Hakim, nüfus kayıtlarında düzeltme yapılmasına karar verirken, kayıtlar arasında çelişki meydana getirmemek ve hayatın olağan akışına ters düşecek durumlara yol açmamaya özen göstermek zorunda olup, mahkemece belirtilen hususlara uyulmaması usul ve kanuna aykırı bulunmuştur. 2-Kabule göre de; 25 yaşından sonra tıbben yaş tespiti mümkün olmadığı gibi kayden 25 yaşın üzerinde olan davacının bu yaşının düzeltilmesi için mevcut bilgi ve belgelerin yeterli sayılamayacağı, ilgilinin doğum tarihi ile tanığın dinlendiği tarih arasında uzunca bir zaman geçtiğinden beyanlarında yanılgı ihtimali bulunduğu, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'na göre açılan kayıt düzeltme davalarının kamu düzeni ile yakından ilgili bulunması, mahkemelerin tarafların veya tanıkların beyanları ile bağlı kalmaksızın gerçeği araştırıp doğru sicil oluşturmak mecburiyetinde olduğu dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi yerine, kamu düzeni ile ilgili olan resmi kaydın mücerret iddia esas alınarak davanın kabulüne...
nın 03.01.1995 olarak düzeltilen doğum tarihine göre 01.01.1984 doğumlu annesi .... ile arasında 11 yaş bulunmaktadır. Bu yaşta bir kişinin doğum yapması yaşamın olağan akışı ile bağdaşmadığı gibi aradaki yaş farkı da Medeni Kanunun öngördüğü sınırın altındadır. Bu sebeple Büşra'nın doğum tarihinin 03.01.1995 olarak düzeltilmesi nüfus kayıtlarında çelişki meydana getirmektedir. Hakim nüfus kayıtlarında düzeltme yaparken, kayıtlar arasında çelişki meydana getirmemeye ve hayatın doğal akışına ters düşecek durumlara yol açmamaya özen göstermesi gerekirken, bu hususa dikkat edilmeksizin doğum tarihinin düzeltilmesi, Doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDININ DÜZELTİMİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı, mirasbırakanının maliki olduğu 189, 260, 105, 39, 32, 103, 114, 78, 200, 232 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarında mirasbırakanı annesinin soyadının “...”, baba adının “...” olarak yanlış yazıldığını ileri sürerek, tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin nüfus kayıtlarına uygun şekilde; malik soyadının “...”, baba adının “...” olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, tapu kayıt malikinin davacının mirasbırakanı olduğu ve nüfus kayıtlarına uyğun olarak tapu kaydının düzeltilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU KAYIT DÜZELTİMİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı, soyadının Kanalka olmasına rağmen kayden maliki bulunduğu 8 parça taşınmazda sehven Konalka olarak yer aldığını ileri sürerek tapu kayıtlarının nüfus kaydına göre düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, çekişme konusu 15, 57 ve 150 parsel sayılı taşınmazlarda davacının soyadının nüfus kaydına aykırı olarak yer aldığı, 135 parsel sayılı taşınmazda davacının kayıt maliki olmadığı, 94, 124, 398 ve 400 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydında ise davacının soyadında bir yanlışlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, tetkik hakimi ...’ın raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü....
Dava; nüfus ( yaş düzeltilmesi istemli) talebine ilişkindir. 1- 1587 sayılı Nüfus Kanununun 46. maddesinin birinci fıkrası hükmünde "Yaş, ad, soyadı ve diğer kayıt düzeltme davaları ilgilinin oturduğu yer Asliye Hukuk Mahkemesinde Cumhuriyet Savcısı ve nüfus başmemuru veya nüfus memuru huzuruyla görülür ve karara bağlanır" denilmektedir. Kamu düzeni ile ilgili olarak getirilen sözkonusu hüküm uyarınca bu davalarda Nüfus Müdürlüğü yasal hasım durumundadır. Anılan hüküm uyarınca nüfus idaresinin yasal hasım olarak iştirakinin zorunlu olduğu şahsi nüfus davalarında nüfus idaresi aleyhine yargılama gideri ve avukatlık ücretine hükmedilemez....
