Bu kapsamda düzenlenen pedagog raporu, annenin velayetin kendisine verilmesi konusundaki ısrarı , isteği ,müşterek çocuğun özel bir hastalığa sahip olması, anne bakımına, ilgisine ve şefkatine ihtiyacı olması, uzun süredir fiilen annesinin yanında yaşaması, bu tür rahatsızlığa sahip çocukların düzenlerinin bozulmasının onları kötü etkilediği, mahkememizce yapılan gözlem ile annenin çocuğuna karşı ilgili olduğu, çocuğun rahatsızlığı ile yakından ilgilendiği, bu yönde çocuğunun eğitimine önem verdiği anlaşıldığından davacının davasının kabulüne "ilişkin karar verildiği anlaşılmıştır. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalının istinaf başvuru dilekçesinde özetle; boşanma kararı ile müşterek çocuğun velayetinin pedagog, bilirkişi ve heyet raporu ile karşı tarafın çocuğa bakamayacak durumda olduğundan bahisle tarafına verildiğini, haksız verilen kararın kaldırılmasını istemiştir....
Mahkemece velayet hakkına sahip annenin eve erkek arkadaşlarını davet ederek birlikte kaldıkları, çocuğun anne ve erkek arkadaşı ile birlikte aynı yatakta uyutulduğu, bu sırada annenin erkek arkadaşının çocuğa cinsel istismarda bulunduğu, çocuğun beyanına göre babasında kalmak istediği, Uluslararası Çocuk Hakları Sözleşmesinde ve bunun uygulanması sonucunda oluşan yerleşik kabullere göre çocuğun beyanının velayet hususunda dikkate alınması gerektiği belirtilerek davanın kabulü ile velayetin davacıya verilmesine, çocuk ile anne arasında refakatçi eşliğinde her ayın son haftası cumartesi sabah 09:00' dan pazar akşam 17:00' ye kadar, anneler gününde tam gün, her yılın temmuz ayının başından ağustos ayının başına kadar olmak üzere kişisel ilişki tesisine karar verilmiştir. Davalı anne vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda başlık kısmında yer alan gerekçeyle bozulmuştur....
Anayasa Mahkemesi’nin 25.06.2015 ve 2013/3434 numaralı, 11.11.2015 tarih ve 2013/9880 numaralı, 20.07.2017 tarih ve 2014/1826 numaralı bireysel başvuru kararlarında ise; velayet hakkı tevdi edilen çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesi yönündeki talebin, velayet hakkı ve bu kapsamdaki yetkilerin kullanımı ile ilgili olması sebebiyle Anayasa’nın 20. maddesi kapsamında ele alınması gereken bir hukuki değer olduğunu, koruma, bakım ve gözetim hakkı veya benzer terimlerle ifade edilen velayet hakkı kapsamında, çocuğun soyadını belirleme hakkının da yer aldığını, eşlerin evliliğin devamı boyunca ve boşanmada sahip oldukları hak ve yükümlülükler bakımından aynı hukuksal konumda olduğunu, erkeğe velayet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını belirleme hakkının kadına tanınmamasının, velayet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete dayalı farklı bir muamele teşkil ettiğini, çocuğun bir aileye mensubiyetinin belirlenmesi amacıyla bir soyadı taşıması ile nüfus kütüklerindeki kayıtların...
Dosya kapsamına göre tarafların müşterek çocuk 2 yaşındayken boşandıkları, küçüğün velayetinin annede olduğu, alınan beyanlar kapsamında boşanmadan sonra iki yıl kadar annenin çocukla birlikte ailesinin yanında kaldığı, nüfus kaydı kapsamına göre, davalı annenin 13.07.2017 tarihinde yeniden evlendiği, yeni eşi ve kendi kızının yaşında olan eşinin kız çocuğu ile birlikte yaşadığı, velayetin değiştirilmesi istenen müşterek çocuğun anneanne ve dedesinin yanında yaşadığı, okula oradan devam ettiği, anneannenin okula getirip götürdüğü, davalı annenin ise kızı ile aynı sınıfta olan eşinin kızını okula getirip götürdüğü, bu sırada okulda kendi kızını da gördüğü, hafta sonları çocuğun anne yanına gidip geldiği, icra teslim işlemlerinin anneannenin evinden gerçekleştirildiği, çocuğun ilk başlarda babaya karşı tepkili olduğu, başlangıçta baba ile çocuk arasındaki görüşmelerde anneanne ve akrabalarının problem çıkardığı, babanın geri teslimi sırasında çocuğa aldığı kıyafetleri çıkartıp istemedikleri...
Aile Mahkemesinin 21/07/2020 tarih, 2019/238 Esas, 2020/288 Karar sayılı ilamı ile özetle;Davanın kabulü ile; ortak çocuk 2007 d.lu doğumlu Mert Hüseyin Aybars'ın davalı annede olan velayetinin değiştirilmesi ile davacı babaya verilmesine karar verilmiştir....
