Medeni haklardan yararlanma, yani hak ehliyeti tam ve sağ doğum koşuluyla ana rahmine düşme anında başlayıp, kişinin ölümüne kadar devam eder (TMK m.28). Bu nedenle HMK’da taraflardan birinin ölümü hâlinde, mirasçılar mirası kabul veya reddetmemişse bu hususta kanunla belirlenen süreler geçinceye kadar davanın erteleneceği; bununla beraber hâkimin, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, talep üzerine davayı takip için kayyım atanmasına karar verebileceği öngörülmüştür (HMK m.55; HUMK m.41). Ne var ki, Kanun’da ölü kişiye karşı dava açılması hâlinde nasıl davranılacağı gösterilmemiştir. Kural olarak ölü kişi adına ve ölü kişiye karşı dava açılması olanağı bulunmamaktadır. Aynı şekilde kural olarak ölü kişi aleyhine dava açılması durumunda davanın mirasçılara yöneltilmesine de olanak yoktur. Zira yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, ölü kişinin taraf ehliyeti bulunmamaktadır. Esasen dava açarken davacıdan davalının bu ehliyet durumunu araştırması beklenir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, Türkiye'deki nüfus kayıtlarında ...olarak görünen kişi ile Lübnan kayıtlarında ...Skan (İskan) görünen kişinin aynı kişi olduğunun tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 18.01.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
in sağ olup olmadığının araştırılması, b) Sağ olduğunun anlaşılması halinde tebligata elverişli mernis adresinin Dairemize bildirilmesi, c) Ölü olduğunun anlaşılması halinde ise ölüm kaydının düşülmesinin sağlanarak mirasçılarının ve bu mirasçıların mernis adreslerinin tespiti ile Dairemize bildirilmesi, 3- (1) ve (2) nolu kararlar yerine getirilerek Dairemizce duruşma günü tebliği için taraf sayısınca gerekli olan tebligat giderinin mahkemenizce tespiti ile bu tebligat giderini ve dosyanın Yargıtay'a gönderilmesi için giderin gider hesabına yatırılması aksi takdirde HUMK 438.maddesi gereğince mürafaa talebinin dikkate alınmayarak temyiz incelemesi yapılacağının da davacı vekilinin tebliği ve bütün bunlardan sonra dosyanın Dairemize gönderilmesi için mahallinde geri çevrilmesine karar verilmesi gerekmiştir....
Buna göre mal memurunun kayyım tayin edilebilmesi için tapu kayıt malikinin uzun süreden beri bulunamaması veya oturduğu yerin bilinememesi veya ortada bulunmayan ve miras açıldığında sağ olup olmadığı ispatlanamayan mirasçının payının yönetilmesi gereklidir. Buna göre somut olayda veraset ilamı istenen kişinin gerçekte kim olduğunun tespit edilemediği, sağ mı, ölü mü olduğunun bilinemediği ve 3561 Sayılı Kanun'a göre kayyım atanması gereken kişi olduğu anlaşılmaktadır. Davacı hazine vekili tarafından 3561 Sayılı Yasa kapsamında kayyım atanması yerine Emine'nin kim olduğu belirlenmeden ve ölü olup olmadığı tespit edilmeden, kim olduğu tespit edilemeyen bu kişinin son mirasçısının hazine olduğundan bahisle veraset ilamı istenmesi hatalıdır. Bu durumda mahkemece davanın reddi doğru olup, HMK.353/1- b-1 maddesi gereğince istinaf incelemesi duruşma açılmadan, dosya üzerinden sonuçlandırılarak istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 10.11.2009 gün ve 72/217 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Dava konusu 368 ada 257 ve 258 numaralı parsellerin maliki muris ..’in mirasçıları arasında görünen ...’ın (...) çocuksuz ve bekar öldüğü, davacı vekili tarafından iddia edilmiş ise de, dosyada bu kişinin ölüm kaydını gösterir veraset belgesi veya nüfus aile kayıt örneği bulunmamaktadır. ...’in çocuklarından ...’a ait ölü olduğunu gösterir nüfus aile kayıt örneğinin veya veraset belgesinin ibrazı için davacı vekiline süre verilmesi, bu belgelerin dosyaya ibrazından sonra temyiz incelemesi yapılması için iade edilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 28.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, galle fazlasına müstahak vakıf evladı olduklarının tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm Vakıflar Genel Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Davacılar ... ve ...’nin babaları ... kolu üzerinden gidebildiği kadar üst soylarına dair (özellikle amcaları ..., ... ve ...’in ölü veya sağ olup olmadıklarını gösterir) açıklamalı nüfus kayıtlarının ilgili nüfus müdürlüğünden getirtilip dosyasına konulmasından sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 03.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece her ne kadar ilçe nüfus müdürlüğü ve ilgili kolluk marifetiyle adres araştırması yapılmışsa da davalıya ait UYAP sistemi üzerinden alınan nüfus kaydının incelenmesinde ölüm hanesinin "BİLİNMEYEN" olarak kayıtlı bulunduğu anlaşılmış olup, öncelikle kişinin sağ olup olmadığının tespiti yönünden nüfus kaydının ölüm hanesindeki bu kaydın düzelttirilerek, sağ ise adres araştırmasının ayrıca Kamulaştırma Kanununun 7. maddesinde belirtilen tapu ve vergi kayıtları üzerinden ve Tebligat Kanununun 21/2 maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki kayıtlardan belirlenip kendisine; şayet ölü olduğu tespit edilirse, sunulacak veraset belgesi veya nüfus müdürlüğünden getirtilecek aile nüfus kayıt tabloları esas alınarak mirasçıları Kamulaştırma Kanununun 14/5 maddesi uyarınca davaya dahil edildikten ve aynı şekilde adresleri tespit edildikten sonra mirasçılarına Tebligat Kanunu hükümlerine göre dava dilekçesi ve ekleri tebliğ edilerek, nüfus kaydı ile mirasçılarının tespit edilememesi halinde...
un ... nolu parsellerde malik olarak yer alan ölü ... oğlu ölü Şeyhmus ile aynı kişi olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile dava konusu 94, 97, 75, 22 nolu parsellerde malik olarak gözüken ... oğlu Şeyhmus mirasçıları ile ... Sulh hukuk mahkemesinin 27/12/2002 tarih, 2002/474 E 2002/1795 K sayılı veraset ilamında belirtilen ... oğlu ... mirasçılarının aynı kişiler olduğunun tespitine, diğer parseller yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Bilindiği üzere; taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir....
Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kişininnüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmesi gerekirse kök kayıtlarda istenmeli ve Cumhuriyet Savcılığı aracılığı ile taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalı, tanık beyanlarına da başvurularak tüm bu kanıtlar toplandıktan sonra sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Bu yönler gözetilmeden eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulması doğru görülmediğinden karar bozulmalıdır. SONUC:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 21.02.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Nüfus kaydında ölü olduğunun tespiti istemine ilişkin davada ... 26. Asliye Hukuk Mahkemesi ile ... 5. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Talep, davacının akrabalık bağı ve ortak mirasbırakanı bulunan ...oğlu ...’ın nüfus kaydında ölü olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın çekişmesiz yargı işi olduğu ve sulh mahkemelerinde görülmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmiştir....