereken önemin verilmesi gerektiğini öngörmektedir. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir....
Kapasite" teşhisi konulduğu anlaşılmış ve belirtilen raporda, davacı annenin velayet görevini yerine getirmesine engel bir durum bulunup bulunmadığı düzenlenmemiştir. Mahkemece pisikolog ve pedagog olmak üzere bilirkişi heyetinden alınan raporda, sadece anne ve çocuk ile görüşülerek, annenin ortamı gözlemlenerek anne ile yaşamaya devam etmesinin uygun olacağı belirtilmiştir. Mahkemece, baba ile görüşme yapılmadan rapor hazırlanması ve davacı annenin velayet görevini yerine getirmesinde engel bir rahatsızlığının olup olmadığı yönünde de rapor alınmadan hüküm kurulması doğru olmamıştır....
"(TMK m. 361/1) Türk Medeni Kanunu'nun 360., 361. maddesi koşulları bulunmadıkça; başka bir ifade ile ana ve babanın çocuğun mallarını yönetmekte her ne sebeple olursa olsun yeterince özen göstermemeleri durumu mevcut olmadıkça; hakim, çocuk mallarının korunması konusunda ana ve babanın yönetme hakkına müdahale edemez, bu sonucu doğuracak bir karar veremez. Tüm dosya kapsamından velayet hakkına sahip olan annenin çocuğun mallarını yönetmekte yeterli özeni göstermediği iddia ve ispat edilmemişken annenin kanundan doğan yönetim hakkına müdahale niteliğinde yazılı şekilde tedbir kararı verilmesi doğru olmadığı gibi koşulları oluşmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği halde davanın kabulü ile çocuk mallarının kayyıma devredilmesine karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....