Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ın nüfustaki anne ve baba kaydının iptali ile gerçek annesi ve babası üzerine kaydının sağlanması, 19.02.2009 tarihli ek davanameyle de küçük...'ın nüfus kütüğünde 15.03.2001 olarak kayıtlı doğum tarihinin 12.09.2001 olarak düzeltilmesi istenilmiş, mahkemece davanın kabulüyle...'ın nüfus kütüğündeki anne ve baba kaydının iptaliyle ... ve ...'ün müşterek çocuğu olduğunun tespiti ile nüfusa bu şekilde tesciline ve ...nın doğum tarihinin 15.03.2002 olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. Mahkemece; 1-Davalı... ile annesi olduğu ileri sürülen ... ve babası olduğu ileri sürülen ...'ün dava konusu iddianın gerçek olup olmadığı hususunda DNA testine tabi tutularak raporlarının alınması, 2-Davalı...'...

    un kendi çocuklarıymış gibi nüfusa eşi ve kendisi üzerine kaydettirdiklerini ileri sürerek davalının kendi çocuğu olmadığının tespiti ile nüfus kaydının iptali istenilmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. a-)Dava nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkin olup Nüfus Hizmetleri Yasası'nın 36.maddesine göre, nüfus kayıtlarının düzeltilmesine (ad ve soyadı değişikliği davaları dahil) ilişkin davalarda nüfus müdürü veya memurunun bulunması ve kararın onların önünde verilmesi zorunludur. Mahkemenin oluşumuna ilişkin bu yasa hükmü dikkate alınmadan, nüfus idaresi temsilcisinin yokluğunda yargılama yapılarak karar verilmesi, b-)Nüfus kaydındaki düzeltme davaları kamu düzeni ile yakından ilgili olup, mahkemeler hiç bir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorundadır. Somut olayda; davalı ...'...

      in ölüm tarihinin tespiti ile nüfus kaydına işlenmesi isteğine ilişkin olduğu, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1-a maddesine göre yetkili mahkemenin ilgilinin ikametgahı mahkemesi olup davacının adresinin ...-...olduğu gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Somut olayda, davacı babaannesi ...'in ölüm tarihinin tespiti ile nüfus kaydına işlenmesini talep etmiştir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin 1/a bendinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının, düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacacağı hükme bağlanmış olup dosya kapsamında ...’in MERNİS araştırmasında ikametgah adresi bulunmadığı, davacı dava dilekçesinde babaannesi ...'in 1940 senesinde vefat ederek ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi mezarlığına gömüldüğünün belirtildiği anlaşıldığından uyuşmazlığın ......

        Somut olayda davacı, nüfus cüzdanının kaybolması nedeniyle hatalı işlenen nüfus kaydının düzeltilmesini istediği davada, dava bu niteliğiyle evliliğin iptali yahut butlanı davası olmayıp, hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medenî Kanununun 145. maddesinde düzenlenen mutlak butlan ve evlenmenin iptali ile ilgisi bulunmayan uyşmazlığın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nun 21. ve 22.(1086 sayılı HUMK.’nun 25. ve 26.) maddeleri gereğince ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 27.02.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

          Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirildiği söz konusudur.(HGK 30.01.2008 gün 2008/2-36-47 sayılı kararından) Somut olayda; Davacı ... 11.03.1991 doğumlu olarak ... ve ... çocuğu olarak babasının beyanı üzerine 14.03.1991 tarihinde nüfusa tescil edilmiş, çocuğun gerçek baba ve annesi olduğu iddia edilen ... ve ... 14.09.1983 tarihinde evlenmişlerdir. Davacının iddiasının kabulü halinde çocuk, anne ve babasının evlilik birliği içerisinde doğmuş olacak dolayısı ile anne ve baba arasındaki soybağı TMK'nun 282. maddesi gereği kurulacaktır. Davacı, ana ve baba yönünden kaydının düzeltilmesini istemiştir. Davacının iddialarının kabulü halinde, yukarıda da açıklandığı gibi; ...'in kayden baba ve annesi görünen ... ve .... yönünden nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe kaydedildiğinden ve tarafların bundan haberdar olduklarından söz edilmesi gereklidir....

            nin, Eşe ... ... ve ... ... çocuğu olarak gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kaydının iptali ile gerçek babasının ... olduğunun tespiti ve buna uygun olarak nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Yukarıda gösterilen açıklamalar dikkate alındığında; davacının talebi bir bütün olarak gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olarak oluşturulan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmaması, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur. Zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir....

              İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı istinaf dilekçesinde özetle; davanın soybağının tespiti ile nüfus kaydının düzeltilmesi davası olduğunu, davacının nüfus kaydında anne adı çiçek olan davalıların olduğunu, ancak yapılan araştırmada anne adlarının farklı olduğunu, bu hususunda veraset ilamının iptali değil, soybağının tespiti ile nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak nitelendirip karar verilmesi gerektiğini, kararın istinaf incelemesinin yapılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir....

              Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez. Bu nedenle davacı birinci talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Davacının gerçek anne ve baba hanesine kayıt istemi de anne yönünden yine nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olması, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur. Davada bu yanlış olgu ... testi ile kanıtlanmış ve davacının ... ile ... oğlu olduğu tespit edilmiştir....

                Somut olayda dava, davacının Rahime ile ... çocuğu olarak gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kaydının iptali ile gerçek annesinin ..., gerçek babasının da ... olduğunun tespiti ve buna uygun olarak nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler dikkate alındığında davacının gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan Rahime ile Mustafa hanesindeki nüfus kaydının iptali ile gerçek annesi Zahide’nin nüfus kaydına ilişkin ilk talebi nüfus kayıt düzeltme davası olup asliye hukuk mahkemesi görev alanında kalmaktadır. İkinci talep olan Fahrettin Arslan’ın davacının gerçek babası olduğunun tespiti talebi ise babalık davası olup aile mahkemesinin görevi kapsamındadır. Her iki davanın birlikte açılması halinde, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 07.03.2012 tarih ve 2011/2-775 esas 2012/116 karar sayılı ilamı da dikkate alındığında görevli mahkeme aile mahkemesidir....

                  İstemi'nin çocuğu olarak gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kaydının ipt... ile gerçek annesinin ..., gerçek babasının da ... olduğunun tespiti ve buna uygun olarak nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Dosyada bulunan ..., ... ve ...'ye ait nüfus kayıtlarının incelenmesinden; Nurcan'ın 05/05/1980 doğumlu olduğu, Adalet ve Aslan'ın 04/07/1989 tarihinde evlenip 04/02/2011 tarihinde boşandıkları, davacının iddiasının kabulü h...nde çocuğun, anne ve babasının evlilik birliğine tescil edileceği, dolayısı ile anne ve baba arasındaki soybağının hakim hükmüyle değil, TMK'nun 282. maddesi gereği kurulacağı anlaşılmaktadır. Yukarıda gösterilen açıklamalar dikkate alındığında; davacının talebi bir bütün olarak gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olarak oluşturulan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır....

                    UYAP Entegrasyonu