Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ın nüfus kütüğündeki kaydının iptali ile babalarının nüfus kütüğüne kaydının yapılmasını istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm bir kısım davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava, gerçek durumu göstermeyen nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Dava da, ... ...'ın gerçekte anne ile babasının ... Keleş ve ... ... Keleş olduğu ileri sürülerek, bu kişinin davalıların murisi ... üzerindeki kaydının iptali istenildiğinden ölü İsmail ... mirasçıları yanında ölü ... ... ve ... Keleş ve kaydının iptali istenen ... ... mirasçılarının da davaya dahil edilip tüm kanıtlar toplanıp birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile davanın kabulü doğru görülmemiştir....

    un nüfus kütüğündeki 10.04.1995 olan doğum tarihinin 10.04.1989 olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Temyiz dilekçesine ekli Sakarya 2.Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2010/235 esas 317 karar sayılı kararına göre ...'un doğum tarihinin 10.04.1988 olarak düzeltildiği, bu kararın 30.12.2010 gününde kesinleştiği anlaşılmaktadır. 29.04.2006 günlü, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasası'nın 36. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine göre; "Aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davası ancak bir kere açılabilir." hükmü gözardı edilerek davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 21.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 04.04.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 20.10.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. Davalı davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Tapuda isim düzeltilmesi davalarında amaç tapu kütüğündeki malik bilgilerinin nüfus kayıtlarındaki bilgilere uyumlu hale getirilmesini sağlamaktır. Davadaki istem ise mülkiyet iddiasına dayalı tapu iptali ve tescile yöneliktir....

        Nüfus kütüğünde yer alan “doğru olmayan kayıtlar”, ilgilileri veya Cumhuriyet Savcısı tarafından açılacak olan “kayıt düzeltme davası” ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki bu dava uygulamada “nüfus kaydının düzeltilmesi davası” olarak adlandırılmaktadır. İsmin değiştirilmesi istemi, 6100 sayılı HMK'nın 382/2-a-2 de çekişmesiz yargı işi olarak düzenlenmiştir. HMK'nın 383. maddeye göre çekişmesiz yargı işinde görevli mahkeme aksine bir düzenleme olmadığı surette sulh hukuk mahkemesidir. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 27. maddesi uyarınca, haklı bir sebebe dayanmak kaydıyla, adın değiştirilmesi hâkimden istenebilir. Diğer yandan 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1-a maddesinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahısların yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlanmıştır....

          NÜFUS DAVALARINÜFUS KAYDININ DÜZELTİLMESİNE İLİŞKİN ESASLAR 5490 S. NÜFUS HİZMETLERİ KANUNU [ Madde 36 ] "İçtihat Metni" Davacı Kadir Süner ile davalı Nüfus Müdürlüğü arasındaki davada Hatay 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen ve Yargıtay'ca incelenmeksizin kesinleşmiş bulunan 12/7/2007 günlü ve 2007/140-189 sayılı kararın yürürlükteki hukuka aykırı olduğu savıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29/1/2008 gün ve Hukuk-2008/5715 sayılı yazısıyla kanun yararına temyiz edilerek bozulması istenilmiş olmakla, dosyadaki tüm kağıtlar okunup gereği düşünüldü: YARGITAY KARARI Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin nüfus kütüğündeki "Kadir" olan adının "Süleyman" olarak düzeltilmesini istemiştir. Dosya içindeki davacının nüfus kaydının incelenmesinden, davacının adı Kader iken Hatay 2....

            ın nüfus kütüğündeki hanesine TESCİLİNE" tümcesinin eklenmesine hükmün düzeltilmiş bu haliyle ONANMASINA, 06.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              ın nüfus kaydının incelenmesinden, soyadlarının babalarının açtığı dava ile "....." iken "......" olarak değiştirildiği anlaşılmaktadır. 29.04.2006 günlü, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasası'nın 36.maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine göre; "Aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davası ancak bir kere açılabilir." hükmü karşısında davanın reddi gerekirken yukarıda belirtilen Yasa hükmüne aykırı şekilde davanın kabulü doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA 27.04.2010 gününde oyçokluğuyla karar verildi. KARŞI OY: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı deliller ile yasal gerektirici sebeplere göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanması gerektiği düşüncesi ile çoğunluğun görüşüne katılmıyorum....

                Dosya içindeki bilgi ve belgelerden özellikle davacıların doğum tutanakları içeriğinden soyadlarının ‘...’ olarak yazıldığı anlaşılmaktadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının 38. maddesine göre ‘Bu Kanunun 7. maddesinde sayılan aile kütüklerine tescil edilmesi gereken bilgilerden; dayanak belgesinde bulunduğu halde nüfus kütüklerine hatalı veya eksik olarak tescil edilen ya da hiç yazılmayan bilgiler veya mükerrer kayıtlar maddî hata kapsamında değerlendirilir. Bu tür maddî hatalar Genel Müdürlükçe ya da nüfus müdürlükleri tarafından düzeltilir veya tamamlanır’ düzenlemesi ile Nüfus Yönetmeliğinin 79. vd. maddeleri hep birlikte değerlendirildiğinde davacıların isteminin idarenin görevine giren maddi hatanın düzeltilmesi işlemi olmasına göre davanın görev yönünden reddedilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir....

                  ın nüfus kütüğündeki 15.01.2007 olarak kayıtlı doğum tarihinin 15.12.2000 olarak düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: ... Devlet Hastanesinden alınan 1.4.2008 gün 78472 sayılı sağlık kurulu raporuna göre doğum tarihinin düzeltilmesi istenilen ...'ın 6-7 yaşında olduğu saptanmış, Mahkemece bu rapora ve tanıkların ...'ın 2000 yılında doğduğu yolundaki anlatımlarına dayanılarak doğum tarihinin 15.12.2000 olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. Adı geçen kişinin nüfus kütüğünde yazılı Ocak ayında değil Aralık ayında doğduğuna ilişkin kanıt bulunmadığı gözetildiğinde doğduğu ayın düzeltilmesine olanak yoktur. Bu durumda salt doğduğu yılın 2000 olarak düzeltilmesi halinde ise sağlık kurulu raporunda belirtilen 6-7 yaşı ile uyumlu olamayacağından mahkemece ...'...

                    Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar Arabi ve ... dava dilekçesinde oğulları ...ın nüfus kütüğündeki 01.03.1991 olan doğum tarihinin 01.01.1987 olarak düzeltilmesini istemiş mahkemece adı geçenin doğum tarihinin 01.03.1987 olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. Dosya içerisindeki nüfus kayıt tablosu içeriğinden yaşının düzeltilmesi istenilen ...'nın kayden 01.03.1991 doğumlu olup, davanın açıldığı 31.03.2009 günü itibariyle ergin ve medeni hakları kullanmaya yetkili bulunduğu anlaşılmakla, doğum tarihinin düzeltilmesi davasını doğrudan kendisinin açması gerekirken, anne ve babanın böyle bir davayı açmakta aktif husumet ehliyetinin olmadığı ve ... tarafından açılmış bir dava bulunmadığı gözetilmeden davaya bakılıp işin esası hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu