Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava dilekçesindeki anlatıma göre dava, nüfus olaylarına dair (evlenme, evlilikten doğan çocukların tescili vb) işlemlerin tamamına yakının gerçekleştiği Suriye Arap Cumhuriyeti nüfus kayıtlarındaki kişi ile Türkiye Cumhuriyeti nüfus kayıtlarında sadece nüfus kaydı bulunan ancak hiçbir nüfus olayı olmayan kişinin aynı kişi olduğunun tespiti istemine ilişkindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 106.maddesinde, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının veya yokluğunun tespit davası yolu ile mahkemeden istenebileceği, Türk Medeni Kanunu'nun 30. maddesinin 2. fıkrasında ise, nüfus sicilinde bir kayıt yoksa veya bulunan kaydın doğru olmadığı anlaşılırsa, gerçek durumun her türlü kayıtla ispat edileceği, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu 36.maddesinin 1/c bendine göre ise tespit davalarının, kaydın iptali veya düzeltilmesi için açılacak davalara karine teşkil edeceği hükmünü içermektedir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, nüfus kaydında davacının çocukları olarak görünen davalılar ..., ... ve ...'in davacı çocukları olmadığından davacının nüfus kaydından silinmeleri istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde, nüfus kaydında davacı ...'nin çocukları olarak görünen davalı ..., ... ve ... davacının eski eşi İsmail'in gayriresmi yaşadığı kadından olduğu bildirilerek, adı geçen çocukların davacının nüfusundan silinmesi istenilmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Davada, nüfus kaydında yanlış yazılan anne kaydının düzeltilmesi talep edilmiştir....

      Somut olayda davacının nüfus kayıtlarındaki kaydın düzeltilmesi istemi ile açmış olduğu davaya, yerel mahkemece asliye hukuk mahkemesi yerine aile mahkemesi sıfatıyla bakılıp hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 05.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Dava, anne yönünden nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. 1-Nüfus kayıtlarındaki düzeltme istemine ilişkin davalarda, mahkemelerin hiç bir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğu gözetilerek, somut olayda mahkemece salt taraflar ve tanık beyanları ile yetinilmeyip bu iddia ile ilgili olarak DNA testi yaptırılıp alınacak rapor da gözetilerek karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, 2-Yasal hasım Nüfus Müdürlüğü'nün mahkemenin gerekçeli kararının başlığında gösterilmemesi, Doğru görülmemiştir....

          Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, nüfus kayıtlarındaki anne ve baba isminin düzeltilmesi istemine ilişkindir. ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesince, davalılardan ...'in yerleşim yeri adresinin "..." olduğu gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur. ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesince ise küçük ...'in yerleşim yeri adresinin "..." olduğu gerekçesiyle karşı yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Somut olayda, ... Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 04/04/2013 tarihli davaname ile küçük ...'...

            Somut olayda, davaname ile nüfus kayıtlarındaki davalı ...’a ait mükerrer kaydın iptaline karar verilmesi istenmektedir. 6100 sayılı HMK’nun 383. maddesinde “ çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkemenin, aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesi olduğu belirtilip, 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin 1/a bendinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen Cumhuriyet Savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlanmıştır. Bu durumda nüfus kayıtlarındaki mükerrer kaydın iptaline ilişkin uyuşmazlığın Nüfus Hizmetleri Kanun’unun 36/1-a maddesi uyarınca Çine Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nun 21. ve 22. maddeleri gereğince Çine Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 17.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              ın nüfus kaydındaki ... olan anne adının ... olarak düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: ... Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 21.04.2009 gün, 2009/4 sayılı davanamesi ile ...'ın nüfusta ... olan anne adının iptali ile davalı ... ... olarak düzeltilmesi istenilmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Nüfus kayıtlarındaki düzeltme davaları kamu düzeni ile yakından ilgili olup, mahkemeler kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorundadır. Somut olayda, salt taraf beyanları ile yetinilmeyip, iddia ile ilgili olarak DNA testi yaptırılıp, alınacak rapor da gözetilerek karar verilmesi gerektiği dikkate alınmayarak yerinde olmayan gerekçe ile DNA testi yaptırılmadan, davanın kabulü doğru görülmemiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı; mirasbırakan dedesinin nüfus kütüğünde “....” olarak kayıtlı olduğu halde 5 parça taşınmazın tapu kaydında “ .... Mirasçıları” yazıldığını ileri sürüp, malikin isminin nüfus kaydına göre düzeltilmesi isteğinde bulunmuştur. Daha sonra dava dilekçesini ıslah ederek tapu kayıtlarındaki malik “Nasıf Mirasçıları'nın” mirasbırakan dedesi “....” olduğunun tespitini istemiştir. Davalı; talebin reddini savunmuştur. Mahkemece; talebin kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, tetkik hakimi ...'nin raporu okundu, düşüncesi alındı .Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalının temyiz itirazı yerinde değildir....

                  İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; davacı doğum tarihi 06.06.1955 olmasına rağmen, nüfus kayıtlarına sehven 06.06.1952 yazıldığını, bu nedenlerle nüfus kayıtlarındaki doğum tarihimin gerçek yaşım olan 06.06.1955 olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Tüm dosya kapsamına göre davacının yaşı gereği kemik yaşı incelemesi yapılamamış, tanıkları dinlenmiş ancak davacının iddiasını ispatlayacak bilgiye sahip olmadıkları anlaşılmıştır. Davacının davasının reddine karar verilmiştir....

                  in nüfus kaydında anne adı olarak Hasibe adını taşıyıp, bu anne adı ile öldüğü, davacıların talebinin murisin kendi gerçek annesi üzerine nüfusa kayıtlı olması nedeniyle anneliğin tespiti olmayıp nüfus kaydının düzeltilmesi talebi olduğu, ölü kişinin nüfus kayıtlarında düzeltme yapılamayacağından gerektiği takdirde mirasçılık belgesi istemli davada nüfus kayıtlarındaki bağlantının kurulması gerektiğinden davanın reddine karar verilmesi doğru değil ise de, sonucu itibariyle doğru olan ret kararının yukarıda açıklanan gerekçe ile ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, 30.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu