Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesince ise, davacının UYAP sisteminden alınan nüfus kayıtlarında mernis adresi incelendiğinde, Merkez Mevki Merkez Küme Evleri no:30 Örtülü .../... adresinde ikamet ettiği, kayıt düzeltim isteyen davacı tarafından kesin yetki kuralına uygun şekilde açıldığı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Somut olayda, davacı dava dilekçesi ile ... İlçesi, ... Köyü nüfusuna kayıtlı ... TC kimlik numaralı ...'in sağ olarak nüfus kayıtlarında kardeşi olarak göründüğünü, kendisinin gerek ölü gerek sağ böyle bir kardeşinin bulunmadığını, ... İlçesi, ... Köyü nüfusuna kayıtlı ... TC kimlik numaralı ...'...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 14.03.2006 gününde verilen dilekçe ile tapudaki ölü kaydının sağ olarak düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen 13.06.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, maliki bulunduğunu ileri sürdüğü 107 ada 42 ve 47 parsel sayılı taşınmazlar ile 146 ada 28 parsel sayılı taşınmazların kayıtlarında ölü olduğuna dair yazılan şerhin "sağ" olarak düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece, 107 ada 42 ve 47 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın kabulüne, 146 ada 28 parsel yönünden ise red kararı verilmiş, hükmü davalı vekili 107 ada 42 ve 47 parseller için verilen kabul kararı yönünden temyize getirmiştir....

      Bozdoğan'ın nüfus aile kayıt tablolarının celbi ile sağ iseler hükmün kendilerine, ölü iseler tespit edilecek mirasçılarına usulüne uygun tebliği ile temyiz süresinin beklenilmesi, 2-Hükmü temyiz eden davalı ... oğlu ....'ın dosyadaki nüfus kayıtlarından davanın tarafı olup olmadığı tesbit edilemediğinden, temyiz edenin davanın ne şekilde tarafı olduğu, taraflardan kimin mirasçısı olduğunun mahkemece belirlenmesi, nüfus kaydının celb edilerek dosyaya konulması, 3-21.12.1946 tarih ve 5 numaralı tapu kaydının ilk tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte Tapu Sicil Müdürlüğünden celb edilerek dosyasına konulması, ayrıca söz konusu tapu kaydının kadastro tespiti sırasında hangi parsellere revizyon gördüğünün sorularak belirlenmesi, Bundan sonra inceleme yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 15.5.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Nüfus kayıtlarında "ölü" olduğu belirtilen kişilerin ölüm tarihlerinin nüfus kayıtlarına göre işletilmesi veya ölüm tarihinin tespiti için açılan davalar uzun bir zaman alabileceğinden davacıya ölüm tarihlerinin işletilmesi için kesin süre verilerek davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Bu durumda mahkemece davacıya nüfus kayıtlarında "ölü" olduğu belirtilen muris ve mirasçıların ölüm tarihinin işlenmesi için nüfus müdürlüğüne başvurması veya ölüm tarihinin tespiti için dava açmak üzere yetki ve makul bir süre verilmesi gerekirken yerinde olmayan yazılı gerekçelerle davanın reddi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatıran iadesine, 24.12.2015 gününde oybirliği ile karar verildi....

          Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Babalık Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı nüfus kayıtlarında babası olarak görünen kişinin gerçek babası olmadığı davalı ...’ın gerçek babası olduğunu ileri sürerek davalının babası olarak tespitine ve nüfus kayıtlarında baba olarak görünen kişinin kaydının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece davacının başka bir erkekle soybağı olduğu ve bu bağ geçersiz kılınmadıkça babalık davası açamayacağı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. HMK`nin 33 üncü maddesine göre “Hâkim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır....

            Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir: 1- Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen talep konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir. 2- Nüfus müdürlüğünden, talep konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarında bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak telep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir. 3- Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup...

              Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; Mahkemece, zabıta araştırması yapılmadığı, nüfus araştırmasının da usulüne uygun olmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle; 312 sayılı parselin tapu kaydında malik görünen "..." ile aynı kimlik bilgilerine sahip başka kişiler olup olmadığı nüfus müdürlüğünden ve ilgili zabıta biriminden sorulmalı, yapılan araştırmalar sonunda aynı isimli başka kişiler olduğu bildirildiği takdirde sağ ise kendileri ölü iseler mirasçıları duruşmaya çağrılarak kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenen taşınmazda herhangi bir hak iddiaları bulunup bulunmadığı konusunda beyanları alınmalıdır. Ayrıca, “Mülkiyet hakkının tescili” başlıklı Tapu Sicil Tüzüğünün 25. maddesinde kütükte bulunması zorunlu bilgiler; malikin adı ve soyadı, baba adı ile edinme nedeni, tarih ve yevmiye numarasından ibarettir. Görülüyor ki; bunların arasında malikin doğum tarihi yer almamıştır....

                Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir. Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; tapu kütüğüne malikin adı ve soyadı, baba adı ile edinme nedeni, tarih ve yevmiye numarası dışındaki nüfus bilgilerinin ilavesi mümkün değil ise de idari yoldan tapu kayıtlarında tasarrufta bulunulamadığından zorunlu olarak dava açılan bu gibi durumlarda tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir “tespit kararı” verilmelidir. Mahkemece, Dairemizin yukarıda açıklanan ilkeleri doğrultusunda araştırma yapılarak, tapu kayıt maliki "...'ın" ile davacıların murisinin aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde çoğun için de az da vardır kuralı gereğince bu yönde tespit kararı verilmesi gerekir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Dava, sağ olduğunun tespiti ile bunun sonucu olarak nüfus kayıtlarında gerekli düzeltmenin yapılması istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 12.07.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, nüfus kaydında sağ görünen kişinin ölümünün tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davada, davacının amcası ...'nin nüfus kaydında evli olmadığı halde... ile evli göründüğü, 1902 doğumlu ......

                      UYAP Entegrasyonu