Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durumda mahkemece, taşınmaz başında keşif yaparak nüfus müdürlüğünce bildirilen “1946 doğumlu ... oğlu ...” ile “1964 doğumlu ... oğlu ...” sağ ise kendileri, ölü ise mirasçıları dinlenerek taşınmazlarda mülkiyet iddialarının olup olmadığı araştırılarak oluşacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır. Eksik araştırma ve inceleme sonucu davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 28.06.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

    Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen de kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmış olup, İlk derece mahkemesince, veraset belgesi talep edilen Mersin ili Anamur İlçesi Bozdoğan Köyü Kale Arkası mevki 163 ada 3 parsel sayılı taşınmaz maliki Ölü Osman kızı Teslime'nin nüfus kaydına ulaşılamadığı , Osman kızı Teslime adında birden çok kişinin kaydının bulunduğu, davacı tarafça hangi nüfus kaydının veraset belgesi talep edilen kişiye ait olduğunun bildirilmediği, nüfus kaydı gönderilen kişiler ile veraset belgesi talep edilen kişinin aynı kişiler olup olmadığının tespit edilemediği, davacı tarafın veraset belgesi talep edilen kişinin mirasçısı olduğunun ispatlanamadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından istinaf edilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 30. maddesi hükmünde, doğum ve ölümün nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunabileceği, nüfus kütüklerinde kayıt bulunmaması veya bulunan kaydın doğru...

    Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir: 1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen dava konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus müdürlüğünden, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak talep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir. 3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup...

      Tapu kayıtlarına dayanak oluşturan tutanaklar Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtilerek malik ...’un kimlik bilgileri belirlendikten sonra Nüfus Müdürlüğünden adı geçen kişinin sağ olup olmadığı araştırılarak ölü olduğunun saptanması halinde belirlenecek mirasçılarına, sağ ise davalıya tebligata yarar açık adresleri ilgili kurumlardan (nüfus aile kütüğünde yazılı yerleşim yeri adresinin “5490 sayılı Nüfus Yasasının 7/g -50/1 ve Adres Kayıt Sistemi Yönetmeliğinin 13/1. maddeleri uyarınca” ilgili Nüfus Müdürlüğünden, Sosyal Güvenlik Kurumu, Vergi Dairesi gibi) ve zabıta marifetiyle belirlendikten sonra gerekçeli karar ile davacı vekilinin temyiz dilekçesi tebliğ edilerek temyiz süresi beklendikten, 2-Dava konusu taşınmazın ,içinde yer aldığı imar planının tarihi, ölçeği ve türü (nazım-uygulama), belediye ve diğer altyapı hizmetlerinden, (yol, su, elektrik, çöp toplama, kanalizasyon, aydınlatma gibi) yararlanma durumu, etrafının meskun olup olmadığı, nazım imar planı içinde ise bu plandaki konumu...

        Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir: 1- Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen talep konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir. 2- Nüfus müdürlüğünden, talep konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarında bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak telep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir. 3- Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili dava dilekçesinde, davacı ve ölü eşi ... oğlu olarak görünen ....'ın gerçekte ... ve .... çocuğu olduğunu ileri sürerek kaydının iptalini istemiştir. Mahkemece,...'e ait nüfus kaydı iptal edildiğinden karar verilmesine yer olmadığına, ....'ın babasının ... olduğunun tespitine ve ....'ın ad ve soyadının ... olarak düzeltilmesine karar verilmiş, hüküm .... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davada, davacı ....'in eşi ... 'in ölümü ile geride mirasçı olarak ... ve ... isimli çocukları kaldığı halde, nüfus kayıtlarında .... adlı bir çocuğun daha yazılı bulunduğunu, aslında ....'ın davalılar ... ve ....'ın müşterek çocukları olduğunu ileri sürerek kaydının iptali istenilmiştir....

          a ait nüfus kayıtları getirtilmemiş, davacının özellikle ... oğlu ...'a ait kimlik bilgilerinin düzeltilmesini talep etmede hukuki yararı bulunup bulunmadığı saptanamamıştır. Diğer yandan yukarıda ayrıntılı biçimde değinilen nüfus müdürlüğü ve kolluk araştırmaları usulüne uygun olarak yapılmamıştır. Nüfus müdürlüğünden, kayıtta geçen kişiler ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmamış, zabıta marifetiyle taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt malikleri ile aynı ismi taşıyan kişi ya da kişilerin yaşayıp yaşamadığı araştırılmamıştır....

            Nüfus kayıtlarının düzenli ve gerçeğe uygun olarak tutulması kamu düzeni ile ilgilidir.Nüfus kayıtlarındaki değişiklikler ve düzeltmelerle ilgili davalarda, mahkemelerin, taleple bağlı kalmayıp, resen de yapacağı araştırma ile hiç bir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunmaktadır. Somut olaya gelince; davacı DSİ vekilince T6 ile T5'nın aynı kişi olduğu, nüfus kaydının mükerrer olduğu ileri sürülmüş, Mahkemece her iki kişinin de ayrı kişiler olduğu tespit edilerek Remziye'nin ölü olduğunun tespiti ile nüfus kaydına tesciline karar verilmiş ise de davacının eldeki davayı açmakta aktif dava ehliyeti olup olmadığı saptanmadığı gibi tescil kararı ile de tarih bakımından nüfus kayıtlarında çelişki oluşturulduğu anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 36/1. maddesine göre kişisel durum, bu amaçla tutulan resmi sicille belirlenir....

            nüfus kayıtlarında sağ gözüktüğünden ve dosya kapsamında da ...'in öldüğüne ilişkin bilgi ve belge bulunmadığından mahkemece davacıya, eşi ölü ise buna ilişkin bilgi ve belgelerin dosyaya sunulması amacıyla süre verilerek belirtilen eksikliğin giderilmesinden sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 26/12/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              ve kesinleşmiş bir mahkeme kararı ile kişinin ölmüş olduğu belirlenmiş olmadıkça dar yetkili Sulh Hukuk Mahkemesince kişinin sağ olduğunun kabul edilmesi gerekir....

                UYAP Entegrasyonu