Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 25/03/2021 NUMARASI : 2019/232 ESAS - 2021/73 KARAR DAVA KONUSU : NÜFUS (Diğer Kayıtların Düzeltilmesi İstemli) KARAR : Taraflar arasındaki davada mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı süresi içerisinde istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuş olmakla, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının kök murisinin büyük dedesi Hacı Kerim Deniz (Sıkrıklıoğlu) ile dedesi olan oğlu Temel Deniz ile nüfusta bağlantı kurulamadığını, 1905 nüfus sayımında herkes kendi evinde yazıldığı için nüfusta baba-oğul ilişkisinin kurulamadığını belirterek, davacının kök murisi olan büyük dedesi Hacı Kerim ile dedesi Temel Deniz'in nüfus kaydında bağlantı kurulmasını ve nüfusta kaydının düzeltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tarafa usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş olduğu anlaşılmıştır....

müvekkilinin nüfusta ölüm kaydının sağ olarak düzeltilmesine ve biyolojik aile nüfusa kaydının yapılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; annesinin adının Adeviye olduğunu, fakat nüfusta sehven İfakat yazıldığını, kızının, kardeşinin, kardeşinin kızının, ablasının kızının hep Adeviye olduğunu, annelerinin isimlerinin Adeviye olmasaydı ailede bu kadar Adeviye isminin mümkün olmayacağını, Adeviye ve İfakat isimlerinin nüfusa iki kez kayıt edildiğini, fakat bunların aynı kişiler olduğunu, nüfusta yaşanan bu karışıklıktan dolayı anneannesinin veraset ilamını alamadıklarını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Davacı, nüfusta İfakat olarak kayıtlı bulunan annesinin aslında nüfustaki İfakat'in kardeşi olarak görünen Adeviye olduğunu ve fakat annesinin nüfusa mükerrer olarak kaydedildiğini belirtmek suretiyle mükerrer kaydın iptali için eldeki davayı açmıştır....

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili ilk derece mahkemesine verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin nüfusta 13/09/1986 yılında dünyaya gelen davalı Duygu Kaygısız'ın annesi olarak gözüktüğünü ancak gerçekte Duygu Kaygısız'ın annesinin T5 olduğunu belirterek nüfus kaydının düzeltilmesini talep etmiştir. Davalı T3 vekili ilk derece mahkemesine verdiği cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

Nüfusa kaydedilmeden ölmüş veya herhangi bir nedenle nüfusta kaydı bulunmayan kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mümkün değil ise de idari yoldan tapu kayıtlarında intikal yaptırılamadığından zorunlu olarak dava açılan bu gibi durumlarda tapu malikinin davacının murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir “tespit kararı” verilmelidir. Davaya konu olayda davacının murisi nüfus sicilinde kayıtlı olmayıp artık tescili de mümkün olmadığından ve dolayısıyla tapu kaydındaki kimlik bilgileri de nüfus kayıtlarına göre düzeltilemeyeceğinden tapu kayıtlarında intikal yaptırılabilmesi için mahkemece “dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında tapu maliki olarak görünen ... oğlu ... ile davacının murisi ... oğlu ... 'nun aynı kişi olduğunun tespitine” şeklinde bir tespit hükmü kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir....

    Somut olayda; Dava konusu taşınmaz 2004 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında ... kızı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Mahkemece yapılan araştırma sonucu adına tespit yapılan bu kişinin nüfusta kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Tanık da olarak dinlenen ... kızı ...’in beyanı ile taşınmazın bu kişiye ait olmadığı sabit olmuştur. Ne var ki; yanlışlığın giderilmesi mülkiyet naklini gerektirdiğinden, tapu iptali ve tescil davası açılması yerine tapuda isim düzeltilmesi yoluyla kayıt malikinin değiştirilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 20.2.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

      Somut olayda; Dava konusu taşınmaz 2005 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında ... kızı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Mahkemece yapılan araştırma sonucu adına tespit yapılan bu kişinin nüfusta kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Tanık olarak da dinlenen ... kızı ...’ın beyanı ile taşınmazın bu kişiye ait olmadığı sabit olmuştur. Ne var ki; yanlışlığın giderilmesi mülkiyet naklini gerektirdiğinden, tapu iptali ve tescil davası açılması yerine tapuda isim düzeltilmesi yoluyla kayıt malikinin değiştirilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 20.2.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        Somut olayda; Dava konusu taşınmaz 2005 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında ...kızı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Mahkemece yapılan araştırma sonucu adına tespit yapılan bu kişinin nüfusta kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Tanık olarak da dinlenen ...kızı ...’ın beyanı ile taşınmazın bu kişiye ait olmadığı sabit olmuştur. Ne var ki; yanlışlığın giderilmesi mülkiyet naklini gerektirdiğinden, tapu iptali ve tescil davası açılması yerine tapuda isim düzeltilmesi yoluyla kayıt malikinin değiştirilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 20.2.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

          Nüfusa kaydedilmeden ölmüş veya herhangi bir nedenle nüfusta kaydı bulunmayan kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mümkün değil ise de İdari yoldan tapu kayıtlarında intikal yaptırılamadığından zorunlu olarak dava açılan bu gibi durumlarda tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir “tespit kararı” verilmelidir. Davaya konu olayda mevcut duruma göre tapu maliki olarak görünen kişinin nüfus sicilinde soyadı mevcut olmadığından, dolayısıyla tapu kaydındaki kimlik bilgilerinden olan soyadı da nüfus kayıtlarına göre düzeltilemeyeceğinden tapu kayıtlarında intikal yaptırılabilmesi için mahkemece “dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında tapu maliki olarak görünen ... ile davacıların murisi ...’in aynı kişi olduğunun tespitine” şeklinde bir tespit hükmü kurulması ile yetinilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır....

            ı mirasçı olarak bıraktığından, mirasçıları ve diğer dava dışı müşterekleri adına tespit edildiği anlaşılmaktadır. Davacı, parselde 5/480 pay sahibi ... oğlu ... olarak maliktir. Düzeltme yapılan 3/480 pay sahibi ... oğlu ... ise nüfusta sağ olan ve 1967 doğumlu davacının oğludur. Tapu kaydındaki davacıya ait kayıt doğru olup oğluna ait kaydın kendi nüfus kaydına göre düzeltilmesi mülkiyet nakline yol açmıştır. Bu durumda davanın reddi yerine kabulü doğru görülmemiş hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 03.06.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

              UYAP Entegrasyonu