WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bunun yanı sıra; dosyaya getirtilen nüfus kayıtlarının incelenmesinde; muris Salih oğlu Sefer'in 1926 yılında vefat ettiğinin yazılı olduğu görülmektedir. Soyadı Kanunu 25.06.1934 tarihinde yayınlanıp 6 ay sonra yürürlüğe girdiğine göre 1926 yılında vefat eden birinin soyadı alamayacağı açıktır. Kimlik bilgileri ancak nüfus kaydına göre düzeltilebileceğinden o kişinin öncelikle soyadı almış olması gerekir. Nüfusa kaydedilmeden ölmüş veya herhangi bir nedenle nüfusta kaydı bulunmayan kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mümkün değil ise de bu gibi durumlarda tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir “tespit kararı” verilmesi gerekirken ismin değiştirilerek tescili de hatalıdır. (Yargıtay 14.Hukuk dairesi 2011/13179 E.-14048 K....

ın davalılarla irtibatını gösterir, tüm bilgi ve belgelerin (nüfus kayıtları, veraset ilamı, tapuda soyadı tashihi davası vs.) ilgilisinden ve nüfus müdürlüğünden temin edilip dosyaya konulmasından, 3-Bilirkişi kurulunca değerlendirmeye alınan buğday, saman, domates ürünlerine ait 2010 yılı itibariyle sulu-kuru şartlarda dekara ortalama verimi, kilogram başına toptan satış fiyatı ve dekara ayrıntılı üretim giderini gösterir veri cetvelinin gıda, tarım ve hayvancılık il müdürlüğünden getirtilerek dosyaya konulmasından, Sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 11.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Davalı hazine vekili anne adı ve doğum tarihinin mülkiyeti gösterir tapuya yazılması gereken zorunlu unsurlardan olmadığı nedeniyle ve resen görülecek yönlerden kararı temyiz etmiştir. 1-Dava Medeni Kanununun 1023. maddesi gereğince tapuda isim tashihi istemine ilişkin olup, yapılan yargılamaya toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2- “Mülkiyet hakkının tescili” başlıklı Tapu Sicil Tüzüğünün 25.maddesinde kütükte bulunması zorunlu bilgiler malikin adı, soyadı, baba adı, edinme nedeni, tarih ve yevmiye numarasından ibarettir. Görülüyor ki; bunların arasında malikin anne adı ve doğum tarihi yer almamıştır. Dolayısıyla tapu kütüğünde bulunması zorunlu olmayan nüfus bilgisinin ilevesi veya düzeltilmesi dava yoluyla istenemez....

      Bir kadının bu yaşta doğum yapmasının tıbben mümkün olmadığı açık olup, hakim, nüfus kayıtlarında düzeltme yaparken kayıtlar arasında çelişki olmamasına özen göstermeli, böyle bir sonucu doğuracak kararlar vermemelidir. Mahkemece bu husus dikkate alınmadan davanın kabulüne karar verilmesi, 2-Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesine hükmüne göre, Nüfus kayıtlarının düzeltilmesine (ad ve soyadı değişikliği davaları dahil) ilişkin davalarda Nüfus Müdürü veya memurunun bulunması ve kararın onların önünde verilmesi zorunludur. Mahkemenin oluşumuna ilişkin bu yasa hükmü dikkate alınmadan Nüfus İdaresi temsilcisinin yokluğunda yargılama yapılarak davanın sonuçlandırılması, doğru görülmemiştir....

        in nüfus yazımlarından önce 1320 Yılında vefat ettiğinin yazılı olduğu görülmektedir. Soyadı Kanunu 25.06.1934 tarihinde yayınlanıp 6 ay sonra yürürlüğe girdiğine göre 1320 yılında vefat eden birinin soyadı alamayacağı açıktır. Kaldı ki, kimlik bilgileri ancak nüfus kaydına göre düzeltilebileceğinden o kişinin öncelikle nüfusa kayıtlı olması gerekir. Nüfusa kaydedilmeden ölmüş veya herhangi bir nedenle nüfusta kaydı bulunmayan kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mümkün değil ise de bu gibi durumlarda tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir “tespit kararı” verilmelidir....

