Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bakanlığı ... ve...İşleri Genel Müdürlüğünün 12/01/2010 tarihli bir başvuru üzerine vermiş olduğu B050NÜV0070003.120- 15688-10-101.01 sayılı cevabı yazısında; Nüfus Hizmetlerinin Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 72. maddesinde belirtildiği üzere; nüfusta kaydı bulunmayanların ölüme ilişkin resmi veya özel sağlık kurumları veya kamu kurum ve kuruluşlarının kayıtlarına dayanılarak düzenlenmiş herhangi bir ölüm kaydı bulunmadığı takdirde nüfus kütüklerine tescilin yapılmasının kanunen mümkün olmadığı” bildirilmiştir. ...Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü yazısında belirtilen nedenlerle idari yoldan tapu kayıtlarında intikal yaptırılamadığından zorunlu olarak açılan bu tür davalarda düzeltme kararı verilemeyen hallerde tespit kararı verilmesi gerekli ve zorunludur....

    Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir. 1-Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir. 3-Taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. 4-İstem konusunda tanık dinlenmelidir. 5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır. Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir. Davanın niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmelidir....

      Nüfusta kayıtlı anne ve baba adının gerçeği yansıtmadığı ve bu nedenle gerçek anne ve baba adının yazılması istemiyle açılacak ve nüfusa kayıtlı bulunan hanenin de değiştirilmesi sonucunu doğuracak davalarda, esasen iki iddia bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi, çocuğun kayden anne olan kadından değil, başka bir anneden doğduğu; ikincisi ise, kayden baba olarak gözüken kişinin genetik baba olmadığı ididasıdır. Bu davada, kayden anne gözüken kişinin çocuğu doğurmadığı, genetik annenin başka bir kadın olduğunun tespit edilmesi halinde, yukarıda sözü edilen babalık karinesi aksi yönde işleyecek ve “genetik annenin kocası olmayan” kayden babanın babalık sıfatı, aksine bir iddia bulunmadığı takdirde, ortadan kalkacaktır. Mahkemece belirlenen genetik annenin, çocuğun doğduğu tarihte evli bulunduğunun anlaşılması halinde, TMK'nın 285. maddesinde yazılı babalık karinesi nedeniyle genetik annenin kocası olan erkek, baba sıfatını kazanacaktır....

        Tapu kayıtlarının nüfus kayıtları ile uyumlu hale getirilmesi için kişinin nüfusa kayıtlı olması gerekir. Eğer muris nüfusta kayıtlı bir kişi değilse, tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin de düzeltilmesi mümkün değildir. Bu durumda “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince taşınmaz maliki ile nüfusta kayıtlı olmayan davacılar murisinin aynı kişiler olduğunun tespitine hükmedilmelidir....

        Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece; “kayıt maliki olduğu iddia edilen kişinin veya mirasçılarının davada yer alması zorunluluğu bulunmamasına rağmen mahkemece gerçek kayıt maliki olduğu iddia edilen kişinin bir kısım mirasçılarının hayatta olduğu, ancak davacı tarafın mirasçıları davaya dahil etmeyeceğini belirttiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi isabetli değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki, tapu kaydında kimlik bilgisi düzeltilmesi istenen ...’nın nüfus kaydı bulunamamıştır. Nüfusta kaydı bulunmayan kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mümkün değildir....

          Yargıtay kararları ile uygulamada yerleştiği şekilde, düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmeli; nüfus müdürlüğünden, tapu kaydında adı geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmeli, taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulup bulunmadığı araştırılmalı, istem konusunda tanık dinlenmeli, tüm bu araştırmalar sonucu hâlâ kesin bir kanaat oluşmamış ise tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır. Bu bağlamda tapu sicilinde murisin adı, soyadı veya baba adının düzeltilmesi isteniyor ise murisin mirasçılarını gösterir veraset belgesinin dosyaya ibrazı sağlanıp, diğer kayıt ve belgelerle birlikte incelenerek, nüfus kaydı ile karşılaştırılmalıdır....

          Böyle bir yetki verildiğinde yetkiye dayanarak dava açan kişinin aktif dava ehliyeti vardır. Tapu Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Yukarıda yapılan açıklamaların ışığında somut olaya gelince; davacı 399 parsel sayılı taşınmazda dedesinin baba adının düzeltilmesini istemiş ise de nüfus kaydı bulunmayan ... oğlu ...'nin mirasçısı olduğuna dair belge ibraz etmemiştir. Bu durumda mahkemece, davacı ile kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenen ... oğlu ... arasında irtibat kurulmak suretiyle davacının aktif dava ehliyeti bulunup bulunmadığı belirlenerek oluşan sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....

            -K. sayılı veraset ilamında ... kızı ve mirasçısı olarak belirlenen .... namı diğer ....adına tescil edildiği oysa yapılan araştırmada ...n'in nüfus kaydı bulunmadığı gibi taşınmazın bulunduğu bölgede .... veya....isimli başka bir kayda da rastlanmadığı ayrıca ...'in nüfus kaydında da bu isimde bir kızının olmadığının tespit edildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesine ilişkin davalarda amaç, tapu malikinin kimlik bilgilerinin nüfus kaydındaki bilgilere uygun hale getirilmesidir. Bu nedenle nüfusa kaydedilmeden ölmüş veya herhangi bir nedenle nüfusta kaydı bulunmayan kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mümkün değil ise de, idari yoldan tapu kayıtlarında intikal yaptırılamadığından zorunlu olarak dava açılan bu gibi durumlarda, tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir tespit kararı verilmelidir....

              ın boşandığını, boşanma ilamında nüfusta kaydı olmayan ... adı ile geçen çocuğun kendisi olduğunu, boşanmadan sonra babasının kendisini ... adı ile nüfusa kaydettirdiğini, 1977 yılında ...'daki yangından dolayı nüfus kayıtlarında bu bilgiler yer almadığından annesi ile arasında bağ kurulamadığını, ayrıca annesi ve ailesi tarafından kendisine ... adı ile hitap edildiğini bildirerek ... Asliye Hukuk Mahkemesinin .... sayılı boşanma ilamında velayeti babası ...'e verilmiş nüfusta kaydı olmayan ... ile davacı ...'ın aynı kişi olduğunun ve ...'ın annesinin de ...Yılmaz olduğunun tespitini istemiştir. Mahkemece, davacının annesinin adının kayıtlarda zaten ...olarak yazılı olduğundan bu yönden davacının talebinde hukuki menfaat olmadığından, diğer taraftan ise nüfusa kayıtlı olmayan ... ile davacının aynı kişi olduğunun tespitinin mümkün olamayacağını ve olsa olsa isim tashihi davası açabileceğini, isim tashihi talebi de olmadığından davanın reddine karar verilmiştir....

                Bunun için de kaydının düzeltilmesi istenilen kişinin öncelikle nüfusta kayıtlı olması gereklidir. Somut olaya gelince,tapuda paydaş görünen.... yapılan araştırmalara rağmen nüfusta kaydı bulunamamıştır.Nüfusta kaydı bulunmadığına göre mahkemece, tapu maliki hakkında yapılan inceleme ve araştırmada malikin, davacının murisi olduğu sonucuna varıldığından tespit hükmü kurmakla yetinilmesi gerekirken ayrıca düzeltme hükmü kurulması doğru değil ise de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün 1. bendindeki "… ile bu tespitin tapu kaydına tesciline" ibaresinin hükümden çıkartılmasına, davalı idare temsilcisinin bu yöne değinen temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı HMK'nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 11.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu