Vatandaşlık kimliğine el konulduğunu, bu nedenle resmi işlemlerini yapamadığını, bu yanlışlığın düzeltilmesi için davalılar ....'nin ortak çocuğu olduğunun mahkemece tespit edilmesini talep etmiş olup, davacının iddiası davalıların da kabulü dahilindedir. Dava bu niteliğiyle bir nesep davası olmayıp, hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medeni Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nun 21 ve 22. maddeleri gereğince İzmir 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 05.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Usulden red kararı sonrası davacı vekili tarafından doğum yerinin ve doğum tarihinin düzeltilmesi için Bodrum İlçe Nüfus Müdürlüğüne başvurulmuş, ilçe nüfus müdürlüğünün 14/11/2022 tarihli yazısı ile denklik belgesinin düzenlenebilmesi için doğum belgesi aslının, Romanya makamlarından apostil ettirilerek noter onaylı Türkçe tercümesi ile yerleşim yeri nüfus müdürlüğüne iletilmesi halinde talebin değerlendirileceğinin bildirildiği görülmüştür. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunun Göçmenlerin Doğum Yeri Ve Tarihinin Düzeltilmesi başlıklı geçici madde 9- (Ek: 19/10/2017- 7039/26 md.) "(1) Göçmen olarak Türk vatandaşlığına alınanlardan doğum yeri ve tarihi hatalı olan kişilerin kayıtları, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş yıl içinde usulüne göre onaylanmış doğum belgeleri ile müracaatları hâlinde, nüfus müdürlüğünce düzeltilir." şeklinde düzenlenmiştir....
Bu açık hükümler karşısında; ölen kişinin nüfusta kayıtlı bulunmaması durumunda, önce doğum, sonrada ölüm olayının nüfus aile kütüğüne işlenebileceği kuşkusuzdur. Sonuç itibariyle; tapuda isim düzeltilmesi davalarında, nüfusta kaydı bulunmayan kişinin doğum ve ölüm bilgilerinin ancak nüfusa kaydedilmesinin sağlanmasından sonra, tapu ve nüfus kaydı arasında bağlantı ve tutarlılık sağlanması mümkün olabileceğinden; bu koşul gerçekleştikten sonra, yukarıda sıralanan diğer şartların da varlığı halinde davanın kabulü yoluna gidilebilecektir…” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.07.2009 tarihli ve 2009/14-279 Esas, 2009/354 sayılı kararı) Dosya içerisindeki Nüfus Müdürlüğü yazısından, isminin düzeltilmesi istenen malikin nüfusta kaydının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bir kimsenin tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilebilmesi için nüfusta kayıtlı olması gereklidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Anne ve Baba Yönünden Nüfus Kaydının Düzeltilmesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacılar tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacılar dava dilekçesinde, davacı ...'ın babası ...'ın gerçekte ... oğlu olmasına rağmen abisi ...'nun çocuğu olarak tescil edildiğini, davacı ... ile ... oğlu ...'in resmi evli olduklarını mevcut nüfus kaydına göre amca-yeğenin evlenmiş olarak göründüğünden nüfus kayıtlarının düzeltilmesini istemiş; mahkemece, ... oğlu ...'ın ve baba olduğu bilrdirilen ...'in mezarları tespit edilemediğinden DNA testi yapılamadığı gibi kaydın düzeltilmesi istenilen ...'in nüfus kaydına ulaşılamadığı, bu şekilde verilecek kararın infaz kabiliyeti de olmayacağı gerekçesi ile ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir....
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir. Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; nüfus müdürlüğünden, dava konusu taşınmazın tapu kaydında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı araştırılmamıştır. Mahkemece; dava konusu taşınmazın tapu kaydında malik görünen " ..." ile aynı kimlik bilgilerine sahip başka kişiler olup olmadığı nüfus müdürlüğünden sorulmalı, yazı cevabında aynı isimli başka kişiler olduğu bildirildiği takdirde bu kişilerin, kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenen taşınmazda herhangi bir hak iddiaları bulunup bulunmadığı konusunda duruşmaya çağrılarak beyanları alınmalıdır....
Bu nedenle mahkemece, öncelikle kaydının düzeltilmesi istenen kişinin yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri gereğince doğum ve ölüm kaydının nüfus kütüğüne işlenmesi hususunda davacıya önel verilerek, tapu ve nüfus kaydı arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandıktan sonra, sonucu çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Hüküm açıklanan nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle usul ve yasaya aykırı hükmün BOZULMASINA, 19.11.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
D)İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı istinaf dilekçesinde özetle; talebinin doğum tarihinin 15/09/1969 olarak düzeltilmesi olmasına, Ege Üniversitesinden alınan sağlık kurulu raporunun da talebini doğrulamasına rağmen haksız olarak davanın reddine karar verildiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi kapsamında nüfus kayıt (doğum tarihi düzeltimi) düzeltme istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesinde ilgililerin nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme ve tespit davası açma hak ve yetkisine sahip oldukları hükmü mevcuttur. Bu tür davalarda basit yargılama usulü uygulanmakta olup, mahkemelerce resen (doğrudan) araştırma esastır. Mahkeme yaşı düzeltilmesi istenenin talebi ile bağlı değildir....
İleri Sürülen İstinaf Sebepleri: Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkillerin müteveffa babaları Ahmet Hüsamettin Ziler'in baba adının ''Mehmet Nazif'' olduğuna ilişkin belgelerin dava dilekçesin ekinde sunulduğunu, mahkemece yeterli inceleme ve araştırma yapılmadığını, müvekkillerin babaları Ahmet Hüsamettin Ziler'in baba adı Mehmet Nazif olmakla, kimlik değişimi sonrasında yazım hatasının mevcut olduğu gerekçeleriyle kararın kaldırılmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Dava, davacıların murisinin baba adının nüfus kayıtlarında düzeltilmesi talebine ilişkindir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesine göre; ilgililer nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme ve tespit davası açmak hak ve yetkisine sahiptirler....
Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur (HGK 30.01.2008 gün 2008/2-36-47 sayılı kararı). Dosya içindeki bilgi ve belgelere göre davalı ... babası ... 24.03.1980 doğumlu olarak ... ile eşi ...'nin çocukları olarak nüfusa tescil edilmiştir. Somut olayda dava, davacının kardeşi ...'ın anneannesi ... ve dedesi ... çocuğu olarak gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kaydının iptali ile gerçek annesinin ... gerçek babasının da davalı ... olduğunun tespiti ve buna uygun olarak nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler dikkate alındığında davalı ...'ın gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan ... ve ... hanesindeki nüfus kaydının iptali ile gerçek annesi ...'nin nüfus kaydına tesciline ilişkin talep nüfus kayıt düzeltme davası olup asliye hukuk mahkemesi görev alanında kalmaktadır. İkinci talep olan ...'ın ...'...
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir. Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; mahkemece yapılan nüfus araştırmasının usulüne uygun olmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle; 138 ada 10 sayılı parselin tapu kaydında malik görünen ..." ile aynı kimlik bilgilerine sahip başka kişiler olup olmadığı nüfus müdürlüğünden ve ilgili zabıta biriminden sorulmalı, yapılan araştırma sonunda aynı isimli başka kişiler olduğu bildirildiği takdirde bu kişiler sağ ise kendileri, ölü ise mirasçıları duruşmaya çağrılarak kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenen taşınmazlarda herhangi bir hak iddiaları bulunup bulunmadığı konusunda beyanları alınmalıdır. Tüm bu işlemler yerine getirildikten sonra hala tereddütler giderilememiş ise mahkemece taşınmaz başında keşif yapılarak tanıklar ve tespit bilirkişileri dinlenerek sonucuna göre bir karar verilmelidir....