          Dava yolu ile soyadı ilavesi istenen "... oğlu ..." 89,229,254,255,256,306,307,308 parsellerin kadastro tutanakları içeriklerine göre “... ... oğlu ...”in oğlu ve "... ve ..." ile kardeş olup, adları geçenlere mülkiyet payı kaydedilmiştir. İlgili nüfus idaresinden temyiz aşamasında "... Köyü 19 haneden" getirtilen aile nüfus tablosuna göre bu kişilerin soyadları "Küni" olarak yazılıdır. Ayrıca 229 sayılı parselin kadastro tutanağında tespit maliki “... oğlu ... Küni ” olarak yazılmıştır. Tapu kayıtlarındaki pay durumu ile nüfus kayıtlarındaki bu isimdeki kişilerin kardeş olarak yer almaları kayıt malikinin davacının murisi babası ... oğlu ... Küni olduğunu ortaya koymaktadır. Açıklanan nedenle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir. 2-Davaya konu edilen 247 ve 244 parsellere ait tapulama tutanak içeriklerine göre tespit maliki görünen "... oğlu ...", “..., ..., ... ve ...” ile kardeştir. Kayıt maliki olduğu ileri sürülen ... oğlu ......

            nın soyadı ve baba ismi yer almazken, nüfus kayıtlarında ve veraset ilamında .....olarak yer almaktadır, yine tapu kayıtlarında kayyım ataması yapılan ...'nin soyadı ve baba ismi yer almazken nüfus kayıtları ve veraset ilamında ... olarak geçmektedir. O halde; tapu kaydı ve nüfus kaydında geçen kişilerin kimlik bilgilerinin farklılığı karşısında mahkemece tapuda isim tashihi davası açmak üzere süre verilmesi ve dava açıldığı takdirde sonucu beklenerek buna göre bir değerlendirme yapılarak toplanmış ve toplanacak delillere göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yetersiz araştırma ile davanın kabulü doğru görülmemiştir....

              ın tapu maliki ... ile aynı kişi olup olmadığına ilişkin diğer tüm bilgi ve belgelerin de (nüfus kayıtları, tapuda soyadı tashihi davası vs.) ilgilisinden ve nüfus müdürlüğünden temin edilip dosyaya konulmasından, ...-...'ın yukarıda .... bentte sözü edilen araştırma sonucunda tapuda veya nüfus kayıtlarında soyadı değişikliği bulunmadığı ve ................... ile aynı kişi olmadıklarının anlaşılması durumunda tapu maliki ...'ın ölü olup olmadığı da araştırılarak ölü ise mirasçılarına, aksi halde kendisine mahkeme kararı ve temyiz dilekçesinin yöntemince tebliği ile temyiz ve cevap sürelerinin beklenmesinden, Sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere iadesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, ....01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                kızı ..." nüfus kaydına göre Bedriye Demirel, 1939 doğumlu olup 1946 yılında yedi yaşında bekar olarak ölmüştür. Yani ... kızı ...'nin soyadı hiç değişmemiş ve tapulama tespiti sırasında ölüdür. Kayıtta ismi düzeltilmesi istenen "... kızı ..." 1947 doğumlu olup 1965 yılında evlenmekle soyadı "Sönmez" olmuştur. Tapulama tespiti 1966 yılında yapılmış 1967 yılında kesinleşmiştir. Tespit Bedriye'nin ölümünden 20 yıl sonra yapılmış ve "ölü Bedriye" adına yapılmamış, "..." adına yapılmıştır. Dinlenen davacı tanıkları davacıların halası olan "...'e" halk arasında "Bedriye" dendiğini beyan etmişlerdir. Nüfus araştırması sonucunda "Bedriye Sönmez" adında bir kaydın bulunmadığı, zabıta araştırması sonucunda Bedriye Sönmez" ile "...'in aynı kişi olduğu bildirilmiştir. Bu durumda tapulama tutanağı ile nüfus kayıtları, yapılan nüfus ve zabıta araştırmaları arasında çelişki ortaya çıkmıştır....

                  Bir önceki bozma kararı uyarınca kaydında düzeltme yapılması istenen taşınmaz maliklerinin tapu sicilindeki kimlik bilgileri yazılmak suretiyle nüfus idaresinden bu adlarda kayıtlı bulunan kişilerin bulunup bulunmadığı sorulmuş ise de idarenin 03.06.2008 tarih 8035 sayılı yazılarıyla mernis programına göre müzekkeredeki bilgilerin yetersizliğinden söz edilerek kayıtlarda araştırma yapılamayacağı belirtildiği görülmüştür. Taraflar arasındaki mevcut çekişmenin giderilmesi mahkemenin görevidir. Çekişmenin giderilmesi için de nüfus müdürlüğünden bu bilgilerin doğruluğunun saptanması zorunludur. Nüfus müdürlüğünden bilgi istenmesi hallerinde istenen bilgilerin verilmemesi nüfus müdürlüğü personeli hakkında görevi ihmal suçunu oluşturur. Mahkemeye 23.05.2008 tarihinde yazılan müzekkerede bilgi istenen kişilere ait soyadları ve hangi köy sicilinde kayıtlı oldukları müzekkerede belirtilmiş olup, müzekkerenin bu haliyle yeterli olduğu açıktır....

                    UYAP Entegrasyonu