Anayasa Mahkemesi'nin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk bozmayı gerektirmiş, Sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; TTK'nın 757. maddesine göre kıymetli evrak niteliğini yitirmiş olan çeklerin TTK'nın 814. maddesine göre de 10 yıllık zaman aşımına uğramış olmasından dolayı davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir Dava, 6102 sayılı TTK'nın 818/1-s maddesi atfıyla 757/1 maddesi gereği açılan zayi olduğu iddiasıyla çekin iptali istemine ilişkindir. Davacı çeklerin yasal hamili olduğunu ve çeklerin babası tarafından keşide edilerek tarafına verildiğini, ancak çekleri bulamadığını ileri sürerek, davayı açmıştır. Mahkemece, çeklerin TTK'nın 814. maddesi yönünden 10 yıllık zamanaşımına uğramış olmasından dolayı davanın reddine karar verilmiş ise de; hasımsız açılan işbu davada zamanaşımı defi mahkemece re'sen nazara alınamayacağından yazılı gerekçeyle davanın reddi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir....
Anayasa Mahkemesi'nin, TCK'nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk, Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 15.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Anayasa Mahkemesi'nin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 01.03.2016 gününde oybirliği ile karar verildi....
Anayasa Mahkemesi'nin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 18.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
devam edildiği, müvekkili şirketin, kira sözleşmesinin geçersizliğinden tamamen habersiz olmasından kaynaklı, ----kira sözleşmesine taraf olmayan davalıya kira ödemesi yaptığından ve davalı tarafa haksız ve hukuka aykırı bir şekilde iki seneyi aşkın bir süre --- işyeri kira ödemesi yapıldığından bahisle müvekkili şirket tarafından ödenen -------- ödemiş oldukları tarihlerden itibaren yasal faizi ile iadesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir....
Davacının iddias-------- keşide edilen, keşide -------------- olmasından bahisle, dava konusu bono senedini varsa bulan veyahut da elinde bulunduran kişilerin Mahkememize başvurmadığı, hâlböyleyken davacının bono senedini zilyetliğindeyken zayi ettiği anlaşıldığından; Türk Ticaret Kanunu'nun 778/1-ı maddesinin yollamasıyla, TTK.'nun 757, 759, 762 ve devamı maddeleri uyarınca davacı tarafından zayi edilen dava konusu bono senedinin iptaline dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
nin kurucu ortağı ve yönetim kurulu üyesi olmasından dolayı davaya konu ödeme emirlerine konu borçlardan sorumlu olan davacı hakkında yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki bu konuların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır....
Davalı ... vekili, taşınmazın tapuya güven ilkesi gereğince iktisap edildiğini, müvekkilinin borçlunun mali durumunu araştırma yükümlülüğü bulunmadığını, borç ilişkisinin tasarruftan önce doğmuş olmasından dolayı müvekkilinin iyiniyetli kabul edilmesi gerektiğini, taşınmazdan çıkmayan borçlunun ailesi için tahliye davası açıldığını ve yargılamanın devam ettiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla mevcudunu eksilterek, dava konusu taşınmazı davalı ...’e devrettiğinin anlaşıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Ancak; 1-Sanığın aşamalarda suçlamaları kabul etmeyerek katılanın eşşekten düşmesi sonucu yaralandığını, katılanı tehdit etmediğini savunması, yaralama ve tehdit olaylarının gerçekleştiğine ilişkin görgüye dayalı bilgisi olan tanık bulunmaması, sanık ile katılanın aralarında boşanma davası olmasından dolayı husumet bulunması, şikayetin suç tarihinden 3 ay sonra boşanma davası sırasında yapılmış olması, sanığın katılana yönelik yaralama ve tehdit eylemlerini gerçekleştirmediğini beyan eden tanık ...'in tarafların müşterek çocuğu olmasından dolayı yakınlık derecesinin eşit olması karşısında; tehdit eylemi açısından, sanığın birden çok kez tehdit eylemini ne suretle, hangi sözlerle, hangi tarihlerde, kaç kez işlediği açıklanıp tartışılmadan, sanık ve katılan ile aynı yakınlık derecesinde bulunan tanık ...'...