Somut olayda nüfus müdürlüğünden usulüne uygun şekilde bir araştırma yapılmadığı anlaşıldığından bu defa Dairemizin yukarıda açıklanan ilkeleri doğrultusunda; a) Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerdeki nüfus müdürlüğünden “Dava konusu (eski 401 parsel ) yeni 11678 ada 6 parsel ve 11687 ada 1 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarında maliki olarak görünen "... oğlu ... ..." ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfusta kayıtlı olup olmadığı” sorulmalı, b)Aynı kimlik bilgilerine sahip kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının gönderilmesi halinde bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak dava konusu taşınmazlarda mülkiyet ... iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, tapu kayıtlarında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenen kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmeli kesin kanaat oluşmadığı taktirde mahallinde keşif yapılarak sağ ise tespit bilirkişileri de dinlenilerek sonucuna göre bir karar...
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir. Somut olayda; ... Tapulama Mahkemesinin 1966/367 esas 1970/199 karar sayılı ilamında tapu malikinin adı “... oğlu ...” olarak geçmiştir. Bu sebeple mahkemece nüfus müdürlüğünden usulüne uygun şekilde bir araştırma yapılmadığı anlaşıldığından bu defa Dairemizin yukarıda açıklanan ilkeleri doğrultusunda; Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerdeki nüfus müdürlüğünden “Dava konusu 1962 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının oluşturulmasına esas alınan mahkeme ilamında malik olarak görünen “... oğlu ...”...
Müdürlüğünün temyizi üzerine Dairemizce, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2009/14-279 Esas, 2009/354 sayılı kararı doğrultusunda; “…Sonuç itibariyle; tapuda isim düzeltilmesi davalarında, nüfusta kaydı bulunmayan kişinin doğum ve ölüm bilgilerinin ancak nüfusa kaydedilmesinin sağlanmasından sonra, tapu ve nüfus kaydı arasında bağlantı ve tutarlılık sağlanması mümkün olabileceğinden; bu koşul gerçekleştikten sonra, yukarıda sıralanan diğer şartların da varlığı halinde davanın kabulü yoluna gidilebilecektir. Dosya içerisindeki Nüfus Müdürlüğü yazısından, davacının murisinin nüfusta kaydının bulunmadığı anlaşılmaktadır. İsminin düzeltilebilmesi için murisin nüfusta kaydının bulunması gereklidir....
Davacı, kendisinden önce doğup nüfusa kayıt edilen ve ölen ancak nüfusta sağ görünen abisinin nüfus cüzdanının kendisine verildiğini, gerçekte 1981 yılında doğmuş olmasına rağmen kayıtlarda 01/07/1966 tarihi olarak işlendiğini, doğum tarihinin düzeltilmesini talep etmiştir. Nüfus Hizmetleri Kanununun 15 maddesi ile doğumun bildirimi, 31. maddesi ile ölümün bildirimi, 33. maddesi ile ölü olduğu halde aile kütüklerinde sağ gözükenlerin nüfus kütüğüne geçirilmesi düzenlenmiştir. Doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne işlenmesi, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 15, 31 ve 33. maddelerine göre nüfus idaresine verilmiş idari bir görevdir. Nüfusa kayıt edilmeyerek kendisinden önce doğup ölen kardeşine ait nüfus kaydını kullanması nedeni ile bir kişinin nüfusa tescil edilmesi, dolayısıyla saklı nüfustan sicile yazılması da idari işlem niteliğindendir....
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir. Somut olayda nüfus müdürlüğünden usulüne uygun şekilde bir araştırma yapılmadığı anlaşıldığından bu defa Dairemizin yukarıda açıklanan ilkeleri doğrultusunda; a) Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerdeki nüfus müdürlüğünden “Dava konusu 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kayıtlarında maliki olarak görünen ... kızı ... ve ... ...'...
Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, davacının babasına ait nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir.Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın soybağına ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.Aile Mahkemesi ise, uyuşmazlığın nüfus kaydında düzeltim niteliğinde olduğunu belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Aile Mahkemeleri TMK.'nun 282 ve devamı maddelerinde sınırlı olarak belirtilen soybağının reddi (TMK.'nun 286. vd.) babalık, tanıma, tanımanın iptali gibi davalara bakmakla görevlidir. Somut olayda davacı, nüfusta kardeşi olarak görünen ... , ... , ... , ... ve ... 'ın gerçekte kardeşleri olmadığını belirterek davalıların nüfus kaydının iptal edilerek babasının nüfus kaydının buna göre düzeltilmesini talep etmiştir....
