Dosya içerisinde bulunan nüfus kayıtlarının incelenmesinde; davacılar T3 ile T1 2012 yılında resmi olarak evlenip, evliliğin nüfus kütüğüne tescil edildiği anlaşılmaktadır. 2004 doğumlu T16, her ne kadar davacılar T3 ile T1 evlilik dışı ilişkisinden doğmuş ise de tarafların daha sonra 2012 yılında evlendikleri anlaşıldığından çocuk Ömer ile davacı baba arasında soy bağı ana ile evlilikle kurulmuş olmaktadır. Bu nedenle davacının iddiasının kabulü halinde küçüğün davacıların, evlilik birliğine tescil edileceği, dolayısı ile anne ve baba arasındaki soybağının hakim hükmüyle değil, TMK'nın 282, 292 maddeleri gereği kurulacağı anlaşılmaktadır. Yukarıda gösterilen açıklamalar dikkate alındığında; davacılar vekilinin talebi, bir bütün olarak gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır....
Bu nedenle herhangi bir sebeple çocuğun kendisini doğuran kadının dışında bir başka kadının nüfus kütüğüne yazılmış olması, çocuk ile kadın arasında soybağı kurulduğu anlamına gelmeyecektir. Türk Medeni Kanunu'nun 36/1. maddesine göre, kişisel durum, bu amaçla tutulan resmi sicille belirlenir. Aynı Kanunun 39. ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35/1. maddeleri uyarınca, kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiç bir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz, ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir. Kayıt düzeltilmesi, aile kütüğüne işlenmiş kaydın bir kısmının düzeltilmesi veya değiştirilmesidir. Nüfus kütüklerindeki doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur....
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde davacının nüfus kütüğünde yazılı "H... H......." adının "H......." olarak değiştirilmesi istenilmiştir. 2721 Sayılı Türk Medeni Yasasının 27. maddesi hükmüne göre adın değiştirilmesi, ancak haklı nedenlere dayanılarak hakimden istenebilir. Somut olayda adının değiştirilmesi istenen kişiye ilişkin doğum tutanağında adı H... H....... olup, nüfus kütüğüne tescil edilirken de bu tutanağa dayanılarak ilgilinin adı "H... H......." olarak nüfus kütüğüne kaydedilmiştir. Yargılama sırasında dinlenen davacı tanıkları da davacının adının H... H....... olduğunu, ilk kez duruşma sırasında "H......." adını duyduklarını açıkça ve yeminle bildirmişlerdir. Türk Dil Kurumu yazısı içeriğinden de "H......." sözcüğünün Türkçede ad olarak kullanılmadığı belirtilmiş olup, dosyada toplanan diğer tüm bilgi ve belgelerde davacının "H......
Somut olayda, yukarıda belirtilen düzenleme ışığında babalık hükmüne dair mahkeme kararı, davacı tarafça nüfus müdürlüğüne iletildiği takdirde nüfus müdürlüğünün, davacının vatandaşlık durumunun tespiti için mahkeme kararını İçişleri Bakanlığı'na göndermesi ve Bakanlığın kararı doğrultusunda işlem yapması gerektiği, davacının babalık hükmünün nüfus kütüğüne geçirilmesine ilişkin talebinin nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olduğu gözetilerek dava dilekçesindeki tescil talebi yönünden hukuki yarar olmadığından mahkemece neticeden tescile dair talebin reddedilmesi de isabetli görülmüştür. Anılan gerekçelerle gerçek kişi davalılar vekilinin istinaf talebinin HMK'nın 353/1- b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir....
Somut olayda ilk derece mahkemesince, "doğum ve ölüm olaylarında nüfus kütüğüne işlenmesi, 5490 sayılı nüfus hizmetleri kanunun 15,31 ve 33 maddelerine göre nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olup, nüfusa kayıt edilmeden kendisinden önce doğup ölen kardeşine ait nüfus kaydını kullanan kişinin nüfusa tescili dolayısıyla saklı nüfustan sicile yazılması da idari işlem netiliğindedir. Nüfus hizmetleri kanunun uygulanmasına ilişkin yönetmeliğin 4/z-f maddesine göre 18 yaşını tamamlayıncaya kadar herhangi bir nedenle aile kütüğüne geçirilmemiş olan kişiler saklı nüfustan sayılır....
İncelenmesine gerek görülen; Davacı ...’nın (nüfus kütüğüne tesciline dair ilmuhaberde eklenmek suretiyle) tescil ilmuhaberinde babası olarak gözüken ...’un ( Sarı) ...Merkez Burç nahiyesi , Burç ...28(26) , Cilt 77, Sıra 15 (23) den ...’a ait nüfus kaydının tüm tedavülleriyle birlikte çıkarılarak, dosyasına eklenerek gönderilmesi için dosyanın mahalline İADESİNE, oybirliğiyle karar verildi. 11.12.2006...
Davacının gerçek babasının kütüğüne tescil edildiği hususunda herhangi bir ihtilaf bulunmamasına göre, dava bu niteliğiyle bir nesep davası olmayıp hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medeni Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın, genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Adana 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 07.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Çocuğun gerçek babasının kütüğüne tescil edildiği hususunda herhangi bir ihtilaf bulunmamasına göre, dava bu niteliğiyle bir nesep davası olmayıp hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medeni Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 Sayılı HMK.’nun 21. ve 22. maddeleri gereğince Gaziantep 7. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 30.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacının gerçek babasının kütüğüne tescil edildiği hususunda herhangi bir ihtilaf bulunmamasına göre, dava bu niteliğiyle bir nesep davası olmayıp hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medeni Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın, genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nun 21. ve 22. maddeleri gereğince Kars 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 01/07/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Çocuğun gerçek babasının kütüğüne tescil edildiği hususunda herhangi bir ihtilaf bulunmamasına göre, dava bu niteliğiyle bir nesep davası olmayıp hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medeni Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nin 21. ve 22. maddeleri gereğince Mersin 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 08.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....