Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şöyle ki; Nüfus Müdürlüğü'nden, malik olarak görünen '' Hüseyin oğlu ... '' isminde birinin bulunup bulunmadığının sorulduğu, Nüfus Müdürlüğü'nün 02/05/2013 tarihli cevabi yazısı ile ... ilçesi nüfusuna kayıtlı 25/03/1935 doğumlu .....n oğlu ... isminde bir şahsın olduğunun bildirildiği ve mirasçılarını gösterir aile nüfus kayıt örneğinin gönderildiği, ancak Hüseyin oğlu ... mirasçıları duruşmaya çağrılarak talep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddia edip etmedikleri sorulmamıştır....

    ye ait olduğunu tapu kayıtlarında adının yanlış yazıldığını belirterek düzeltilmesini istemektedir. Dosyada mevcut nüfus kaydının incelenmesinde; kayıt maliki olduğu iddia edilen "... oğlu ..." nüfus kayıtlarında sağ olarak görülmektedir. Zabıtaca yapılan araştırma sonunda düzenlenen tutanakta ise bu şahsın ölü olduğu bildirilmiştir. Davacı ..., nüfus kaydında sağ olarak görülen ... oğlu ...'nün mirasçısı sıfatıyla davayı açıp, takip ettiğinden resmi kayıtlarda sağ olan şahsın yerine geçip mirasçısı olduğunu ileri sürerek dava açılamıyacağından, öncelikle tapu maliki olduğu iddia edilen ... ölmüş ise nüfustan sağ kaydının düşülerek ölüm kaydının işlenmesi gerekir....

      Davaya konu taşınmazların evveliyatı olarak gönderilen kayıtlardan yalnızca 5756 parsel sayılı taşınmaza ait kadastro tutanağında,19.10.1970 tarihli ve 1394 sayılı tapu ile malik ... adına tespit yapıldığı belirtilerek ...’un ölü olduğu belirtilmiş, dosya arasındaki diğer tapulama tutanaklarını da ise vergi kaydı mükellefi ... oğlu ..., ..., ..., Süllü zilyet oldukları taşınmazı 4 parçaya ifraz ederek 5758 ve 5765parsel sayılı taşınmazların ... ’a isabet ettiği, ölümü ile eşi ... ve çocuklarını terk ettiği,5764parsel sayılı taşınmazın da ... ’a isabet ettiği bildirilmiştir.5756parsel sayılı taşınmazın tapulama tutanağı dışında diğer geldi kayıtlarında ...’un ölü olduğuna dair bir belirtme bulunmamaktadır. Mahkemece yapılan keşifte dinlenen mahallibilirkişi köyde ... eşi ... adında birinin var olup bu kişinin daha evvel öldüğünü söylemiş, duruşmada dinlenen tespit bilirkişileri ise ... kızı ... adında birinin mevcut iken bu kişinin daha evvel öldüğünü beyan etmişlerdir....

        Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir: 1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen talep konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus müdürlüğünden, talep konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarında bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak telep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir. 3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, nüfus kaydında anne ve babasının tespit edilerek nüfus kayıtlarının düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde, nüfus kaydında annesi ve babası olarak görünen kişilerin babaannesi ve dedesi olduğunu ileri sürerek, gerçekte annesi ve babası olan kişilerin tespiti ile kaydın düzeltilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece, davacının baba adı ... olarak düzeltilmişse de, adı geçen kişinin 29.08.1972 tarihinde vefat ettiği, davacının ise babasının ölümünden 471 gün sonra 15.12.1973 tarihinde doğduğu dosyada bulunan nüfus kayıtlarından anlaşılmaktadır....

