"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı anne, boşanma kararı ile velayetleri davalı babaya bırakılan ortak çocuklar 01.09.2002 doğumlu ... ile 10.04.2010 doğumlu ...’in velayetlerinin değiştirilerek kendisine verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, ilk hükümle ortak çocukların velayetlerin değiştirilerek davacı anneye bırakılmasına karar verilmesi üzerine hüküm, davalı baba tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 07.02.2017 tarihli ilamı ile davalının delil listesinde bildirdiği tanık ... dinlenilmeden ve idrak çağındaki ortak çocuklar mahkemece dinlenilmeden, görüşlerine başvurulmadan eksik inceleme ile karar verildiğinden bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir....
Mahkemece karar verilirken 23.12.2014 tarihli ön inceleme duruşmasında davalı annenin yaşam koşulları ve çocuğa bakım olanakları ile ilgili uzman raporu hazırlanmasına karar verilmesine rağmen bu konuda bir araştırma yapılmaksızın, yalnızca davacı babanın yaşadığı çevre ile ilgili uzman raporu alınarak eksik inceleme ile karar verilmiştir. Ancak bu husus ilk inceleme sırasında gözden kaçırıldığından davalı annenin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 08.10.2015 gün ve 2015/17337 esas, 2015/17978 karar sayılı onama kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. 2-Davalının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Velayet kamu düzenine ilişkin olup, velayet düzenlemesinde asıl olan çocuğun menfaatidir. Ana ve baba ile çocuğun yararı çatıştığı takdirde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gerekir....
Aile Mahkemesinin 2017/387 Esas, 2017/629 Karar sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, müşterek çocuğun velayetinin ortak olarak kullanılmasına ve anne yanında kalmasına, baba ile şahsi ilişki kurulmasına karar verildiğini, annenin çocukla görüş günlerinde problem çıkardığını, engellemeler üzerine noter ihtarı ve icra takip prosedürü başlatılmak zorunda kalındığını, annenin yoğunluğu nedeniyle çocuğun daha çok bakıcı, anneanne ve dedeyle zaman geçirdiğini, annenin erkek arkadaşının davacı babaya mesajlar atarak çocukla baba ilişkisine muhatap olmaya çalıştığını, annenin çalışmak için Bodrum'a yerleştiğini, bu nedenle çocuğun anlaşarak kaydettirdikleri okulundan alıp Bodrum'da okula kaydettirdiğini, velayetin değiştirilmesi sebeplerinin oluştuğunu belirterek öncelikle çocuğun geçici velayetinin babaya verilmesine, dava neticesinde ortak velayet düzenlemesinin kaldırılarak velayetin babaya verilmesine yahut müşterek velayet korunarak çocuğun baba yanında ikamet etmesi şeklinde...
Aile Mahkemesinin 2015/1045 Esas 2015/1034 Karar sayılı ilamı ile boşandıkları, boşanma kararının 24/12/2015 tarihinde kesinleştiği, müşterek çocuk Rüzgar Efecan Mert'in velayetinin anneye verildiği, davacı babanın mahkememizde davalı annenin velayet hak ve yetkilerini kötüye kullanması, çocuğu haber vermedin Cizre'ye götürmesi sebeplerinden ötürü velayet değişikliği istemi ile mahkememizde açtığı dava da davalı annenin bir başka kişi ile evlilik yaptığı, bu nedenden dolayı çocuğu ile birlikte Cizre'ye gittiği, mahkememizce aldırılan SİR raporları doğrultusunda çocuğun içinde bulunduğu yaş dönemi , bedensel ve ruhsal gelişimi açısından anne yanında kalmasının çocuğun yüksek yararına olduğu, davalı annenin dosya kapsamı itibariyle velayet görevini kötüye kullandığına dair delil ve belge bulunmadığı, müşterek çocuk Rüzgar Efecan'ın 5 yaşında olduğu, anne bakım ve şefkatine ihtiyaç duyulacak bir yaşta olduğu, davalının yeni evlendiği kişinin Almanca öğretmeni olduğu, dosya kapsamında alınan...
