İlk derece mahkemesince tarafların ortak çocukları olan 2010 doğumlu Hatice’nin velâyeti davalı anneye verilmiş, davacı baba tarafından velâyet ve iştirak nafakası yönünden istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Davacı baba, annenin küçük Hatice’yi dedesi ve teyzesine bırakarak başka bir erkek ile farklı bir şehirde yaşadığını beyan etmiştir. Dosya kapsamındaki 12.06.2020 tarihli uzman raporunda annenin bir erkek ile Kayseri’de, çocuğun da kadının ailesi ile birlikte Maçka’da yaşadığı, annenin on aydır velayet görevini ihmal ettiği ve velayetinin babaya verilmesinin çocuğun yüksek yararına uygun olacağı belirtilmiştir. Küçük Hatice, uzman raporundan çok kısa bir zaman sonra, 16.06.2020 tarihli duruşmadaki beyanında “annesi ile yaşadığını” söyleyerek velâyetinin anneye verilmesini istemiştir....
(HMK.m.l) Velayet altında bulunan çocuğun yerleşim yeri, ana ve babasının; ana ve babanın ortak yerleşim yeri yoksa, çocuğun kendisine bırakıldığı ana veya babanın yerleşim yeridir. Diğer hallerde çocuğun oturma yeri, onun yerleşim yeri sayılır. (TMK.m.21) Dava, velayet altında bulunan küçüğün velayetinin değiştirilmesi talebine ilişkindir. Velayet altına alınması dava edilen küçük halen velayet altındadır. Dolayısı ile küçüğün velayetinin değiştirilmesi için Aile Mahkemesince öncelikle velayetin kaldırılmasına karar verilmesi gerekmektedir; ki, küçüğe yeni velayet veya vasi tayin edilmesinin gerekip gerekmediği velayetin kaldırılması davasının sonucuna bağlıdır. Somut olayda; davacı, yaş küçüklüğü nedeniyle anne şefkatine muhtaç olan müşterek çocuğu uzak yerlerde yaşamaları nedeniyle göremediği ve davalının çalışmadığı iddiasıyla müşterek çocuğun velayetinin eşinden alınarak kendisine verilmesini talep ettiği anlaşılmaktadır....
Dava, velayetin değiştirilmesi talebine ilişkindir.(4721 sayılı TMK'nun 348 vd. m.leri) 4721 sayılı TMK'nun 348. m.sine göre, ana ve babanın çocuğa yeterli ilgi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklaması, deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biri ile velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi velayetin değiştirilmesi nedenleridir. Kuşkusuz velayet kendisinde bulunan anne ve babanın çocuk ile ilgili yapacağı her türlü iş ve işlemde çocuğun üstün yararını koruması gerektiği tartışmasızdır. Çocuğun üstün yararı, çocuğu ilgilendiren her işte göz önüne alınması zorunlu olan ve belirli bir somut olayda çocuk için en iyisinin ne olduğunu belirlemede dikkate alınan bir ölçüt bir kılavuzdur. Çocuğun üstün yararı, çocuğun haklarını garanti altına alan bir işlev de üstlenmektedir (Yücel, Özge Ufuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt 1 Sayı 2, Aralık 2013, s. 117- 137)....
Mahkemenin yukarıda belirtilen kabul gerekçesi; mahkemece düzenlenen uzman roporu içeriklerine, idrak çağındaki çocukların uzman ve mahkeme önünde verdikleri beyanları ile velayet tercihlerine, annenin evlenip Amerika'ya yerleşmesi nedeni ile onlarla bu dönemde yeterince ilgilenememesine, annenin Amerika'daki ortamının bu aşamada hem anne hem de çocuklar açısından belirsizlikler taşımasına, çocukların baba hakkındaki olumlu düşüncelerine, kardeşlerin birbirinden ve alıştıkları ortamdan ayrılmalarının sakıncalarına, babanın velayet hakkını kullanamayacağına ilişkin iddiaların ispat edilememesine, aksine çocukların baba ile yaşamaktan mutlu olduklarını beyan etmelerine, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin velayet davalarının kamu düzenine ilişkin olması nedeni ile, tek başına davacı baba aleyhine değerlendirilmesinin düşünülemeyeceğine uygun olup, anılan tüm bu sebeplerle, mahkemece velayetlerin anneden alınarak babaya verilmesine ilişkin karar gerekçesinde usul ve yasaya aykırılık...
