Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, Irak Cumhuriyeti nüfus kayıtlarındaki kişi ile Türkiye Cumhuriyeti nüfus kayıtlarındaki kişinin aynı kişi olduğunun tespiti istemine ilişkindir....

Kaydın açılmasından sonra kişisel durumda meydana gelmiş olan olaylar kişinin kaydına işlenir." 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 31. maddesi gereğince, " (1) Ölüm olayını; a) Şehir ve kasabalarda 24/4/1930 tarihli ve 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu gereğince defin ruhsatı vermeye yetkili olanlar, b) Köylerde, varsa resmî tabip veya sağlık kuruluşu yetkilileri, yoksa köy muhtarları... olayın meydana geldiği tarihten itibaren, dış temsilcilikler ise olaydan haberdar oldukları tarihten itibaren on gün içerisinde Genel Müdürlüğe ya da nüfus müdürlüğüne bildirmekle yükümlüdürler..." Nüfus kayıtlarının düzeltilmesi ve nüfus kayıtlarına yönelik tespit davaları kamu düzeni ile yakından ilgili bulunduğundan, hakim istemle bağlı kalmayarak kendiliğinden de yapacağı araştırma ile elde edeceği sonuçlara göre karar vermek zorundadır....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDININ DÜZELTİLMESİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden paydaşı olduğu 279 parsel sayılı taşınmazda pay ve paydanın eşit olmadığını, satış ve devir işlemlerinde pay ve payda hatası yapıldığını ileri sürerek pay ve payda yanlışlığının giderilerek tapu kaydının düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı ... dava konusu taşınmazda 53/160 pay sahibi olduğunu, kendi payı yönünden intikal ve satış işlemlerinde bir hata bulunmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur. Davalı ... ... Müdürlüğü ve davalı ..., takdirin mahkemeye ait olduğunu savunmuşlardır. Diğer davalı ..., yargılamaya katılmadığı gibi davaya cevap da vermemiştir. Mahkemece, çekişme konusu taşınmazın intikal işleminde hisse hatası yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı ... ve davalı ... ... Müdürlüğü tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'...

    Dava, davacının babası ....n nüfus kaydı ile babası olduğu iddia edilen.... nüfus kayıtları arasında nakil ve yersel yazım sebebinden kaynaklı bağ olmaması nedeni ile tespit istemine ilişkindir. 1-Nüfus kayıtlarının düzeltilmesi ve nüfus kayıtlarına yönelik tespit davaları kamu düzeni ile yakından ilgili bulunduğundan, hakim istemle bağlı kalmayarak kendiliğinden de yapacağı araştırma ile elde edeceği sonuçlara göre karar vermek zorundadır. Somut olayda salt tarafların ve tanıkların beyanları ile yetinilmeyip bu iddia ile ilgili olarak, ilgili nüfus müdürlüğünden davacının babası ....'ın mevcut nüfus hanesine 1973 yılında nakil gelmeden önceki ... İli, ......

      ın nüfus kaydında baba ve annesi olarak görülen ... ve ...'ın gerçek çocukları olduğunun tespiti ile nüfus kayıtları arasında bağlantı kurularak ...'ın babası ...'ın nüfusu kütüğüne kaydedilmesini talep etmiştir. Dava bu niteliği itibariyle 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'ndan kaynaklanan bir tespit davası olup anılan yasanın 36. maddesinin 1/a bendinde, nüfus kayıtlarına ilişkin tespit davalarının ilgili asliye hukuk mahkemesinde açılacağı açıkça hükme bağlanmıştır. Bu nedenle davanın Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 09.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Vatandaşlık kimliğine el konulduğunu, bu nedenle resmi işlemlerini yapamadığını, bu yanlışlığın düzeltilmesi için davalılar ....'nin ortak çocuğu olduğunun mahkemece tespit edilmesini talep etmiş olup, davacının iddiası davalıların da kabulü dahilindedir. Dava bu niteliğiyle bir nesep davası olmayıp, hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medeni Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nun 21 ve 22. maddeleri gereğince İzmir 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 05.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir. Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; nüfus müdürlüğünden, dava konusu taşınmazın tapu kaydında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı araştırılmamıştır. Mahkemece; dava konusu taşınmazın tapu kaydında malik görünen " ..." ile aynı kimlik bilgilerine sahip başka kişiler olup olmadığı nüfus müdürlüğünden sorulmalı, yazı cevabında aynı isimli başka kişiler olduğu bildirildiği takdirde bu kişilerin, kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenen taşınmazda herhangi bir hak iddiaları bulunup bulunmadığı konusunda duruşmaya çağrılarak beyanları alınmalıdır....

            Mahkemece davacının annesinin ölüm nedeniyle nüfus kaydı kapalı olduğundan düzeltme yapılamayacağı gibi infazınında mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının 36. maddesine göre; ilgililer nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme ve tespit davası açmak hak ve yetkisine sahiptirler. Bir kimsenin ölmesi sonucu kaydı kapalı hale geleceğinden, bu kişilerle ilgili sadece tespit davası açılabileceği Yargıtay uygulamaları ile kabul edilmiştir. Davacı her ne kadar annesinin nüfus kayıtlarının düzeltilmesini istemiş ise de, çoğun içinde azın da bulunacağı ilkesi gözetilerek, düzeltme davası içinde tespit istemi de mevcuttur. Nüfus kayıt düzeltme davaları diğer bir kısım davalarda olduğu gibi kamu düzeni ile yakından ilgili bulunmaktadır. Bu özelliklerinden dolayı hakim doğru sicili oluşturmak zorundadır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Anne ve Baba Yönünden Nüfus Kaydının Düzeltilmesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacılar tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacılar dava dilekçesinde, davacı ...'ın babası ...'ın gerçekte ... oğlu olmasına rağmen abisi ...'nun çocuğu olarak tescil edildiğini, davacı ... ile ... oğlu ...'in resmi evli olduklarını mevcut nüfus kaydına göre amca-yeğenin evlenmiş olarak göründüğünden nüfus kayıtlarının düzeltilmesini istemiş; mahkemece, ... oğlu ...'ın ve baba olduğu bilrdirilen ...'in mezarları tespit edilemediğinden DNA testi yapılamadığı gibi kaydın düzeltilmesi istenilen ...'in nüfus kaydına ulaşılamadığı, bu şekilde verilecek kararın infaz kabiliyeti de olmayacağı gerekçesi ile ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir....

                İleri Sürülen İstinaf Sebepleri: Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkillerin müteveffa babaları Ahmet Hüsamettin Ziler'in baba adının ''Mehmet Nazif'' olduğuna ilişkin belgelerin dava dilekçesin ekinde sunulduğunu, mahkemece yeterli inceleme ve araştırma yapılmadığını, müvekkillerin babaları Ahmet Hüsamettin Ziler'in baba adı Mehmet Nazif olmakla, kimlik değişimi sonrasında yazım hatasının mevcut olduğu gerekçeleriyle kararın kaldırılmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Dava, davacıların murisinin baba adının nüfus kayıtlarında düzeltilmesi talebine ilişkindir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesine göre; ilgililer nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme ve tespit davası açmak hak ve yetkisine sahiptirler....

                UYAP Entegrasyonu