WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kamu düzenine ilişkin davada Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355'nci maddesindeki düzenleme uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen nedenlerle bağlı olunmaksızın yapılan incelemede: Dava, Kurum kayıtlarında Hüseyin oğlu 1960 doğumlu Mahmut adına oluşturulan Bağ-Kur kayıtlarının, Hüseyin oğlu 1960 doğumlu davacıya ait olduğunun tespiti talebine ilişkindir. Alınan tanık beyanları, muhtar İbrahim Civcer'in beyanı, Kurum kayıtları, nüfus müdürlüğü yazı cevabı, sağ olduğu anlaşılan Mahmut Topal beyanı ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Hüseyin oğlu 1960 doğumlu Mahmut Topal kaydının nüfusta bulunmadığı, davacının talebi gibi kurum kayıtlarına adının sehven yanlış geçtiği anlaşılmıştır. Bu nedenle, kurum kayıtlarında 1960 doğumlu Hüseyin oğlu Mahmut Topal'ın, 1960 doğumlu Hüseyin oğlu T1 olduğunun tespitine yönelik ilk derece mahkemesinin değerlendirilmesinde herhangi bir hata görülmemiştir....

Nüfusa kaydedilmeden ölmüş veya herhangi bir nedenle nüfusta kaydı bulunmayan kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mümkün değil ise de İdari yoldan tapu kayıtlarında intikal yaptırılamadığından zorunlu olarak dava açılan bu gibi durumlarda tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir “tespit kararı” verilmelidir. Davaya konu olayda mevcut duruma göre tapu maliki olarak görünen kişinin nüfus sicilinde soyadı mevcut olmadığından, dolayısıyla tapu kaydındaki kimlik bilgilerinden olan soyadı da nüfus kayıtlarına göre düzeltilemeyeceğinden tapu kayıtlarında intikal yaptırılabilmesi için mahkemece “dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında tapu maliki olarak görünen ... ile davacıların murisi ...’in aynı kişi olduğunun tespitine” şeklinde bir tespit hükmü kurulması ile yetinilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır....

    -KARAR- İncelenmesi gerekli görülen; 1-a)Talep konusu 111 ada 48 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında malik olarak görünen "... oğlu ..." isimli kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarında bulunup bulunmadığının tespiti ile şayet bu isimde kişiler var ise vukuatlı aile nüfus kayıt örneklerinin, b)Davacı "... oğlu ..." (T.C. Kimlik nüfus kaydında annesi "..." olarak görünen kişinin baba,anne ve kardeşlerini gösterir vukuatlı nüfus kayıt örneklerinin ilgili Nüfus Müdürlüğünden temini, 2-Talep konusu 111 ada 48 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında 1/5 paydaş malik olarak görünen "Şemsettin oğlu ..." adına "satış" edinim nedeni tescile dayanak 20.03.2014 tarih ve 20341 yevmiye nolu satış akdi ile akde dayanak belge suretlerinin ilgili Tapu Müdürlüğünden temini, 3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yeri olan .......

      Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir: 1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen dava konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus müdürlüğünden, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak talep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir. 3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı...

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 01.09.2005 gününde verilen dilekçe ile tapuda kayıt tashihi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16.05.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, tapuda 119 ada 65 ve 122 parsel, 115 ada 26 parsel ve 128 ada 3 parsellerin kendisine ait bulunduğunu, tapu kayıtlarında malik olarak adının doğru yazılmasına rağmen doğum tarihinin doğru yazılmadığını, bundan ayrı sağ olmasına rağmen beyanlar hanesinde kendisinin ölü olarak gösterildiğini bildirerek, doğum kaydının Nüfus Sicilinde olduğu gibi 1943 olarak tapuya geçirilmesine, tapudaki "ölüdür" şerhinin silinmesini istemiştir....

