Dahili davalılara gerekçeli karar ve temyiz dilekçesi tebliğ edilmişse tebliğ belgelerinin dosya içerisine konulması, aksi halde gerekçeli kararın ve temyiz dilekçesinin dahili davalılara yöntemince tebliğ edilerek temyiz ve cevap sürelerinin beklenmesinden, 2-Bursa Osmangazi ilçesi Çirişhane Cilt 20 Hane 272 BSN:2'de kayıtlı Hatice'nin nüfus kütüğüne tescilinde esas alınan dayanak belgeleri ile 23.8.1927 tarihli ölüm kaydının dayanağı belgeleri ilgili Nüfus Müdürlüğünden istenilerek dosya içerisine konulmasından, 3-... ilçesi Ömercikler Mahallesi Cilt 3 Hane 33 BSN:5'de nüfusa kayıtlı ...'ın nüfus kütüğüne tescilinde esas alınan dayanak belgenin ilgili Nüfus Müdürlüğünden istenilerek dosyaya konulmasından, Sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere iadesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 30.03.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu nedenle herhangi bir sebeple çocuğun kendisini doğuran kadının dışında bir başka kadının nüfus kütüğüne yazılmış olması, çocuk ile kadın arasında soybağı kurulduğu anlamına gelmeyecektir. Türk Medeni Kanunu'nun 36/1. maddesine göre, kişisel durum, bu amaçla tutulan resmi sicille belirlenir. Aynı Kanunun 39. ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35/1. maddeleri uyarınca, kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiç bir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz, ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir. Kayıt düzeltilmesi, aile kütüğüne işlenmiş kaydın bir kısmının düzeltilmesi veya değiştirilmesidir. Nüfus kütüklerindeki doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, nüfusta kaydı olmayan ...'ün nüfusa tescili ile ölümünün tespiti ve tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, anneannesi olup nüfusa hiç kaydedilmeyen ...’ün nüfus kaydına tescili ve ölümünün tespiti ile nüfus kayıtlarının düzeltilmesini istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Dava, davacının anneannesi ...’ün yaşadığının ve ölümünün tesbiti ile nüfus kayıtlarının düzeltilmesi istemine ilişkindir....
ın Türkiye'de nüfus kütüğüne kaydedilmesine dayanak oluşturan "Kanun Yoluyla Türk Vatandaşlığını Kazanma Bildirim Formu"nda soyadının ... ... olduğu ve bu soyadı ile kütüğe kaydedildiği, buna göre ilgilinin nüfus kütüğüne geçirilişi sırasında dayanak belgesi ile kütükteki kayıt arasında herhangi bir yanlışlığın (maddi hatanın) bulunmadığı anlaşılmaktadır. 1587 Sayılı Nüfus Yasasının 11. maddesi ile Nüfus ve Vatandaşlık Hizmetlerine Ait Kuruluş Görev ve Çalışma Yönergesinin 151. maddelerinde belirtildiği üzere, kişinin nüfus kütüğüne kaydı sırasında nüfus memurlarının yaptığı maddi hataların dayanağı belgelere uygun olarak düzenlenmemesi durumunda bunların nüfus müdürlüğünce düzeltilmesi; bunun dışında kalan ad ve soyadındaki düzeltme ve değişikliklerin ise Nüfus Yasasının 46. maddesi uyarınca ancak mahkeme kararı ile yapılması gerekir....
Doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne işlenmesi, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 15, 31 ve 33. maddelerine göre nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olup, nüfusa kayıt edilmeyerek kendisinden önce doğup ölen kardeşine ait nüfus kaydını kullanması nedeniyle bu kişinin nüfusa tescil edilmesi, dolayısıyla saklı nüfustan sicile yazılması da idari işlem niteliğindedir. Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 35/1. maddesinde de "Saklı nüfus olduklarını iddia edenlerin aile kütüklerine tescil için müracaat makamı illerde valilikler, ilçelerde kaymakamlıklardır..." şeklinde hüküm bulunmaktadır. Doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne geçirilmesinin nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olduğu gözetilerek davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir....
Yukarıda izah edilen mevzuat hükümleri nazara alındığında, Türkiye'de nüfusa kayıtlı olmayan çocuklar yönünden nüfusa tescil işlemi yapılmadan babalık davası görülemeyeceğinden, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddi kararında isabetsizlik bulunmamış, davacının istinaf talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
Doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne işlenmesi, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 15, 31 ve 33. maddelerine göre nüfus idaresine verilmiş idari bir görevdir. Doğum tarihinin düzeltilmesi istenilen davacının nüfusa kaydedilmediği, kendisinden önce doğarak nüfusa 18.04.1967 doğum tarihi ile tescil edilen ve öldüğü halde ölü kaydı düşürülmediğinden sağ görünen kardeşinin kaydını kullandığı anlaşılmıştır. Mahkemece, doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne işlenmesinin nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olduğu gözetilerek Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 7/1. maddesi gereğince görev yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Kabule göre de; Mahkemece, davacının doğum tarihi 18.04.1971 olarak düzeltilmiş ise de, nüfus kaydına göre davacı, 19.04.1967 tarihinde nüfusa tescil edilmiştir. Bir kimsenin doğmadan önce nüfus kütüğüne tescili mümkün değildir....
ın nüfus bilgilerinin aile kütüğüne tescilini, ... olarak nüfusa kaydına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Davalı süresi içinde cevap dilekçesi ibraz etmemiştir. III....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ GEREKÇE : İstinaf incelemesine konu dava, 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunun 36. Maddesi kapsamındaki nüfus kayıtlarındaki doğum tarihinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. Davacının nüfus kaydına göre; 06/02/1973 doğumlu olduğu ve davacının gerçek doğum tarihinin 1980 yılı olduğunu, zira kendisinden evvel vefat eden kız kardeşinin kaydıyla yaşamaya devam etmesi nedeniyle kaydın bu şekilde oluşturulduğunu ileri sürerek kaydın tashihini talep ettiği anlaşılmıştır. Doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne işlenmesi, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 15, 31 ve 33. maddelerine göre; nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olup, nüfusa kayıt edilmeden kendisinden önce doğup ölen kardeşine ait nüfus kaydını kullanan kişinin nüfusa tescili dolayısıyla saklı nüfustan sicile yazılması da idari bir işlem niteliğindedir....
nın ölü olduğunun tespiti ile nüfus kaydının kapatılmasına,...'nın saklı nüfustan kaydının yapılmasının idari işlem olmasından dolayı bu talep yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesinin 1/a bendinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının, düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmi dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet savcıları tarafından yerleşim yeri adresindeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlanmıştır. Görüldüğü gibi nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının Cumhuriyet savcısı tarafından açılabilmesi için Kanunda öngörülen koşulların bulunması gerekir. Somut olayda; Cumhuriyet Savcılığında yürütülmekte olan soruşturma sırasında ...'nın öldüğü, ölüm kaydının nüfus kayıtlarına işlenmediği, nüfusa kayıtlı olmayan...'nın ölü ...'...