Aynı Kanunun 39. ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35/1. maddeleri uyarınca, kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiç bir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz, ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir. Kayıt düzeltilmesi, aile kütüğüne işlenmiş kaydın bir kısmının düzeltilmesi veya değiştirilmesidir. Nüfus kütüklerindeki doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur....
Mahkemece, davacı murisinin tapu kaydında nüfus kayıt bilgilerinin düzeltilmesine karar verilmiş, hükmü davalı temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre davalının diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Mülkiyet hakkının tescili başlıklı Tapu Sicil Tüzüğünün 25. maddesinde kütükte bulunması zorunlu bilgiler, malikin adı, soyadı, baba adı, edinme nedeni ile tarihi ve yevmiye numarasından ibarettir. Görülüyor ki, bunların arasında malikin doğum tarihi yer almamıştır. Dolayısıyla tapu kütüğünde bulunması zorunlu olmayan nüfus bilgisinin ilavesi veya düzeltilmesi dava yoluyla istenemez. Şayet tapunun tesciline dayanak yapılan işlemde düzeltimi gerektirir bir hata yapılmışsa, bu hatanın tüzüğünün 87. maddesi uyarınca ilgilisinin başvurusu üzerine o maddedeki kurallar araştırılarak idarece düzeltilmelidir....
Taraflar arasındaki nüfusta kayıt düzeltimine ilişkin davada İzmir Asliye 11. Hukuk ve Mardin Asliye 2. Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, nüfusta anne baba adı düzeltimi istemine ilişkindir. Mardin Asliye 1. Hukuk Mahkemesince, davalının yerleşim yerinin İzmir olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. İzmir Asliye 11. Hukuk Mahkemesi ise yapılan zabıta araştırmasında davalının İzmir adresinde oturmadığı ve son adresinin ölüm tutanağında Mardin ili dahilinde olduğu gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur.....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki nüfusta kayıt düzeltimine ilişkin davada Muş 1. Asliye Hukuk ve ... 8. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, ...'nun yaşının 1992 olarak düzeltilmesi istemine ilişkindir. Muş 1. Asliye Hukuk Mahkemesince, yaşının düzeltilmesi istenen ...'nun adresinin “.../...” olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. ... 8. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, küçüğün anne ve babasının velayeti altında olması nedeniyle yerleşim yerinin anne ve babasının adresi olduğundan bahisle yetkisizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda, davaname ile küçüğün yaşının düzeltimi talep edilmiştir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin 1/a bendinde nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen ......
Tapu Sicil Tüzüğünün 87.maddesi uyarınca tapunun tescile dayanak yapılan işlemde düzeltimi gerektirir bir hata yapılmış ise ilgilinin başvurusu ile idarece düzeltme yapılmalıdır. Aksi takdirde tüzüğün 25.maddesinde belirtilen ve bulunması gerekli tapu kaydı bilgileri, nüfus kaydı ile aynı ise davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın reddi gerekir. Bu nedenle tekrar kayıtlarda araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar vermek gerekir iken yazılı gerekçeler ile eksik inceleme sonucu hüküm kurulması doğru görülmemiş ve hüküm bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 21.2.2007 gününde oybirliği ile karar verildi....
Somut olayda, davaname ile küçüğün yaşının düzeltimi talep edilmiştir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin 1/a bendinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen Cumhuriyet Savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlanmıştır. Yaşının düzeltilmesi istenen çocuk, 18 yaşından küçük olup, anne ve babasının velayeti altındadır. Yaşının düzeltilmesi talep edilenin anne ve babasının ikametgahının “... Yeni Mah. ... Küme Evleri, No:43 .../...” olduğunun anlaşılmasına göre velayet altındaki küçük hakkındaki davanın 5490 Sayılı Kanunun 36/1-a maddesi uyarınca ... Asliye Hukuk Mahkemesinde görülerek, karar bağlanması gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nun 21. ve 22. maddeleri gereğince ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 21.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davaname ile yaş düzeltimi talep edilen ....'nın nüfus kütüğünde 30.11.1997 olan doğum tarihinin gerçek tarih tespit edilmek suretiyle düzeltilmesi istenilmiş, mahkemece doğum tarihinin 30.11.1990 olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. 1-Dosyaya getirtilen nüfus kayıt örneğinden, doğum tarihinin düzeltilmesi istenilen.....'nın, ..... adlı ikiz kardeşi olduğu anlaşılmasına karşın mahkemece iki kardeşin birlikte tam teşekküllü bir sağlık kuruluşuna sevk edilerek ikiz olup olmadıkları konusunda heyet raporu alınıp bu husus açıklığa kavuşturulmadan eksik inceleme ve yetersiz araştırmayla davanın kabulüne karar verilmesi, 2-Doğum tarihinin düzeltilmesine karar verilen .......
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Cumhuriyet savcısı, yaş düzeltimi talep edilen ...'ın nüfus kütüğünde ... olan doğum tarihinin gerçek tarih tespit edilmek suretiyle düzeltilmesini istemiş, mahkemece doğum tarihinin ... olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. Dosyadaki belgelerin incelenmesinde, yaş düzeltimi talep edilen .... hakkında aynı konuda dava açıldığı ve ..... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/59 Esas, 2013/129 Karar sayılı 23.09.2013 kesinleşme tarihli kararıyla nüfus kaydında ... olan doğum tarihinin ... olarak düzeltilmiş olduğu ve iş bu dosyada hükme esas alınan 23.02.2012 tarihli .... sağlık kurulu raporunu geçersiz kılacak bir nedenin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece, yukarıda açıklanan gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir....
T.. ve Torbalı Nüfus Müdürlüğü açısından açılan davanın nüfus kayıt düzeltimi davası olarak kabul edilmesi ve nüfus kayıtlarının düzeltilmesine yönelik olarak hüküm kurulamayacağı gözönüne alınarak mahkemenin görevsizliği ile asliye hukuk mahkemesinin görevli gerekçesi ile görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda davacı, babası H.. D.. ile annesi A.. T..'ın imam nikahı ile evlendiklerini, müşterek 5 çocuklarının baba nüfusuna kaydettirilmediğini, nüfusta Ayşe olan anne isminin "Ayişe", "Haci" olan baba isminin "Hacı", "T.." olan soyadının annesinin soyadı olan "T.." olarak düzeltilmesine, kendisi ve kardeşlerinin kayıtlı bulunduğu nüfus kaydının iptal ile babaları H.. D..'nın kayıtlı bulunduğu Ş.. ili, S.. ilçesi, H.. köyü, Cilt no 38, hane no 59 da yazılı bulunan nüfus kütüğüne kayıtlarının yapılmasına ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Aile Mahkemesince davacı ile H.....
İşte bu noktada, nüfus kütüğündeki hatalı kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup, zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK, 11.02.1998, 2- 87/77). Şu durumda; nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davada resmi kayıt ve belgelere başvurulabileceği gibi, tanık da dinlenebilir. Nesebin reddi davası ile kayıt düzeltme davası, sonuçları (hane dışına çıkarmak) bakımından benzerlik göstermekte ise de, içerik ve yargılama kuralları açısından kendi özel hükümlerine bağlıdır. Nesebin reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiş, ancak bu doğru daha sonra nesebin reddi davası ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür....