Önemle vurgulanmalıdır ki; zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü delile başvurulabilir (YHGK, 11.2.1998 gün ve 2-87/77 sayılı). Şu durumda; zamanaşımı veya hak düşürücü süreye bağlı olmaksızın açılabilen nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davada resmi kayıt ve belgelere başvurulabileceği gibi tanık da dinlenebilecektir. Buna karşılık, nüfus kütüklerindeki “doğru olmayan kayıtların” düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur (TKM 39. md, Nüfus Hizmetleri Kanunu 11.md). İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan “doğru olmayan kayıtlar”, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan “kayıt düzeltme davası” ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada “nüfus kaydının düzeltilmesi davası” olarak adlandırılmaktadır....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde, murisleri ... olma 1888 doğumlu ... bütün araştırmalara rağmen nüfus kaydının bulunamadığını, tahminen 1962 yılında öldüğünün bilindiğini belirterek murisleri ... nüfusa kaydının yapılmasını istemesi üzerine mahkemece davanın ispatlanamadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiş ise de; doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne işlenmesinin nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olduğu gözetilerek HUMK.nun 7/1. maddesi gereğince dava dilekçesinin görev yönünden reddi yerine işin esasına girilerek ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi doğru değil ise de, sonucu itibariyle doğru olan kararın gerekçe değiştirilerek ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 05.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ın mevcut nüfus kaydının gerçeği yansıtmadığı ve kaydın iptalini istemekte hukuki yararları mevcut ise de ikinci talep olan çocuğun gerçek anne-babasının davalı ... ile 27.06.2009 tarihinde vefat eden ... olduğunun tespiti ve nüfusa tescili yönü itibari ile hukuki yararları olmayıp, bu yöndeki davanın ancak davalı ..., çocuk ... ya da bu konuda hukukları etkilenecek kişilerin açabileceği hususu dikkate alınarak çocuk ...'ın mevcut nüfus kaydının iptali ile yetinilmesi gerekirken çocuğun gerçek anne-babasının tespiti ve nüfusa tescili yönü ile davanın aktif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken, davanın bu yönü ile de kabul edilmiş olması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Bir kısım davalılar ... ve diğerleri vekilinin temyiz itirazları yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan sebeplerle yerinde görüldüğünden kabulü ile Antalya Bölge Adliye Mahkemesi (1.)...
in nüfus kütüğündeki kaydının iptali ile ... 'in nüfus kütüğüne kaydının yapılması talep edilmiştir. Dava, nesebin anne ve babanın birlikte değiştirilmesi istemini kapsamakta olup, Türk Medeni Kanununun 287 ve 288 maddeleri uyarınca soybağının tespiti ve düzeltilmesi istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 08.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Nüfus İdaresine tebligat yapılmışsa tebligat mazbatasının, yapılmamış ise gerekçeli karar ve temyiz dilekçesinin tebliğ ile belgesinin eklenerek gönderilmesi, 3-..., Cennetpınarı Köyü cilt:16, hane:42’de nüfusa kayıtlı Mehmet ve Hüsniye kızı 1913 doğumlu ...’ye ait aile nüfus kayıt tablosunun eklenerek gönderilmesi, 4-...’nın naklen geldiği yerdeki nüfus kaydının eklenerek gönderilmesi, 5-Davacı ...’ın naklen geldiği yerdeki nüfus kaydının üstsoyunu da gösterecek şekilde istenerek dosyaya alınmasından sonra gönderilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, oybirliğiyle karar verildi. 23.01.2012 (Pzt.)...
Somut olayda, davacı, 29.10.1923 tarihinde öldüğü halde mezarı bulunamadığından nüfus kaydında hakkında ölüm araştırması devam ettiği yazılan ...oğlu ...’ın ölü olduğunun tespiti ile nüfus kayıtlarının buna göre düzeltilmesini talep etmektedir.Dava, hasımsız olarak açılmış ise de nüfus müdürlüğü asliye hukuk mahkemesince davaya dahil edilmiştir. Talep, nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin olmakla 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi gereğince davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 26. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 18.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
nin gerçek anne ve babasının davacılar ... ve ... olmadığının tespiti talebinin reddine karar verilmiştir. 1-Dava, nüfus kaydının anne ve baba yönünden düzeltilmesine ilişkindir. Nüfus kayıtlarındaki düzeltme için açılan davalarda, mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunmaktadır. Buna göre, kaydın kapalı olması davanın reddine karar verilmesini gerektirmez....
Nüfus kaydının düzeltilmesi davası, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.01.2008 tarih 2008/2-36-47 sayılı içtihadında da açıklandığı üzere, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi sebebiyle mevcut kaydın düzeltilmesi davasıdır. Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez. Bu nedenle davacıların birinci talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Davacının gerçek anne ve baba hanesine kayıt istemi de anne yönünden yine nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olması baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur....
İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK, 11.02.1998, 2- 87/77 sayılı kararı), Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirildiği yada geçirilmediği söz konusudur. (HGK 30.01.2008 gün 2008/2- 36- 47 sayılı kararı) Hukukumuzda çekişmeli yargıya tabi davalarda "taraflarca hazırlama ilkesi" geçerlidir. Hakim tarafların talepleriyle bağlı olup talepte bulunan tarafın iddia ettiği olaylar ve ileri sürdüğü deliller ile yetinerek karar vermek zorundadır. Çekişmesiz yargıya tabi davalarda ise re'sen araştırma ilkesi egemendir....
ın hanesindeki nüfus kaydının iptal edilmesinin istendiği halde, mahkemece talep aşılarak, davalı ...'nin babasının ... olduğunun tespitine, nüfus kaydındaki ... olan anne isminin de iptali ile anne adının ... olduğunun tespitine, usulüne uygun açılmış bir babalık davası da bulunmadığı gibi babalığın tespiti taleplerinde görevli mahkemenin aile mahkemesi olduğu gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi, Doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 23.06.2015 gününde oybirliği karar verildi....