Asliye Hukuk Mahkemesi tapu iptal ve tescil davasını elinde tutarak, orman kadastrosuna itiraz davası yönünden görevsizlik kararı vermesi ve kadastro mahkemesinde görülüp sonuçlandırılarak orman kadastrosuna itiraz davasının kesin sonucunu beklemesi, ondan sonra tapu iptal ve tescil davasını esastan karara bağlaması gerekirken, her iki dava yönünden görevsizlik kararı vermiştir. O halde, kadastro mahkemesince yapılacak iş; orman kadastrosuna itiraz davası yönünden davanın esasına girilerek taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığını yöntemine göre araştırmak ve toplanacak delillerin sonucuna göre orman kadastrosu davasını esas yönünden karara bağlamak, tapu iptal ve tescil davası yönünden de davaya bakma görevi asliye hukuk mahkemesine ait olduğundan görevsizliğe karar vermekten ibarettir. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında doğrudan doğruya re'sen gözetilmesi gerekir....
, bu nedenlerle, tescil davasında asliye hukuk mahkemesinin, orman kadastrosuna itiraz davasında ise kadastro mahkemesinin görevli olduğunun kabul edilmesi gerektiği, görev yönünün kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında, temyiz aşaması da dahil olmak üzere tarafların her birince ileri sürülebileceği gibi resen de gözetilebileceği, mahkemece anılan yönler göz önüne alınarak; orman kadastrosuna itiraz davasının, tescil davasından ayrılıp, orman kadastrosuna itiraz davası yönünden görevsizliğe karar verilerek tescil davası elde tutulup orman kadastrosuna itiraz davasının sonucunun beklenmesi gerekirken, yargılamaya devamla, yazılı olduğu biçimde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu" açıklanmıştır....
Mahkemece anılan yönler göz önüne alınarak; orman kadastrosuna itiraz davası, tescil davasından ayrılıp, orman kadastrosuna itiraz davası yönünden görevsizliğe karar verilerek tescil davası elde tutulup orman kadastrosuna itiraz davasının sonucunun beklenmesi gerekirken, yargılamaya devamla, yazılı olduğu biçimde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, SAİR YÖNLERİN BU AŞAMADA İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA 03.05.2011 günü oybirliği ile karar verildi....
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman kadastrosuna ve kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parseller orman alanı dışında bırakılmıştır. Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden ve 7139 sayılı Kanununun 33. maddesi uyarınca Orman Yönetiminden harç alınmasına yer olmadığına 02/12/2019 g ününde oybirliği ile karar verildi....
madde uygulaması bağlamında kadastral çalışmalar yapıldığını, bu çalışmalar sonucunda 106 ada 1 parsel sayılı taşınmazın orman vasfında olmadığı, orman vasfını kaybettiği, 2B madde uygulamasına konu yapılabileceğinin tespit edildiğini, ancak 106 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki P.I. ile gösterilen kısmın 2B madde uygulamasına konu yapılamayacağını, çünkü bu alanın halen orman vasfını haiz olduğunu, 1956, 1957, 1986 ve 2005 tarihli memleket haritalarına göre belirtilen alanda meşe baltalığının gözüktüğünü, uydu görüntülerinde hiçbir kullanımın olmadığının açıkça belli olduğunu, davaya konu yapılan bu alanın 2B parselinden çıkarılarak orman olarak bırakılması gerektiğini, beyanla, 62 nolu orman kadastro komisyon başkanlığı tarafından Şırnak ili, Güçlükonak ilçesi, Çevrimli köyünde kain 106 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki P.I. ile gösterilen kısmın orman vasfını haiz olmadığından bahisle 2B çalışmasına konu yapılabileceğine dair yapılan tespite itirazlarının kabulünü, bu kısmın orman vasfı...
görülen diğer deliller de toplanarak, yöntemine uygun şekilde orman araştırması yapılıp dava konusu taşınmazların gerçek hak sahibi adına tescil edilmesi, çekişmeli taşınmazlar hakkında kadastro tespit tutanağının düzenlenmediğinin, mera özel siciline kaydedildiklerinin tespiti halinde ise uyuşmazlığın orman kadastrosuna itiraz, mera sicil kaydının iptali ve tescil niteliğinde olduğu, orman kadastrosuna itiraz davası yönünden kadastro mahkemesinin görevli olduğu kabul edilerek yöntemine uygun şekilde orman araştırması yapılıp taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde orman kadastrosuna itiraz davasının kabulü ile çekişmeli taşınmazların orman sınırları içine alınması ile yetinilmeli; çekişmeli taşınmaz/taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde ise orman kadastrosuna itiraz davası yönünden davanın reddine, mera sicil kaydının iptali ve tescil istemi yönünden ise görevsizliğe karar verilmelidir....
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosuna, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen davacı yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 26/05/2014 gününde oy birliği ile karar verildi....
Köyünde 30/05/2005 tarihinde 60 nolu orman kadastro komisyonunca 6831 Sayılı Yasaya göre orman kadastrosuna başlandığı, bu çalışmanın 07/07/2005 tarihinde sonuçlandırılarak, sonuçlarının 10/08/2006 tarihinde ilan edildiği anlaşılmaktadır. Dava sırasında yapılıp, ilan edilen orman kadastrosu davanın tarafları ve dava konusu taşınmaz yönünden kesinleşmez. Eldeki tescil davası aynı zamanda orman kadastrosuna itiraz davasına dönüşmüştür. Kadastro Mahkemesince bakılacak dava türleri 3402 Sayılı Yasanın 26. maddesinde gösterilmektedir ve 6831 Sayılı Yasanın 11. maddesine göre bu davalar dışında, altı aylık askı süresi içinde açılan orman sınırlaması ve 2/B madde uygulamasına itiraz davaları da kadastro mahkemesinde görülüp sonuçlandırılır. Bu nedenlerle tescil davasında asliye hukuk mahkemesinin, orman kadastrosuna itiraz davasında ise kadastro mahkemesinin görevli olduğu kabul edilmelidir....
Hukuk Dairesinin 31.05.2001 ... 2001/3882-4631 sayılı bozma ilamında “Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede davanın devamı sırasında orman kadastrosu yapıldığından davanın aynı zamanda orman kadastrosuna itiraz davasına dönüştüğü, eldeki tapu iptali ve tescil davası yönünden mahkeme görevli olmakla birlikte 3373 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 11. madde hükümlerine göre askı süresi içinde açılan orman kadastrosuna itiraz davalarında kadastro mahkemelerinin görevli oldukları, görevin kamu düzenine ilişkin olduğu, temyiz edenlerin sıfatına bakılmaksızın yargılamanın her aşamasında gözetileceği, bu sebeple tapu iptali ve tescil davası elde tutulup orman kadastrosun itiraz yönünden görevsizlik kararı verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak orman kadastrosuna itiraz davası ayrılarak görevsizlik kararı verilmiştir....
Mahkemece anılan yönler göz önüne alınarak; orman kadastrosuna itiraz davası, tescil davasından ayrılıp, orman kadastrosuna itiraz davası yönünden görevsizliğe karar verilerek tescil davası elde tutulup orman kadastrosuna itiraz davasının sonucunun beklenmesi gerekirken, yargılamaya devamla, yazılı olduğu biçimde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Orman Yönetiminin ve Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde Orman Yönetimine iadesine 10/02/2009 günü oybirliği ile karar verildi....