            Mahkemece yapılacak iş; davaya konu 1148 parsel sayılı taşınmazın tüm maliklerini gösterir tapu kayıtları ile yine aynı şekilde Mahmut oğlu Muharrem Baharlı olarak tapu kayıtlarında görünen Muradiye Mahallesi 2594 parsel, Muradiye Mahallesi 2669 parsel, Muradiye Mahallesi 146 ada 1 parsel, Yağcılar Mahallesi 721 parsellere ait tapu kaydı ve tapulama tutanaklarının dosya kapsamına getirtilmesi, ayrıca tapuda malik görünen Mahmut oğlu Muharrem Baharlı, Hasan oğlu Muharrem Baharlı kimliğinde nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığının nüfus müdürlüğünden sorularak 1148 parselin tapulama tutanağının dayanak kayıtlarında geçen kişilerin birbirleri ile akrabalık durumları da irdelenerek nüfus kayıtları ile karşılaştırma yapılarak birbirini teyit edip etmediği göz önüne alınarak toplanan delillere göre sonucu dahilinde karar vermek olmalıdır. Davacılar vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf sebeplerinin yerinde olduğu anlaşılmıştır....

            olmayıp ... adındaki bir kadın olduğunun tespit edilmesi nedeniyle, ...'nın kaydının düzeltilmesi için Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarda bulunulduğu anlaşılmıştır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36.maddesine göre nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları düzeltmeyi isteyen şahıslar ile resmi dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde açılır. Yasanın bu hükmüne göre Cumhuriyet Savcılarının dava açmaları ilgili resmi dairelerin gösterecekleri lüzum üzerine mümkündür. Mahkemece Nüfus Müdürlüğünce Cumhuriyet Savcılığına ihbarda bulunulduğu hususu da dikkate alınarak davaya devam edilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile davanın esasına girilmeden reddine karar verilmesi, 2-Kaydının düzeltilmesi istenen ...'in kayden annesi görünen ... ölü olduğundan mirasçılarının; ve ayrıca gerçek anne olduğu iddia edilen ...'...

              Sulh Hukuk Mahkemesi kararında Mehmet oğlu Mustafa'nın ölü olduğu, gayrimenkulun uzun süre idaresiz kaldığı, kayıt maliklerinin adreslerinde bulunamadığı belirtilmek suretiyle kayyımlıkla idare edilmesi kararı verildiğini, taşınmazın 10 yılı aşkın süredir kayyımlıkla idare edildiğini, taşınmazın Hazine adına tescil talebinin 3561 sayılı yasa ve M.K. 588 madde gereği olduğunu, mahkemece yeterince ararştırma yapılmadığını, kayıt malikinin ölü olduğunun belirtilmesinin davanın reddi için yeterli görüldüğünü, ölü olduğu belirtilen kayıt malikinin mirasçısının olup olmadığın vs....

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Ölümün Tespiti istemine ilişkindir. Nüfus kayıtlarının düzenli ve gerçeğe uygun olarak tutulması kamu düzeni ile ilgilidir. Bu bakımdan hakim resen araştırma ilkesinin sonucu olarak kendiliğinden delil toplama yetkisine sahiptir. Bu durumda, davacıdan iddiasını ispat için kanıt göstermesinin istenmesi, gerekmesi halinde re'sen delil toplanması, davacının iddiasındaki vakıları bilebilecek tanıkların kolluk aracılığı ile tespiti ve dinlenmesi sonucu ilgilinin ölü veya sağ olduğunun tespiti ve ölü ise ölüm tarihinin belirlenmesine karar verilmesi gerekir. (Bknz. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 2017/7489 Esas, 2018/9840 Karar sayılı ilamı) Somut olayda; davacı tarafça Mersin 1....

              ın aynı kişiler olduğunun tespitine karar verildiği, bu kararın temyiz edilmeyerek kesinleştiği belirlenmiştir. ... ve ...'ın aynı kişi olduğu kesinleşmiş mahkeme kararı ile de sabit olduğuna göre, aynı kişinin kaydının birinde ölü, diğerinde sağ olması yaşamın olağan akışına aykırıdır. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, davacıya,...'ın nüfus kaydındaki ölüm şerhinin iptali için süre verilmek, bu işlemin iptalinden sonra ise doğum tarihi ve doğum yerine ilişkin kanıtlar toplanıp (ikinci tescilin iptali esas ise de kişinin yaşamını sürdürdüğü kayıt bırakılıp, işlem görmemiş kaydının iptali ile varsa mevcut işlemlerle ilgili bilgilerin bırakılan kayda aktarılması) mükerrer kayıt iptal edilerek bırakılan kayıttaki bilgilerin gerçeğine uygun olarak düzeltilmesine karar vermek olmalıdır. Açıklanan husular dikkate alınmadan yerinde olmayan gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir....

                UYAP Entegrasyonu