Aile Mahkemesinde görülen (2008/301 Esas-2008/1191 Karar) ve 24.02.2009 tarihinde kesinleşen karar ile 05.04.2006 doğumlu ortak çocuk Fazıl Can'ın velayetinin anneye verildiği, ortak çocuk lehine 150 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, annenin ortak çocuğun baba ile görüşmesini engellemeye çalıştığı, babanın icra ile ortak çocuğu görmeye çalıştığı, ancak annenin ortak çocuğu göstermemekte direndiği, ortak çocuğun okula devam etmediği, okul yerine arkadaşları ile dışarıda vakit geçirdiği, annenin çocuk üzerinde otorite sağlayamadığı, annenin de bir dönem başka adreste yaşadığı, her ne kadar uzman raporunda velayetinin annede kalmasının uygun olacağı belirtilmiş ve ortak çocuk da ilk derece mahkemesinde vermiş olduğu ifadesinde annesinin yanında yaşamaktan memnun olduğunu ifade etmiş ise de çocuğun üstün yararına öncelik verilmesi gerektiğinden ortak çocuğun psikolojik ve sosyolojik gelişimi ile eğitim hayatı, olumsuz çevresi ve yaşam tarzı da dikkate alındığında ilk derece mahkemesince velayetin...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 23/06/2020 NUMARASI : 2019/1316 ESAS - 2020/342 KARAR DAVA KONUSU : Velayetin Değiştirilmesi KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla, evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının 11/10/2019 tarihinde anlaşmalı olarak boşandıklarını, ortak çocuğun velayetinin annesine bırakıldığını, velayet annede olsa fiili ayrılıktan sonra küçüğün babası, babaannesi ve dedesi ile birlikte yaşamaya başladığını, annenin çocukla ilgilenmediğini, gelip görmediğini, davalının müvekkilini aldatması sebebiyle tarafların boşandıklarını, davalının yabancı uyruklu olup Türkiye'ye çalışma izni ve vatandaşlığının bulunma dığını belirterek ortak çocuğun velayetinin anneden alınarak babaya verilmesini istemiştir....
müsaade etmediğini, çocuğun eve dönerken farklı bir yolda yürümesi durumunda çocuğun davalı tarafça sorguya çekildiğini, müşterek çocuğun yıllarca annesi, anneannesi ve dedesi ile birlikte büyüdüğünü, sadece annesi değil anneannesi ve dedesinin psikolojik baskı ve tehditlerine maruz kaldığını, müşterek çocuğun baskı altında yetişmesini istemeyen ve her seferinde çocuk ile sadece icra kanalı ile görüşebilen müvekkilinin davalının velayet hakkını kötüye kullanması gerekçesiyle Karaman Aile Mahkemesinin 2015/953 Esas sayılı dosyasında velayetin değiştirilmesi davası açtığını ancak yargılama aşamasında davalının müşterek çocuğa babasını tercih etmesi durumunda artık kendisi ile görüşmeyeceği baskısı ve davalı annenin duygu sömürüsü sonucunda çocuğun gerçek beyanda bulunmadığını, yaşının da küçük olduğu gerekçesiyle velayetin davalı anneye bırakıldığını, müşterek çocuğun rahatsızlıkları ile ilgili tedavilere davalı annenin izin vermemesi nedeniyle başlanamadığını, davalı annenin müşterek çocuğun...
Boşanma sonrası velâyet hakkına sahip davacı anne çocuğun üstün yararı varsa çocuğa kendi bekarlık soyadının verilmesini isteyebilir. Sadece velâyet hakkına sahip olmak, velâyet hakkına sahip davacı anneye bekarlık soyadını çocuğuna kendiliğinden verme hakkını kazandırmaz. Burada çocuğun üstün yararı göz önünde tutulur. Ana ve babanın yararları; boşanmadaki kusurları, ahlaki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumları, çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde göz önünde tutulur. Somut olayda, velâyet hakkına sahip davacı anne kendi soyadı ile çocuğun soyadının farklı olmasının çocuğu olumsuz şekilde etkilediğini ileri sürmüş ve çocuğun soyadının bekarlık soyadı olan "Unakıtan" ile değiştirilmesini talep etmiş ise de; dosya kapsamından anlaşıldığı üzere, davacı annenin çocuğun soyadının bekarlık soyadı ile değiştirilmesini haklı ve meşru nedenlerle ispatlayamadığı gibi çocuğun üstün yararı bulunduğunu da kanıtlayamamıştır....
Somut olaya gelince; Müşterek çocuk Çağla'nın 2010 doğumlu olup idrak çağında olduğu, toplanan delillere özellikle 31/10/2022 tarihli sosyal inceleme raporu kapsamı ve müşterek çocuğun anılan sosyal inceleme raporunu düzenleyen uzmana verdiği beyanına ve mahkemedeki ifadesine göre, annenin velayet görevini ihmal ve istismar ettiğine ilişkin dosyaya yansıyan somut bir olayın olmadığı, müşterek çocuğun annesi ile kalmak istediği velayet değişimini gerektirir çocuğun üstün menfaatinin de ispatlanamadığı anlaşıldığından, ilk derece mahkemesinin davanın reddine ilişkin karar ve gerekçesi doğru olmuştur. Belirtilen nedenlerle, davacı babanın istinaf isteminin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....