          Gerekçe ve Sonuç: HMK'nın 355. maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede; Dava, davacının anneannesi Fatma Adalet Kaçar'ın kayden görünen anne ve babasının gerçek anne, baba olmadığı, gerçek anne ve babasının İlya ve Sol olduğunun tespiti ile davacının Fatma Adalet Kaçar'ın soyundan geldiğinin tespiti ile nüfus kayıtlarının düzeltilmesi talebine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 282/1 madde ve fıkrasına göre; "Çocuk ile ana arasında soybağı, doğumla kurulur." Çocuk ile annesi arasındaki soybağının tesisi için, hükme gerek bulunmadığından, çocuğun annesi ile soybağı ilişkisinin kurulması değil, çocuğu doğuran kadının kim olduğunun tespiti dava konusu edilebilir....

          Gerekçe ve Sonuç: HMK'nın 355. maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede; Dava, davacının anneannesi Fatma Adalet Kaçar'ın kayden görünen anne ve babasının gerçek anne, baba olmadığı, gerçek anne ve babasının İlya ve Sol olduğunun tespiti ile davacının Fatma Adalet Kaçar'ın soyundan geldiğinin tespiti ile nüfus kayıtlarının düzeltilmesi talebine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 282/1 madde ve fıkrasına göre; "Çocuk ile ana arasında soybağı, doğumla kurulur." Çocuk ile annesi arasındaki soybağının tesisi için, hükme gerek bulunmadığından, çocuğun annesi ile soybağı ilişkisinin kurulması değil, çocuğu doğuran kadının kim olduğunun tespiti dava konusu edilebilir....

          a gönderilen karar öldüğünden bahisle tebliğ edilmeden iade edilmiş ise de UYAP ortamından çıkartılan nüfus kayıt örneğinden halen sağ olduğu anlaşıldığından muhatabın yakınlarından sağ veya ölü olduğu sorularak, ölü olduğunun belirlenmesi halinde nüfus kayıtlarına bu husus işletilerek veraset belgesi temin edilmek suretiyle gerekçeli kararın mirasçılarına tebliğ edilmesi ve temyiz süresi beklenildikten sonra Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 22.10.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

            No'lu Hatice Bakır'ın kızlık soyadının Kaydok olduğunu, Ahmet - Ümmügülsüm'ün kızı olduğunu, bu şahsın nüfus kayıtlarında ölüm tarihinin bilinmediğinin yazılı olduğunu, tapu kayıtlarının beyan hanesinde malik Hatice'nin ölü olduğu özellikle belirtildiğini, evlenerek KAYDOK soyadını alan Hatice'nin ise farklı kişi olduğunu, ailenin kızı değil, gelini olduğunu, ailenin gelini olan davacı Hatice'nin de Ahmet kızı ve bu şahsın sağ olduğunu, kadastro tespitinin ölü olan Ahmet kızı T1 (evlenmekle Bakır) adına yapılmış olduğunun tapu kayıtlarından açıkça anlaşıldığını, yani kayıt oluşturulurken bir hata yapılmadığını, aksine açık bir şekilde malikin bu şahıs olduğunun belirtildiğini, isimde bir hata olmadığı açıkça belli olduğundan, malikin isim tashihi yoluyla düzeltilmesinin mümkün olmayıp, kendisinin hakkı olduğuna inanan kişinin malik aleyhine tapu iptal ve tescil davası açması gerektiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir....

            Şöyle ki; 1- Dava, sonucu itibariyle miras hukukunu yakından ilgilendirdiğinden; verilecek karardan hukukları etkilenecek olan 1955 doğumlu Firdevs Ceylan’ın mirasçısı olabilecek kişilerin davalı sıfatı ile davaya katılmaları gerekirken, mahkemece re'sen gözetilmesi gereken bu durum nazara alınmadan ve taraf teşkili de sağlanmadan davanın esası hakkında karar verilmesi doğru değildir. 2- Kabule göre de; mahkemece 1955 doğumlu Firdevs’in ölü olduğunun kabul edilmesine rağmen ölüm tarihinin tespit edilememesi nedeni ile davanın reddine karar verildiği anlaşılmış ise de kişinin öldüğünün tespit edilmesi durumunda ölüm tarihinin gün, ay ve yıl olacak şekilde belirlenmesinin zorunlu olduğu da dikkate alınarak bu gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığı gibi mahkemece adı geçenin ölü olduğunun tespiti için yeterli araştırmanın da yapılabildiğini söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır (Yargıtay 8....

            UYAP Entegrasyonu