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2017/218 E. 2018/18 K. sayılı dosyası ile 19/03/2018 tarihinde boşandıklarını, müşterek çocukların velayetinin davalı anneye verildiğini, davalının ilerleyen süreçte mahkemenin belirlediği zamanlarda çocukların baba ile görüşmesini engellediğini, müşterek çocuklardan Tolga Doğral'ın Antalya'nın Kumluca ilçesinde anneannesi ile T7'ın ise Antalya'nın Kaş ilçesinde davalı anne ile birlikte ikamet ettiğini, davalının bir çok kez davacıyı arayarak ortak çocuğun velayetini vermek istediğini, çocuğa bakmak istemediğini belirttiğini davacının da bu teklife olumlu yaklaştığını, çocuğunun velayetini almak istediğinde ise davalının razı olmadığını, davacının 05/08/2020 tarihinde çocuklarını teslim aldığını, birlikte geçirdikleri süreçte müşterek çocuk Haktan Utku'nun davacı ile kalmak istediğini beyan ettiğini, diğer çocuk Tolga Doğral'ı anneannesine teslim ederek davalı anne ile anlaşıp T7'ı kendi yanına aldığını, davalı annenin başka bir evlilik yaptığını ve bu evlilikten...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın kabulü ile müşterek çocuğun annede olan velayetinin değiştirilerek babaya verilmesine anne ile şahsi ilişki tesisine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; davanın kabul kararını istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, velayetin değiştirilmesi istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayet Hakkına Sahip Annenin Ortak Çocuğun Soyadının Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 25.01.2016 tarihli iade kararı üzerine, davalının tebligata yarar açık adresi araştırılmış, tespit edilememesi üzerine davalı ...’e mahkemenin gerekçeli kararı ve Nufüs Müdürlüğünü’nün temyiz dilekçesi,mernis adresine, mernis adresi olduğu tebliğ zarfı üzerinde belirtilmek suretiyle, doğrudan Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre mahalle muhtarına tebliğ edilmiştir. Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır ( Teb. K, m. 10/1)....
Velayet hakkının kapsamı Türk Medeni Kanunun 339. maddesinde düzenlenmiş olup buna göre velayetin kapsamında yer alan çocuğun adının ana ve babası tarafından konulacağı belirtilmiştir. Somut olayda, dava dilekçesinde küçük olup velayeti annede bulunan ....olan soyadının ....." olarak değiştirilmesi istenmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Evlilik birliği içinde doğan çocuğun doğumla kazandığı "Yakut" aile soyadının velayet hakkı kapsamında annenin boşanma sonrası edindiği "Şenbaş" soyadı ile değiştirilmesi talebidir ve dava velayet hakkına dayanılarak açılmıştır. Başka bir ifade ile, soyadının değiştirilmesi talep edilen... olmayıp davacı annenin velayeti altındadır. Buna göre, taraflar arasındaki uyuşmazlık, evlilik birliği içinde doğan, boşanma sonucu velayeti anneye verilen çocuğun, evlilik içinde doğumla kazandığı soyadının, davacı annesinin soyadı ile değiştirilmesinin mümkün olup olmadığı noktasındadır....
Velayet hakkının kapsamı Türk Medeni Kanunun 339. maddesinde düzenlenmiş olup buna göre velayetin kapsamında yer alan çocuğun adının ana ve babası tarafından konulacağı belirtilmiştir. Somut olayda, dava dilekçesinde küçük olup velayeti annede bulunan ..." olan soyadının "Taşkun" olarak değiştirilmesi istenmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dava, evlilik birliği içinde doğan çocuğun doğumla kazandığı "..." aile soyadının velayet hakkı kapsamında annenin boşanma sonrası edindiği "Taşkun" soyadı ile değiştirilmesi talebine ilişkindir ve velayet hakkına dayanılarak açılmıştır. Başka bir ifade ile, soyadının değiştirilmesi talep edilen ... kişi değil, çocuktur. Davacı annenin velayeti altındadır. Buna göre; taraflar arasındaki uyuşmazlık, evlilik birliği içinde doğan, boşanma ilamıyla velayeti anneye verilen çocuğun, evlilik içinde doğumla kazandığı soyadının, davacı annesinin soyadı ile değiştirilmesinin mümkün olup olmadığı noktasındadır....
TMK'nın 182/2 maddesi uyarınca velayet kendisine verilmeyen taraf çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. Her iki taraf asgari ücretle çalışmaktadır. Velayet kendisine verilen annenin, çocuğun giderlerine yapacağı katkı, çocuğun yaşı, ihtiyaçları, davalı babanın ekonomik ve sosyal durumu nazara alındığında aylık 800,00 TL iştirak nafakasının makul olduğu değerlendirilmiş ve çocuğun dava tarihinden beri annenin yanında olduğu gözetilerek anılan miktar iştirak nafakası olarak belirlenmiştir. Çocuğun yaşı, davalı baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmamasını gerektirir bir durumun bulunmaması, davalı babanın babalık duygularının tatmini ile çocuğun aile bağlarının devamında üstün menfaatinin bulunması nazara alınarak, çocukla baba arasında şahsi ilişki tesisine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....