Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

B)DAVALININ CEVABININ ÖZETİ: Davalı T2 temsilcisi, ölen kişinin doğum tarihi değiştirilemeyeceğinden davanın reddini talep etmiştir. C)İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İzmir 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin 11/12/2019 Tarih 2019/328 Esas 2019/104 Karar sayılı kararı ile, "...davacının babası Ahmet Nazende 'nin dava tarihinden önce ölü bulunduğu anlaşılmakla, ölü kişinin kişisel nüfus kayıt bilgilerinin düzeltilmesi istemiyle dava açılamayacağından davanın reddine" karar verilmiştir....

Bey olduğunun tespiti ile nüfusa tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Ölü kişinin nüfus kaydında herhangi bir işlem yapılamaz ise de davacının talebi dikkate alındığında "çoğun içinde az da vardır" kuralı uyarınca mahkemece davacının anneannesi ...’un babasının ... Bey, dedesinin ... Bey olup olmadığına ilişkin taraf delillerinin toplanıp oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile davanın tümden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Nüfus kayıtlarının düzenli ve gerçeğe uygun olarak tutulması kamu düzeni ile ilgilidir. Bu bakımdan hakim resen araştırma ilkesinin sonucu olarak kendiliğinden delil toplama yetkisine sahiptir. Nüfus kayıtlarındaki istemlerle ilgili davalarda, mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğundan, Mahkemece sadece taraf ve tanık beyanları ile yetinilmeyip, resen, yaşı itibari ile ölüm olayını bilebilecek tanıkları araştırıp dinleyerek ölüm tarihinin gün ve ay olarak da tespiti gerektiği dikkate alınmayarak sadece ölüm yılının tespiti ile yetinilmesi gerekir. Doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne işlenmesi, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 15, 31 ve 33. maddelerine göre nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olup, nüfusa kayıt edilmeden yaşayan kişinin saklı nüfustan nüfusa tescili de idari bir işlem niteliğindedir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Ölümün ve Sağ Olmanın Tespiti Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Dava ölüm ve sağ olmanın tespitine ilişkindir. Mahkemece ölüm ve sağ olmanın tespiti ile yetinilmesi gerekirken idareyi işlem yapmaya zorlayacak şekilde nüfus kaydının aktarılmasına da karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ancak bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK. 438/7)....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 24/06/2013 gününde verilen dilekçe ile mirasın gerçek reddinin talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın usulden reddine dair verilen 27/06/2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, mirasın gerçek reddinin tespiti istemine ilişkindir. Davacı ..., kardeşi ... borcu olduğunu öğrendiğinden dolayı mirasın gerçek reddinin tespitini istemiştir. Mahkemece, mirasın gerçek reddi istenen ...'in nüfus kayıtlarının incelenmesinde halen sağ olduğunun anlaşıldığı ve sağ olan kişinin mirasının reddi usulünün bu şekilde olmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir....

        Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir. Somut olayda; dava konusu taşınmazlardan 352 ada 42 sayılı parsel kadastro tespiti ile ölü ... mirasçıları adına, 35 sayılı parsel ise ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı, "..."in soyadının "..." olduğunu ileri sürmektedir. Mahkemece ... ...'un nüfus kaydı getirtilmeksizin tanık anlatımlarına itibar edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Tapuda isim düzeltilmesi davalarında mülkiyet değişikliğine neden olmamak için kayıt maliki ile ismi düzeltilen kişinin aynı kişi olduğu konusunda tam bir kanaatin oluşması zorunludur. Mahkemece taşınmazın tapu kayıtları, dayanakları ve nüfus kayıtları getirtilerek incelenmiş ise de nüfus kayıtları getirtilmeksizin uyuşmazlığın giderilmesi mümkün değildir....

          ın nüfus kaydının getirilerek incelenmesi, ölü olduğunun tespiti halinde adı geçen kişinin mirasçılık belgesinin ilgililerden temin edilerek karardan sonra öldüğü anlaşılırsa mirasçılarına karar tebliğinin yapılması ve bundan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 07.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, galle fazlasına müstahak vakıf evladı olduklarının tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm Vakıflar Genel Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I 1-Davacıların büyük akrabaları oldukları görülen , ... ’un gidebildiği kadar üst ve alt soylarını (ölü ve sağ olup olmadıklarının) gösterir açıklamalı nüfus kayıtlarının nüfus müdürlüğünden, 2-Davaya konu Mazbut Maraş Valisi ... Paşa Vakfı'na ait onaylı vakfiye ile bu vakıftan galle alan evlat listesi ve dayanakları evrakın Vakıflar Genel Müdürlüğünden, 3-Beykoz 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2008/122 E.-244 K. sayılı dosyasının mahkemesinden, Getirtilip dosyasına konulmasından sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 15.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 26/03/2015 NUMARASI : 2014/960-2015/273 Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Tapu maliki Nergis Şamiloğlu, Hayrunisa Şamiloğlu, Tüken Şamiloğlu, Ayhan Şamiloğlu ve Musa Şamiloğlu sağ ise nüfus kayıt örneğinin ilgili Nüfus Müdürlüğünden temin edilmesinden; ölü ise veraset ilamlarının dosyaya alınmasından, Sonra, birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 09/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir. 1-Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir. 3-Cumhuriyet Savcılığı aracılığıyla, taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. 4-İstem konusunda tanık dinlenmelidir. 5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır. Açıklanan bu hususlar çerçevesinde inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir....

                  UYAP Entegrasyonu