Öte yandan Türk Medeni Kanunu'nun 36/1. maddesinde, kişisel durumun bu amaçla tutulan resmi sicille belirleneceği; aynı Kanunun 39. ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35/1. maddelerinde de, kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemeyeceği ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhlerin konulamayacağı, ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hataların nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltileceği hükme bağlanmıştır. “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının "düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi”dir. Nüfus kütüklerindeki “doğru olmayan kayıtların” düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur....
Mehmet Fikri ile Mediha kızı Gülsen Oktar ( T.C ) , İstanbul Fatih cilt 8, hane 25’de tescil edilmiştir. Mehmet Fikri ile Mediha kızı, 15.08.1938 İstanbul doğumlu, T4 (T.C ), 20.05.1966 tarihinde evlenmekle Adana, Seyhan, Tepebağ, cilt 49, hane 24'e Fatih cilt 8, hane 25'den nakil gelerek tescil edilmiş, tescil tarihi 28.04.1941 olup, ölüm evlenme, altsoy vukuatları bu kayıta işlem görmüştür. Her üç kayıtta Gülsen Oktar'ın anne isminin Mediha olduğu, baba isimlerinin, doğum yeri ve tarihleri ile nüfusa tescil tarihleri farklıdır....
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin özellikle nüfus kaydının incelenmesinde; ... ve ... kızı ...ın 10.12.1992 doğumlu olarak 04.01.1993 tarihinde nüfusa tescil edildiği ve halen nüfus kaydında sağ ve bekar olduğu anlaşılmış olmakla gerek ceza dava dosyası içeriğinden gerekse dosyadaki tanık anlatımlarından ... ve ... kızı olarak nüfusa tescil edildiği ileri sürülen ... (...)'in bu tescilinin 2008 yılında yapıldığı dikkate alındığında nüfusta kayıtlı ...ın çok daha önceden tescil edilmiş olmakla tanık anlatımları nüfustaki tescil olayını doğrulamadığı ve ...'nın ... ... olarak nüfusa tescil edildiği ispatlanamadığı halde ...ın kaydının iptaline karar verilmiş olması doğru görülmemiştir....
ın nüfusa kayıt edilmediği, kendisinden önce doğan ve nüfusa tescil edilen, aynı addaki kardeşinin ölmesine karşın ölüm kaydı nüfus kütüğüne işlenmediği için sağ gözükmesi sebebiyle bu güne kadar onun kaydını kullanarak yaşadığı ileri sürüldüğüne göre; bu istek dikkate alındığında doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne geçirilmesinin nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olduğu gözetilip dava dilekçesinin HUMK'nun 7. maddesinin birinci fıkrası uyarınca görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, davaya bakılıp yazılı gerekçe ile işin esası hakkında ret kararı verilmiş olması yerinde değil ise de sonucu itibariyle doğru olan ret kararının gerekçesi yukarıdaki gibi değiştirilerek ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 05.11.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ın "..." adlı erkek kardeşinin nüfusa tescili ve tespiti talebinin ise doğumu ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne işlenmesinin nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olduğu gözetilerek 6100 sayılı HMK nun 1. maddesi uyarınca davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir. 1-Davacıların murisi ...'ın "...." adlı erkek kardeşinin nüfusa tescil talebi yönünden, Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 2-Davacıların murisi ...'ın annesi olan ...'ın “...”olan baba adının “...” olarak düzeltilmesi talebi ile muris ...'ın “...” olan kız kardeşinin adının "..." olarak düzeltilmesi talebi yönünden ise; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir....
Bu itibarla doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne geçirilmesi Nüfus İdaresine verilmiş idari bir görevdir (Y. 8. HD'nin 16/02/2017 tarih, 2017/8955- 1971 E ve K sayılı kararı ile yerleşik diğer içtihatları). 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 31. maddesinin 4. fıkrasında "Ölenin kaydı yok ise yapılacak soruşturma sonunda Türk vatandaşlığı ve ailesi tespit edildiği takdirde doğum tutanağı düzenlenerek aile kütüğüne önce doğum, sonra ölüm olayı işlenir" hükmü, Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin nüfusta kayıtlı olmayanların ölümü başlıklı 72. maddesinde ise; "Aile kütüğünde kaydı bulunmayan kişinin ölümüne ilişkin resmî/özel sağlık kurumları veya kamu kurum ve kuruluşlarının kayıtlarına dayanılarak düzenlenen ölüm bildirim formlarında yer alan bilgilere göre ölen kişinin önce doğum olayı, sonra da ölüm olayı aile kütüğüne tescil edilir....
nın 10.01.1985 tarihinde doğduğu halde nüfus kütüğüne tescil edilmediğini, 10.01.1980 tarihinde doğup daha sonra ölen kardeşinin adı ve doğum tarihi ile yaşadığını kendisinin nüfusa kayıt edilmediğini bu nedenle 10.01.1980 olan doğum tarihinin ay ve gün baki kalmak üzere yılının 1985 olarak adının da... olarak düzeltilmesini istemiştir. Bu istek dikkate alındığında, doğum ve ölüm vukuatının nüfus kütüğüne geçirilmesinin nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olduğu ve nüfusta kaydı bulunmayan davacının nüfusa tescili sırasında kendi adı ile tescil edileceği de dikkate alınmadan, davacının ablası olup, nüfusta ......adı ile kayıtlı ve ölü olduğu iddia edilen kişinin adının değiştirilmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Mahkemece, adın değiştirilmesine yönelik istemin de, idari işlem olması nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü doğru görülmemiştir....
Kayıt düzeltilmesi, aile kütüğüne işlenmiş kaydın bir kısmının düzeltilmesi veya değiştirilmesidir. Nüfus kütüklerindeki doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur. İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK, 11.02.1998, 2-87/77 sayılı kararı). Soybağının reddi davası ile kayıt düzeltme davası, sonuçları (hane dışına çıkarmak) bakımından benzerlik göstermekte ise de, içerik ve yargılama kuralları açısından kendi özel hükümlerine bağlıdır. Soybağının reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru olarak meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiştir....
in babası ... tarafından nüfus kütüğüne tescil edildiği ve alınan sağlık kurulu raporu da istemi doğruladığına 4721 sayılı Yasanın soybağına ilişkin karinelerin aksi kanıtlanmadığına göre, mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygundur. Bu itibarla ve yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesinin REDDİNE ve gereği yapılmak üzere kararın bir örneği ile dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 04.06.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Yine, Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 72. maddesinde “Aile kütüğünde kaydı olmayan kişinin ölümüne ilişkin tutanaklar resmî veya özel sağlık kurumları veya kamu kurum ve kuruluşlarının kayıtlarına dayanılarak düzenlenmişse nüfus müdürlüğünce kabul edilip işleme alınır. Ölüm tutanaklarında yer alan bilgilere göre aile kütüğünde kaydı bulunmayan kişiler, vatandaşlık durumu düzgün olmayan kişiler kütüğüne kayıt edilerek hakkında yaptırılacak soruşturma ile Türk vatandaşı olup olmadıkları araştırılır. Türk vatandaşı olduğu anlaşıldığı takdirde, ölüm tutanağına dayanılarak nüfus müdürlüğünce resen doğum tutanağı düzenlenir. Ölen kişi bu doğum tutanağına dayanılarak aile kütüğüne tescil edilir. Daha sonra ölüm tutanağı aile kütüğüne geçirilir, vatandaşlık durumu düzgün olmayan kişiler kütüğündeki kaydı, aile kütüğü ile bağ kurularak kapatılır” hükmüne yer verilmiştir....