Tapu Sicil Müdürlüğüne yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırkende aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir. 1-Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir. 3-Cumhuriyet Savcılığı aracılığıyla, taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. 4-İstem konusunda tanık dinlenmelidir. 5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır....
Nüfus sicilinde bir kayıt yoksa veya bulunan kaydın doğru olmadığı anlaşılırsa, gerçek durum her türlü kanıtla ispat edilebilir.” hükümlerini içermektedir. 506 sayılı Yasanın uygulanması açısından “yaş koşulunun” gerçekleşmesi, belli süre prim ödenmesi yaşlılık sigortasının uygulanması açısından önem taşımaktadır. Bu nedenle Yasanın 120. maddesi sonradan yapılacak yaş düzeltmelerinde kimi kötü uygulamaları önlemek amacıyla özel bir düzenleme getirmiş belli sigorta kollarında hangi doğum tarihinin esas alınacağını açıkça belirlemiştir. Buna göre yaşlılık ölüm ve maluliyet sigortalarının uygulanmasında sigortalının ilk defa sigortalı olarak çalışmaya başladığı tarihte nüfus kütüğüne kayıtlı bulunan doğum tarihinin esas alınacağı hükme bağlanmıştır. Buradaki yaş düzeltmelerinden kasıt, mahkeme kararı ile yapılan düzeltmelerdir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/01/2023 NUMARASI : 2022/516 ESAS - 2023/61KARAR DAVA KONUSU : Nüfus (Yaş Düzeltilmesi İstemli) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili gerçekte 06.09.1958 tarihinde doğmuş ise de nüfus kütüğünde doğum tarihinin 06.09.1966 olarak tescil edildiğini ileri sürerek doğum tarihinin 06.09.1958 olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı nüfus idaresi temsilcisi duruşmada takdirin mahkemeye ait olduğunu beyan etmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 04.11.1985 tarihinde kesinleşen 1985/863 E 20185/1098 K. sayılı dava dosyası istenerek dosyanın ve hükme dayanak belgelerin incelenmesi; kök kayıtlarının onaylı suretinin nufüs müdürlüğünden, davacının ilkokula kayıt ve bitirme tarihinin ilgili okul ve ilçe milli eğitim müdürlüğünden, hangi tarihlerde askerlik yaptığına ilişkin belgelerin ilgili askerlik şubesinden celp edilerek doğum tarihinde yapılan değişikliğin kayıt düzeltme niteliğinde mi yoksa yaş tashihi niteliğinde mi olduğunun belirlenmesi; davacının doğduğu köyde/mahallede o tarihlerde görev yapan muhtar ve aza gibi kişilerden hayatta olanlar ile tarafsız tanıkların da dinlenmeleri suretiyle gerçek doğum tarihinin açıklığa kavuşturulması, davanın niteliği gereği toplanması zorunlu her türlü delilin de resen toplanması ve sonuç olarak davacının doğum tarihinde yapılan değişikliğin kayıt düzeltme niteliğinde mi yoksa yaş tashihi niteliğinde mi olduğunun belirlenmesi; elde edilecek sonuca göre karar...
Düzeltilen doğum tarihi ile daha önce kütüğe geçirilmiş ana ve baba bir kardeşlerden birinin doğum tarihi arasında yüzseksen günden daha az bir zaman olamayacağı (NHKUY.m. 33/1-a) gibi, bir kadının bu süre içerisinde iki kez doğum yapmasının tıbben mümkün olmadığı da gözetilerek, Kenan'ın nüfus kütüğünde 04.04.2001 olan doğum tarihinin istemle bağlı kalmayarak rapora göre ve nüfus kayıtları ile çelişki meydana getirmeyecek şekilde düzeltilmesi gerekirken kayıt engeli dikkate alınmadan davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın Geçici 3. maddesi ve 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 12.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....