Bu açık hükümler karşısında; ölen kişinin nüfusta kayıtlı bulunmaması durumunda, önce doğum, sonrada ölüm olayının nüfus aile kütüğüne işlenebileceği kuşkusuzdur. Sonuç itibariyle; tapuda isim düzeltilmesi davalarında, nüfusta kaydı bulunmayan kişinin doğum ve ölüm bilgilerinin ancak nüfusa kaydedilmesinin sağlanmasından sonra, tapu ve nüfus kaydı arasında bağlantı ve tutarlılık sağlanması mümkün olabileceğinden; bu koşul gerçekleştikten sonra, yukarıda sıralanan diğer şartların da varlığı halinde davanın kabulü yoluna gidilebilecektir…” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.07.2009 tarihli ve 2009/14-279 Esas, 2009/354 sayılı kararı) Dosya içerisindeki Nüfus Müdürlüğü yazısından, isminin düzeltilmesi istenen malikler “... ...” ve “... ...’nın” nüfusta kaydının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bir kimsenin tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilebilmesi için nüfusta kayıtlı olması gereklidir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı, dava dilekçesinde nüfusta Mesude kızı olarak görünen ... ve ...'in (gerçek anneleri kendisi olduğundan) anne adlarının "Selma" olarak düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Dairenin geri çevirme kararı ile ...'in doğum tutanağında annesi olarak görünen Mesude Seven'in vukuatlı nüfus kayıt örneği istenmiş, mahkemece ...'in kaydı gönderilmiştir. İlgili nüfus idaresinden; ...'e ait 24.08.1990 ... ve 1990/1892 sıra nolu doğum tutanağında adı geçenin annesi olarak görünen .. adlı bir kişinin nüfus kaydı bulunup bulunmadığı kayıtlardan araştırılarak varsa vukuatlı nüfus kaydının (...'in vukuatlı nüfus kaydının) getirtilerek dosyaya konulmasından sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine tekrar GERİ ÇEVRİLMESİNE, 19.02.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde davacıların nüfus kayıtlarının düzeltilmesini istedikleri... ... ve ... ...'in ... Devlet Hastanesi'nden alınan raporlara göre;...'nın 22 yaş ve üstü, ...'ın 19-20 yaş aralığı ile uyumlu olduğu saptanmış olup Yargıtay uygulamalarına göre kişinin doğum tarihinin anne baba ve kardeşlerin doğum tarihleri ile çelişki yaratmayacak biçimde düzeltilmesi gerekmektedir. Mahkemece rapora uygun olarak,...'nın nüfusta 07.05.1998 olarak görünen doğum tarihinin iptali ile ay ve gün baki kalmak kaydı ile 1991 olarak, ...'ın nüfusta 06.05.1999 olarak görünen doğum tarihinin iptali ile ay ve gün baki kalmak kaydı ile 1994 olarak düzeltilmiş olup, bu hanede baba ...n ...'in 10 yaş 11 ay 6 günlük iken baba olduğu anlaşılmaktadır. Baba ...n'in belirtilen yaşta çocuk yapıp yapamayacağı tıbben araştırılıp bu konuda uzman bilirkişiden rapor alınmadan eksik inceleme ve yetersiz araştırma ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Bütün bu maddeler birlikte değerlendirildiğinde nüfus kütüğünde kayıtlı bir kişinin ölüm kaydı kütüklere işlenmedikçe veya Asliye Hukuk Mahkemesince verilmiş ve kesinleşmiş bir mahkeme kararı ile kişinin ölmüş olduğu belirlenmedikçe dar yetkili Sulh Hukuk Mahkemesince kişinin sağ olduğunun kabul edilmesi gerekir. Nüfus Müdürlüklerince ölüm araştırması yapılması ve buna ilişkin açıklama yazılarak kütükteki kaydın kapatılmış olması bu olguyu değiştirmez. Somut olayda ise, nüfus kayıtlarına göre halen T.C. Vatandaşı olan ve hakkında ölüm araştırması yapılan ...........i'nin sağ olduğunun kabulü gerektiği kuşkusuzdur. O halde mahkemece öncelikle; davacı tarafa, tapu maliki .........'in ve oğlu ........... .......'in vatandaşı oldukları Yunanistan Mahkemelerinden veya Nüfus Müdürlüğünden verilmiş kimlik bilgilerini, ölüm tarihlerini ve mirasçılarının kimler olduklarını gösteren usulüne uygun düzenlenmiş belgeleri sunmaları istenmeli, halen T.C....