Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, davacının nüfus kaydında annesi olarak görünen ... ile ...'nün (...) aynı kişi olduğunun tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde, nüfus kaydında anne adının ... olarak geçtiği halde annesi ile arasında bağ kurulmadığını bildirerek, nüfus kayıtlarındaki hataların düzeltilmesi suretiyle, annesi olarak görünen ...'nin ... ve ... kızı ... olduğunun tespitine karar verilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dava, nüfus kaydının anne yönünden düzeltilmesi istemine ilişkindir....

    Doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne işlenmesi, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 15, 31 ve 33. maddelerine göre nüfus idaresine verilmiş idari bir görevdir. Doğum tarihinin düzeltilmesi istenilen davacının nüfusa kaydedilmediği, kendisinden önce doğarak nüfusa 18.04.1967 doğum tarihi ile tescil edilen ve öldüğü halde ölü kaydı düşürülmediğinden sağ görünen kardeşinin kaydını kullandığı anlaşılmıştır. Mahkemece, doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne işlenmesinin nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olduğu gözetilerek Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 7/1. maddesi gereğince görev yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Kabule göre de; Mahkemece, davacının doğum tarihi 18.04.1971 olarak düzeltilmiş ise de, nüfus kaydına göre davacı, 19.04.1967 tarihinde nüfusa tescil edilmiştir. Bir kimsenin doğmadan önce nüfus kütüğüne tescili mümkün değildir....

      nin hanesinde eşi olarak görünen... Önre'nin adının ... olarak değiştirilmesine, ...ve ... çocukları olarak görünen ..., ....'ın... olan anne adlarının "..." olarak düzeltilip, ... ile aralarında soybağı kurulmasına karar verilmiş, nüfus kaydında... ve ... kızı olarak görünen ...'in anne adı ile ilgili ise herhangi bir açıklama yapılmamış hüküm de kurulmamıştır. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden, ....'in 02.02.1940 doğumlu ... ve 26.09.1941 doğumlu ... adlı kızları olup, ....'nın halen bekar ve sağ olduğu, ...'in ise 30.12.1958 tarihli evlenme ihbariyesi ile .... ile evlendiği, 9 tane çocuklarının olduğu ve halen sağ olduğu, yine aynı ...'in 03.04.1960 tarihli evlenme ihbariyesi ile ... ile evlendiği, 10 tane çocuklarının olduğu, evlenerek....hanesine gittiği açıklaması ile nüfus kaydının kapalı olduğu (evlenme tarihi olarak 30.12.1958 gösterilmek suretiyle) anlaşılmaktadır. Dava, ... ile ...'in evliliğinin iptali, ... ile ...'...

        nın sağ olup olmadığı, ölü ise mirasçılarının bulunup bulunmadığı bilinmediğinden bu kişilerin hisselerini idare etmek üzere ... Defterdarının kayyım atanması istenmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; Dosya içerisinde bulunan bilgi belgelere göre; ... kızı ...ile ... oğlu ...'a kayyım tayinine ilişkin dava yönünden yapılan araştırmada, ... Merkezde yapılan inceleme neticesinde ... isminde dört kişinin bulunduğu, bunlardan hangisinin tapu maliki olduğunun belirlenemediği, ... oğlu ... isminde bir kişiye ise rastlanmadığı, ... olan dört kişinin nüfus kayıtlarında kardeş bilgileri incelendiğinde, bu kişilerin ... oğlu ... isimli bir kardeşinin bulunmadığı, bu nedenle ... oğlu ... ve ...'...

          , yine müvekkilin dedesi Hüseyin'in nüfus kayıtlarında kızı Meryem olarak gözüken kişinin de anne adının Fatma olarak gözüktüğünü, Meryem olarak gözüken kişinin esasında nüfus kayıtlarında hiç gözükmeyen müvekkilin halası olan Fatma olduğunu, Fatma'nın nüfusta Meryem olarak kayıtlı olduğunu, yapmış oldukları araştırmalarda müvekklilin Ahmet isminde sağ doğmuş olan bir amcasının olduğu, bu kişinin de 1911 yılında doğduğu, 1935 yılında vefat ettiği, soyadının da Bayender olduğu, bundan başka Ahmet isminde bir amcasının olmadığı, Ahmet'in de anne adının Emine olduğu, yine nüfus kayıtlarında Meryem olarak gözüken kişinin hiç var olmadığı, bu kişinin müvekkilinin halası olan ve nüfus kayıtlarında hiç gözükmeyen 1970 li yıllarda ölen Fatma olduğu, mezarının dahi bulunduğu, bekar olarak öldüğünü, öncelikle müvekkili T1 nüfus kayıtlarında amcası olarak gözüken T.C.numaralı Ahmet isimli kaydın mükerrer olması sebebiyle iptaline, TC Kimlik numaralı Ahmet Bayender'in anne adının gerçekte olduğu...

          Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir: 1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen talep konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus müdürlüğünden, talep konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarında bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak telep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir. 3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı...

            incelenmesinde Elif Duran (Morca)'ın annesinin Hayriye olduğu görülmüş olup, tanık beyanlarına ve nüfus kayıt örneklerine göre Hayriye Morca'nın T32 ile evli olup, evli ve çocuklu olarak öldüğü anlaşıldığından Davanın Kabulü ile, Nüfus kaydında bekar ve ölü olarak görünen TC kimlik numaralı 15/11/1919 Kuzuculu doğumlu, 01/04/1941 ölüm tarihli, Hayriye Morca (Çolak) evli ve çocuklu olarak öldüğünün tespiti ile nüfus kaydına Tashihine ve bu şekilde tesciline, yönelik karar verilmiştir....

            Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir. 1-Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir. 3-Taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. 4-İstem konusunda tanık dinlenmelidir. 5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır. Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir. Davanın niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmelidir....

              Mahkemece yapılacak iş; nüfus kayıtlarında sağ olarak görülen ve 1980 yılında 18 yaşından büyük Mahmut Topal'ların tanık sıfatıyla ifadeleri alınarak, dava konusu yapılan Tarım Sigortalılığı Bağkur'a Giriş Bildirgesindeki Mahmut Topal'ın kendileri olup olmadığının sorulması; Kurumdan ise, nüfusta ismi geçen tüm Mahmut Topal'lar adına tespiti istenen Tarım Sigortalılığı Bağkur'a Giriş Bildirgesi yönünden sigortalılık yapılıp yapılmadığının sorulması gerekir. Yukarıda yapılan açıklamalar ve tespit edilen eksiklikler nedeniyle incelenen dosyada hüküm kurmak mümkün değildir. İlk derece mahkemesinin kararı kaldırılmalı dosyada belirtilen eksik hususlar giderilip gerekli değerlendirmenin yapılması bakımından dosya kararı veren mahkemeye gönderilmelidir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nüfus Kaydının Düzeltilmesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin nüfus kayıtlarında ölü eşi ... ile müşterek çocukları olarak görünen ..., ..., ..., ... ve ...'nin gerçekte ...'ın ...'den doğma çocukları olduğunu ileri sürerek, nüfus kayıtlarının gerçeğe uygun olarak düzeltilmesini istemiş; mahkemece, davalı ...'ın dava tarihinden önce ölmesi nedeniyle davanın reddine, diğer davalılar yönünden kabulüne dair verilen karar davacı vekili tarafından davalı ... yönünden temyiz edilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu