İlk derece mahkemesince; "…davacı vekili taşınmazın orman olduğundan bahisle tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile Maliye Hazinesi adına tapuya tescilini talep ederek eldeki davayı açtığı anlaşılmış ise de; Davalı T3 Oğlu)'ın ölü olduğu anlaşılmıştır. Bilindiği üzere, bir davada taraf ehliyeti medenî haklardan yararlanma ehliyetine sahip olmakla mümkündür ( HMK m.50 ). Medeni haklardan yararlanma, yani hak ehliyeti tam ve sağ doğum koşuluyla ana rahmine düşme anında başlayıp, kişinin ölümüne kadar devam eder ( TMK m.28 ). Bu sebeple Kanun’da ölü kişiye karşı dava açılması hâlinde nasıl davranılacağı gösterilmemiştir. Kural olarak ölü kişi adına ve ölü kişiye karşı dava açılması olanağı bulunmamaktadır. Aynı şekilde kural olarak ölü kişi aleyhine dava açılması durumunda davanın mirasçılara yöneltilmesine de olanak yoktur. Zira ölü kişinin taraf ehliyeti bulunmamaktadır. Esasen dava açarken davacı idarenin davalının bu ehliyet durumunu araştırması beklenir....
Şöyle ki; Dairece geri çevirme yolu ile ikmal edilen nüfus kayıtlarından; ... kızı ...’nin soyadının ... olduğu, ... isminde çocuğunun olduğu, bahsi geçen kişinin nüfus kayıtlarında kapalı kayıt olarak yer aldığı, yine ... oğlu ...’un soyadının ... olduğu, eşi ...’in 1948 yılında öldüğü, çocukları ..., ..., ..., ... ve ...’in de ölü oldukları, kızı ...’nin ise nüfus kayıt tablosunda kapalı kayıt olarak yer aldığı, ... kızı ...’nin soyisminin ... olduğu, eşi ...’ın 1956 yılında öldüğü, çocukları ..., ..., ..., ...’ün öldükleri, kızı ...’nın nüfus kaydının kapalı kayıt olduğu, ...’nin soyisminin ... olduğu,1957 yılında öldüğü, ... kızı ..., ... kızı ..., ... kızı ..., ... oğlu ..., ... oğlu ..., ... oğlu ...’in kayıtlarının bulunamadığı anlaşılmakla; kapalı kayıtların sonuçlarının getirtilmesi,Dairece noksan ikmali yazısında açıkça isimleri belirtilen kişiler ile kayıtlarda geçen kişilerin aynı kişiler olup olmadığının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde saptanması, kaydı bulunamayan şahısların...
Mahkemece, adı geçen davalının nüfus kaydı gertilerek sağ olduğunun tespiti halinde mahkeme kararının da yöntemine uygun tebliğ edilmesinden, şayet ölü ise mirasçıları tespit edilerek mahkeme kararı ve davacı tarafa temyiz dilekçesinin yine yöntemine uygun tebliğ edilerek cevap ve temyiz sürelerinin beklenmesinden, Sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 15.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Hekimhan Cumhuriyet Başsavcılığının 19.12.2005 gün ve 2005/4 numaralı davanamesinde sağ olduğu halde nüfus kütüğüne ölüm kaydı düşülen ... 'ün ölüm kaydının iptali ve kardeşi ... 'ün ölü olduğunun tespiti ile nüfus kaydına ölüm şerhinin düşülmesi istenmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı Nüfus Müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; Kaydının düzeltilmesi istenilen ...'...
olarak yazıldığını ileri sürerek tapu kaydındaki baba adının nüfus kaydına uygun olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı ..., davanın reddini savunmuştur. Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece; “...nüfus müdürlüğü ve zabıta aracılığı ile yapılan araştırmada, davacı “... kızı, ...” dışında “... kızı, ...” isminde bir kişinin daha olduğunun bildirildiği, ancak mahkemece bildirilen “... kızı, ...’in” tapu maliki olup olmadığı hususunda yeterince araştırılma yapılmadığı, bu durumda mahkemece nüfus müdürlüğünden gerekli araştırma yapılarak “... kızı ...” in evlenmeden önceki soyadının “...” olup olmadığının belirlenmesi, sağ ise kendisi, ölü ise mirasçıları dinlenerek taşınmazda mülkiyet iddiası olup olmadığının araştırılması” gereğine değinilerek bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi....'...
Hâl böyle olunca; yukarıda kimlik bilgileri yer alan kişilerin ölü olup olmadıklarının araştırılması, sağ iseler kendilerinin; ölü iseler getirtilecek nüfus kayıtlarına göre mirasçılarının dinlenmesi, davaya konu taşınmazda mülkiyet hakkı iddialarının olup olmadığı hususunun sorulması, bu kişilerin beyanlarının daha önce 12/03/2013 tarihinde yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanları ile birlikte değerlendirilmesi, yapılacak değerlendirme sonucunda kanaate varılamadığı taktirde davaya konu taşınmazda yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda yeniden keşif yapılması ve toplanacak delillere göre karar vermek gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Davacının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir....
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında,....lçesi nüfusuna kayıtlı ... kızı ...r ile ... kızı ...r isimli iki kişinin daha var olduğu anlaşılmaktadır. ... kızı ...r ölü olup, diğer ...r'in sağ olup olmadığı nüfus kaydından anlaşılamamaktadır. Mahkemece tapu kayıt maliki ...r ile nüfusa kayıtlı diğer iki ... Üçer adlı şahısların bir ilgisinin olup olmadığı araştırılmamıştır. Nüfus kaydından sağ olup olmadığı anlaşılamayan ...r'in sağ ise çağrılıp dinlenmesi, ölü olan ...r'in taşınmazla ilgisinin olmadığını iddia eden davacının delillerinin toplanması gerekir. Davacı ... kızı olup, taşınmaz senetsizden tescil edildiğinden, davacı ile taşınmaz zilyedi ... arasında bir bağlantı kurulmuş değildir. Ayrıca, taşınmazın tapulama tutanağında adı geçen ...'ın davacının babası olduğu konusunda da dosyada herhangi bir delil mevcut değildir. Mahkemece bu konudaki deliller toplanmalı ve veraset ilamı getirtilerek gerekli inceleme yapılmalıdır....
Buradaki ilgilinin davacı mı yoksa nüfus kaydının düzeltilmesi istenen mi olduğunun belirlenmesi ve buna göre yetki hususunun düşünülmesi gerekmektedir. Somut olaya bakıldığında davacı ölenin mirasçısı durumunda değildir. Dolayısıyla nüfus kayıtları yönünden ilgili olarak değil, nüfus kayıtlarındaki düzeltmeden lehine sonuç elde edecek kişi olması nedeniyle talep eden durumundadır. Ayrıca ölen kişiye ait bilgiler ve belgelere, tanık beyanlarına, ölenin yerleşim yeri adresinde ulaşılması ve bu yönde daha sağlıklı araştırma yapılması ihtimali dikkate alındığında ölen kişi açısından değerlendirme yapılmasının uygun olacağı değerlendirilmelidir. Nüfus kaydında ölü olduğunun tespiti istemine ilişkin davada, ölenin adrese dayalı nüfus kayıt sistemi bilgilerine göre adresinin bulunmadığı, bu durumda uyuşmazlığın, nüfusa kayıtlı olduğu yer mahkemesinde sonuçlandırılması gerektiği sonucuna varılacaktır....
Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ortaklığın giderilmesi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm bir kısım davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dosyanın incelenmesinde; 20.11.2015 tarihli tensip tutanağında, davaya konu 101 ada 50 parsel sayılı taşınmazın paydaşlarından Sabri oğlu ...’un ölü olduğunun belirtildiği görülmüştür. Ancak adı geçen paydaşın nüfus kaydına dosya içerisinde rastlanamamıştır. Taraf teşkilinin denetlenebilmesi için kayıt maliki ...’un nüfus kaydı getirtilerek sağ olup olmadığının tespit edilmesi, ölü olduğunun anlaşılması halinde mirasçılık belgesinin ilgilisinden temini ile dosyaya eklenmesi, Belirtilen eksiklikler giderildikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHKEMESİNE İADESİNE, 17.11.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
ün kayıtlarının kapalı olduğu, ölü veya sağ olduğunun kayıtlarda gösterilmediği bu haliyle mirascılık sıfatının tam olarak anlaşılamadığı, davacı tarafından mevcut duruma göre karar verilmesinin talep edildiği, ancak açıkça yanlış olan ve bilgi eksikliği bulunan nüfus kayıtları gözönüne alındığında belirtilen kişilerin yasal mirascı olup olmadıklarının belirlenemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin temyiz talebi üzerine hükmün, Yargıtay 7. Hukuk Dairesi'nin, 07.11.2012 tarih, 2012/5509-7683 E. K. sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece ikinci olarak bozma ilamına uyulduktan sonra veraset belgesi çıkartılmak istenilen ... İli, ... İlçesi,...Mahallesi...'da nüfusa kayıtlı ... oğlu ...'nın 22.02.1917 tarihinde öldüğü halde nüfus kaydında kızı olarak görünen ...'nın babasının ölüm tarihinden sonra 20.08.1927 tarihinde doğduğu, nüfus kayıtlarındaki bu hatanın düzeltilmesi için...Cumhuriyet Başsavcılığınca...1....