WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Öte yandan uyuşmazlık konusu sigortalı şahsi sicil dosyasında kayıtlı kişinin kimlik bilgilerine göre, farklı kişilerin nüfusta kaydının bulunduğunun belirlenmesi durumunda, davanın kurum kayıtlarına göre çalışmaların mal edildiği sigortalıların hak alanını da ilgilendirdiği ve anılan kişilerin huzurunda davanın görülmesi gerektiği de ortadadır. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgulara aykırı biçimde eksik araştırma ve incelemeyle karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde,tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 19.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı T31 istinaf dilekçesinde özetle, taşınmazların murisleri İsmail oğlu T66 ve İsmail oğlu T33 adına kayıtlı olduğunu, mahkemenin davayı tapuda isim tashihi davası olarak gördüğü, buna göre tapudaki ismin nüfus kaydındaki isme aykırı olması halinde kayıttaki ismin nüfus kaydına göre düzeltilmesi gerektiğini, oysa dava konusu olayda tapu ve nüfus kayıtlarındaki isimlerin aynı olduklarını, bir aykırılık bulunmadığını, mahkemece hatalı bir değerlendirme yapıldığı ileri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür....

    Nitekim dava dilekçesinin başlık kısmında dava, tapuda isim tashihi olarak isimlendirilmiştir. Bilindiği üzere tapuda isim düzeltme davalarında amaç; tapu malikinin isminin nüfus kaydına uygun hale getirilmesidir. Nüfusa kaydedilmeden ölmüş veya herhangi bir nedenle nüfusta kaydı bulunmayan kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mümkün değil ise de bu gibi durumlarda tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir “tespit kararı” verilmelidir. Tapuda yazılı ismin düzeltilmesinin mümkün olduğu hallerde yalnızca tespit hükmü kurulamaz. O halde mahkemece tapudaki ismin düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken yalnızca aynı kişi olduğunun tespitine karar verilmesi hatalı olmuştur....

    CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı sigortalının ilk defa malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tâbi olduğu 01.06.1987 tarihinde nüfusta kayıtlı doğum tarihi 06.05.1971 olduğundan 5510 sayılı Kanun'un 57 inci maddesine göre aylığa hak kazanma koşullarının da bu tarihe göre tespit edildiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının ilk defa sigortalı olmasından sonra verilen yaş tashihi kararının dikkate alınamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....

      Dava konusu parselin kadastro tutanağının incelenmesinde, taşınmaza Haziran 1303 yoklama tarihli 110 sıra numaralı tapu kaydının revizyon gördüğü ve ... (...) adına kayıtlı olduğu ancak ölü olmasına rağmen mirasçıları belirlenemediğinden ölü olduğu beyanlar hanesine yazılmak suretiyle tespit yapıldığı anlaşılmaktadır. Dosyaya getirtilen Tokat Asliye Hukuk Mahkemesinin 1958/108-711 esas ve karar sayılı ilamının incelenmesinde; muris Ayrancıoğullarından ... oğlu ...'in nüfus yazımlarından önce 1320 Yılında vefat ettiğinin yazılı olduğu görülmektedir. Soyadı Kanunu 25.06.1934 tarihinde yayınlanıp 6 ay sonra yürürlüğe girdiğine göre 1320 yılında vefat eden birinin soyadı alamayacağı açıktır. Kaldı ki, kimlik bilgileri ancak nüfus kaydına göre düzeltilebileceğinden o kişinin öncelikle nüfusa kayıtlı olması gerekir....

        ili İ... ilçesi B... nüfusuna kayıtlı olduğu, B... muhtarlığı, 1960 doğumlu H... D... Y... isimli sağ veya ölü herhangi bir kayda rastlanılmadığı, 16.04.1962 doğumlu A...O... kızı H.. Ş.. (Y...) isimli B... nüfusuna kayıtlı şahıs bulunmadığını bildirdiği, davacı tanığı olarak 1984 – 1994 yıllarında B... muhtarlığı yapan iki tanığın, davacı dışında H.. Ş..(Y...) isimli kişi bulunmadığı beyanları olduğu, A... İl Nüfus Müdürlüğü’nün T...’dan gelen 1994 yılı tevfikat bildirim listesindeki belirtilen ad, soyad baba adı ve doğum yılı bilgileri olan nüfusta kaydı olmadığı ancak, yaş tashihi, düzeltme gibi hususların İ... Nüfus Müdürlüğünden sorulması gerektiği bildirildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, İ... Nüfus Müdürlüğünden, T... tarafından düzenlenen 1994 yılı tevkifat listesindeki kimlik bilgileri bulunan davacı dışında bir kişi olup olmadığı araştırılmadan yazılı şekilde karar verilmesi, eksik araştırmaya dayalıdır. Mahkemece, İ......