Aile Mahkemesinin 14/07/2020 tarih, 2019/462 Esas, 2020/307 Karar sayılı ilamı ile özetle; ispatlanamayan davanın reddine karar verildiği, kararın yöntemince her iki tarafa tebliğ edildiği, davacı vekilinin süresinde verdiği istinaf dilekçesinde özet ile; gösterdikleri delillerin sebepsiz olarak reddedildiğini, bunun hukuka aykırılık oluşturduğunu, müvekkilinin sırf nafaka ödememek için bu davayı açtığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, ortak çocuğun 13yaşında olup müvekkilinin kendi çocuğunun yüzünü bir kere bile göremediğini, davalı annenin sabit işi ve düzenli bir hayatı olmadığını, gayri resmi evlilik yaşadığını, ortak çocuğun böyle bir ortamda yetişmesinin topluma bir faydası olmayacağı gibi çocuğun geleceği açısından da kötü sonuçlar doğuracağından endişe etmesi sebebi ile müvekkilinin velayet talebinde bulunduğunu, müvekkilinin ekonomik durumunun gayet iyi olduğunu, çocuğuna nafaka vermekten kaçınmadığını, ,fakat ödenen nafakanın çocuğun ihtiyaçlarına harcanmadığnı belirterek...
Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin E.2012/21 l-K.2013/117 sayılı dosyasında 23.07.2012 tarihli ara kararla ortak çocuğun velayetin tedbiren davalı anneye verildiği, mahkemenin 26/02/2013 tarihli kararı ile de tarafların boşanmaları ile ortak çocuğun velayetinin anneye bırakıldığı, bu kararın Yargıtay denetiminden geçerek 22.04.2013 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 02.09.2014 tarihinde açıldığı, davalı annenin mahkeme kararları gereğince ortak çocuğun kendisine tesliminin sağlanması amacıyla .... İcra Müdürlüğü'nün E.2012/2923 ve E.2014/838 sayılı dosyalan ile başlattığı i icra takiplerinden, babanın velayeti vermek istemediğini bildirmesi ve fiilen çocuğun teslimini engellemesi sebepleriyle sonuç alamadığı, ortak çocuğun tarafların fiilen ayrıldıkları 2011 yılı Ekim ayından itibaren baba ile birlikte yaşadığı anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar anlaşmalı olarak boşanmışlar, anlaşmaları gereği, müşterek çocuğun velayeti davalıya bırakılmış, karar 20.12.2012 tarihinde kesinleşmiştir. Velayet değişikliğine ilişkin iş bu dava ise 02.07.2013 tarihinde açılmıştır. Toplanan delillerden; velayet hakkına sahip olan davalının, velayet görevlerini gereği gibi yerine getiremediği, ya da ağır suretle ihmal ettiği kanıtlanamamıştır (TMK.md. 183, 349). O halde, davacı annenin velayetin değiştirilmesi talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece geçerli bulunmayan gerekçeyle, talebin kabulüne hükmedilmesi isabetsiz olmuş, bozmayı gerektirmiştir....
Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır. Velayeti talep edilen çocuğun idrak çağında olması halinde tercihine üstünlük tanınması, onun bir birey olarak sahip olduğu düşünceye saygı gösterilmesi, kendisine değer verildiğinin küçüğe hissettirilmesi, yaşamak istediği ortamı ve aile bireylerini kendi özgür iradesi ile seçme imkanının da tanınması gereklidir....
Anayasa Mahkemesi'nin 25.06.2015 ve 2013/3434 numaralı, 11.11.2015 tarih ve 2013/9880 numaralı, 20.07.2017 tarih ve 2014/1826 numaralı bireysel başvuru kararlarında ise; velayet hakkı tevdi edilen çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesi yönündeki talebin, velayet hakkı ve bu kapsamdaki yetkilerin kullanımı ile ilgili olması sebebiyle Anayasa'nın 20....
Dava; velayet (velayetin değiştirilmesi)istemine ilişkindir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır. Çocuğun bu konulardaki üstün yararını belirlerken; çocuk yetişkin biri olmuş olsaydı, kendisini ilgilendiren bir olayda, kendi yararı için ne gibi bir karar verebilecekti ise, çocuk için karar veren makamındaki kişinin de aynı yönde karar vermesi gerekir; yani çocuğun farazi düşüncesi esas alınacaktır. Velayet kamu düzenine ilişkin olup, re’sen araştırma ilkesi geçerlidir. Bu nedenle, yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir....