Köyü, C:23, Hane No:8, BSN:4'de nüfusa kayıtlı ... ve ... kızı 1884 doğumlu kişinin davacının babaannesi olduğu ve adının da ... bulunduğu belirtilerek, bu kişinin adının nüfus kütüğünde yer almadığını, sözü edilen kimlik bilgilerine sahip kişinin adının ... olarak tespiti ile nüfusa tesciline karar verilmesi istenilmiş, mahkemece davanın kabulüne sözü edilen kişinin "..." olduğunun tespiti ve tescili yolunda hüküm kurulmuştur. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının 14. maddesinde nüfus kaydının kapatılması sonucu o kaydın işlem yapılmaz hale geldiği belirtilmiş ve evlenmesinde nüfus kaydının kapatılmasına neden olacak bir olay olduğu belirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde ... İlçesi, ... Köyü, C:23, Hane:8'de 11434203592 kimlik numaralı ... soyadlı kişinin ... ve ...'den olma 1.7.1884 doğumlu olduğu ve 2/112 evlenme vukuatı ile ... Köyü, C:23, Hane:179, Sıra no:2'ye ... ile evlenmek suretiyle gittiği ve kaydının kapalı olduğu anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, nüfusta kaydı bulunmayan Ömer evlatlarının nüfusa tescili ve bu şahısların varsa mirasçılarının tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Hükümde ... oğlu ... olarak ... ilçesi ... beldesi nüfusunun C:63, Hane No:57 sırasına kaydedilen Abdullah'ın ve yazılı hanedeki babası ... nüfus aile kaydının nüfus müdürlüğünden getirtilerek dosyaya konulmasından sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 06.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, nüfusa kaydı olmayan kişinin nüfusa tescili istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Somut olayda ilk derece mahkemesince, "Nüfus Hizmetleri Kanununun uygulanmasına ilişkin yönetmeliğin 35/1. Maddesinde; saklı nüfus olduklarını iddia edenlerin aile kütüklerine tescili için müracaat makamının illerde valilikler, ilçelerde kaymakamlıklar olduğu hükme bağlandığından doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne geçirilmesinin nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olduğu gözetilerek davanın görev yönünden reddine karar verilmesi yerine kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır" gerekçesiyle nüfusa daha önce tescil edilmemiş bir kimsenin nüfusa tescil edilerek nüfus kaydının oluşturulması taleplerinin Asliye Hukuk Mahkemesince görev yönünden reddedilmesi gerektiğini kabul etmiştir....
Mülkiyet nakline sebep olunmaması için mahkemece Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmeli, tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalı, açıklanan bu hususlar çerçevesinde inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir. Yukarıda belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra neticesine göre bir karar vermek gerektiği halde mülkiyet nakli oluştuğu kuşkusu yaratacak şekilde tesis edilen hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
Mahallinde yapılan keşif ve dinlenen tanıklar ve tüm dosya kapsamından kayıt malikinin ''... oğlu ...'' olduğu bu kişinin birleşen davanın davacısı ...'ın murisi olduğu anlaşılmaktadır. Dosya içinde bulunan veraset ilamından da bu husus saptanmıştır. Kayıt maliki ... oğlu ...'in ibraz edilen veraset ilamında nüfus kütükleri oluşmadan 1915 yılında vefat ettiğinin belirtildiği görülmektedir. İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün 12/01/2010 tarihli bir başvuru üzerine vermiş olduğu B050NÜV0070003.120- 15688-10-101.01 sayılı cevabı yazısında; Nüfus Hizmetlerinin Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 72. maddesinde belirtildiği üzere; nüfusta kaydı bulunmayanların ölüme ilişkin resmi veya özel sağlık kurumları veya kamu kurum ve kuruluşlarının kayıtlarına dayanılarak düzenlenmiş herhangi bir ölüm kaydı bulunmadığı takdirde nüfus kütüklerine tescilin yapılmasının kanunen mümkün olmadığı” bildirilmiştir....
Tapu kayıtlarının nüfus kayıtları ile uyumlu hale getirilmesi için kişinin nüfusa kayıtlı olması gerekir. Eğer muris nüfusta kayıtlı bir kişi değilse, tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin de düzeltilmesi mümkün değildir. Bu durumda “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince taşınmaz maliki ile nüfusta kayıtlı olmayan davacılar murisinin aynı kişiler olduğunun tespitine hükmedilmelidir. Talebin niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmelidir. Tapu müdürlüğü ilgili sıfatıyla yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden (ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinden) sorumlu tutulmamalıdır....
Mülkiyet naklini önlemek için mahkemece; 1-Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir. 3-Taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. 4-İstem konusunda tanık dinlenmelidir. 5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır. Somut olayda; mahkemece tutanaklar getirtilmiş, nüfus müdürlüğü ve cumhuriyet savcılığı ile araştırma yapılmış, tanık anlatımları da nazara alınarak 1296 parsel sayılı taşınmaz maliki ... oğlu ...'nın soyadının "..." olarak düzeltilmesine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, nüfusta kaydı bulunmayan ...'nin nüfusa tescili ve ölüm kaydının düşülmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1997/394-428 sayılı dava dosyası ile davacı vekilinin dava dilekçesinde bildirdiği İdare Mahkemesinin 2011/1180-1025 sayılı, Uyuşmazlık Mahkemesi'nin 2011/251-21221 sayılı dava dosyalarının, bulunamadığı takdirde kesinleşmiş karar örneklerinin bu dosya içerisine konulmasından sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 26.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Nüfusa kaydedilmeden ölmüş veya herhangi bir nedenle nüfusta kaydı bulunmayan kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mümkün değil ise de, idari yoldan tapu kayıtlarında intikal yaptırılamadığından zorunlu olarak dava açılan bu gibi durumlarda tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde "çoğun içerisinde az da vardır" kuralı gereğince bu yönde bir "tespit kararı" verilmelidir.Davaya konu olayda mevcut duruma göre tapu maliki olarak görünen kişinin artık nüfus siciline tescili mümkün olmadığından ve dolayısıyla tapu kaydındaki kimlik bilgileri de nüfus kayıtlarına göre düzeltilemeyeceğinden tapu kayıtlarında intikal yaptırılabilmesi için mahkemece dava konusu 1434, 1435, 1436, 1437, 1507, 975, 247, 452, 405 ve 1054 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarında tapu maliki olarak görünen ... ile davacının murisi ...'...
kaydı olmayan kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mümkün değil ise de tapu malikinin davacının iddia ettiği kişi ile aynı olduğunun ispatlanması halinde çoğun içerisinde az da vardır kuralı gereği bu yönde bir tespit kararı verilmesi gerektiği, davacının iddia ettiği kişinin nüfusta kayıtlı olmadığı saptandığından tapuda paydaş ... ile davacının iddia ettiği ... oğlu ...’ün annesi ...’nın aynı kişi olduğunun tespitine şeklinde bir tespit hükmü kurulması gerekirken bozma ilamına aykırı biçimde tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesine karar verilmesinin doğru olmadığı” gerekçesiyle yeniden bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile dava konusu 591 ada 11 parsel sayılı taşınmazda 1/8 oranında pay maliki görünen ...’nın davacının iddia ettiği ... oğlu ...’ün annesi ... ile aynı kişi olduğunun tespitine karar verilmiştir....