          Ancak, sigortalının yaşı ile ilgili gerçek kayıtlar esas alınıp doğum tarihinin mahkeme kararı ile düzeltilmesi halinde bu dava, gerçek yaşın kayda yansıtılması ile ilgilidir ve nüfusa asıl doğum günü yazılmayıp da küçük veya büyük yazılan kişi tarafından açılan ve doğum gününün düzeltilmesi sonucunu doğuran klasik yaş tashihi davası değildir. Bu davalar, yaş tashihi ile ilgili değil kayıt tashihi ile ilgili olduğundan bu hallerde yaşlılık aylığı bağlanması ile ilgili emeklilik koşullarının oluşmasında mahkemece de tespit edilen bu yaşın dikkate alınmasında isabetsizlik yoktur (Hukuk Genel Kurulunun 24.12.2008 tarih ve 2008/10- 784 E. 2008/768 K. sayılı kararı). Bu itibarla eldeki davada olduğu gibi diploma gibi resmi kayıtlar esas alınarak doğum tarihinin düzeltilmesi halinde bu davanın klasik yaş tashihi değil kayıt tashihi ile ilgili olduğu kabul edilmelidir....

          DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı müvekkilinin emeklilik başvurusunun 08.09.2020 itibariyle 60 yaş, 15 yıl sigortalılık süresi ve 3600 gün şartlarını sağlayarak emekliliğe hak kazandığı halde reddedilmesi nedeniyle işbu davayı açma zaruretlerinin doğduğunu, müvekkilinin 08.09.1960 doğumlu olup doğum yılının nüfusa sehven 1965 olarak kaydedilmesi nedeniyle yaş tashihi davası ikame edildiğini ve Çat Asliye Hukuk Mahkemesinin 1979/14 E. 1979/25 K. 11.04.1979 sayılı ilamıyla müvekkilinin nüfusta 1965 olarak kayıtlı bulunan doğum yılının 1960 olarak düzeltilmesine karar verildiğini, müvekkilinin SGK'ya yaptığı 19.04.2021 tarihli emeklilik başvurusunun emeklilik hesabında ilk işe giriş tarihi olan 17.01.1977 tarihinde nüfus kütüğünde kayıtlı doğum tarihinin esas alınacağı gerekçesiyle reddedildiğini, ancak 5510 sayılı Kanuna göre 4/1-(a) ve 4/1-(b) Kapsamındaki Sigortalıların Tahsis İşlemleri konulu 2011/58 sayılı Genelgede;"sigortalıların iradesi dışında nüfus idaresince yapılan maddi...

            DAVA TÜRÜ :Nüfusta Ana Adı Tashihi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.idda edilen Davacının, babasının, başka bir kadından doğduğunun tespitinde, mirasçılık hakları bakımından hukuki yararı vardır. Dava, ADLE'nin mirasçılarının haklarını etkilemektedir...1310 doğumlu 22.03.2000 tarihinde vefat eden ADLE Bilgen'in, mirasçılarının tespit edilerek davaya dahil edilmesi gösterdikleri takdirde delillerinin toplanması, ADLE'nin, mirasçı bırakmaksızın vefat ettiğinin anlaşılması durumunda, son mirasçı sıfatıyla ...'ye husumet yöneltilmesi ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeden eksik hasımla davaya devam edilerek hüküm tesisi doğru görülmemiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM Taraflar arasında görülen davada; Davacı, paylı malik olduğu 26, 792, 793 ve 794 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydında adının "...", olarak yer aldığını gerçekte adının açtığı nüfusta isim tashihi davası ile "Hacı Veli" olarak düzeltildiğini ve nüfus kayıtlarına bu şekilde aktarıldığını ileri sürerek, taşınmazların tapu kayıtlarında eksik yazılan adının nüfus kaydına göre düzeltilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddianın ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'nun raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....

                UYAP Entegrasyonu