-KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13. maddesinin j. Bendi gereğince Tapu Müdürlüğünden harç alınmasına yer olmadığına 17.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir''. Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi, "nüfus kayıtlarının düzeltilmesi'’ davalarının konusunu oluşturur. “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi” dir. Bu dava uygulamada “nüfus kaydının düzeltilmesi davası” olarak adlandırılmaktadır. Nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, resmi kayıt ve belgelere başvurulabileceği gibi tanık dahil her türlü kanıta başvurulabilir. Diğer taraftan kayıt düzeltme davaları kamu düzeni ile yakından ilgili bulunduğundan, hâkim istemle bağlı kalmayarak re'sen yapacağı araştırma ile elde edeceği bulgulara göre ve öteki kayıtlarla çelişki meydana getirmeyecek şekilde karar vermek durumundadır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi SAYISI : 2023/419 Esas, 2023/268 Karar 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; Her ne kadar mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş ise de nüfus kaydı düzeltilmesi istenilen küçüğün yerleşim yerinin tespiti amacıyla kolluk araştırması yapılmadığı ve dava tarihi itibariyle yerleşim yerinin tespit edilmediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle, nüfus kaydı düzeltilmesi istenilen küçüğün dava tarihi itibariyle nerede ikamet ettiğinin tespit edilebilmesi için kolluk vasıtasıyla, dosyada mevcut bütün adreslerde araştırma yaptırıldıktan ve dava tarihi itibariyle ikamet adresi tespit edildikten sonra yargı yeri belirlenmesi amacıyla dosyanın gönderilmesi gerekmektedir....
Mahkemece, duruşmada davanın babalık davası olduğu gerekçesi ile aile mahkemesi sıfatı ile bakılması kararı verilmiştir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/c bendine göre, tespit davalarının kaydın iptali veya düzeltilmesi için açılacak davalara karine teşkil edeceği öngörülmüş, 36/a maddesinde de nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmi dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı, kayıt düzeltme davalarının nüfus müdürü veya görevlendireceği nüfus memuru huzuru ile görüleceği ve karara bağlanacağı hükmü getirildiğinden, davaya asliye hukuk mahkemesi olarak bakılıp karara bağlanması gerekirken, aile mahkemesi sıfatı ile yargılama yapılarak karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Taşınmazlar senetsizden ve vergi kaydı bulunmaksızın malik adına tespit ve tescil edilmiştir. Dosya arasına alınan Afşin Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/907 Esas ve 2009/222 Karar sayılı “...’ın” ölümünün ve baba adının tespiti istemli davada, nüfus kaydı bulunmayan “...’ın” nüfusa kaydedilmeden 1976 yılında öldüğü ve baba adının “...” olduğunun tespitine karar verilmiştir. Yine Afşin Sulh Hukuk mahkemesi’nin 2009/255-402 sayılı veraset belgesi istemli davada, nüfus kaydı bulunmayan “Emine Sağınak’a” ait veraset belgesi verilmiştir. Tapuda kaydı düzeltilmesi istenilen davacıların murisi “...’ın” nüfusa kayıtlı olmadığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Bu nedenle, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu 31. ile Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 72. maddeleri uyarınca, kaydı düzeltilmesi istenen “... kızı, ...k”ın doğum ve ölüm kaydının nüfus kütüğüne işlenmesi için davacılara süre verilmelidir....
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; Düzeltilmesi istenen tapu kaydının; 21.07.1970 tarihinde yapılan tapulama tespiti sırasında senetsizden "... oğlu ..." adına tespit gördüğü ve tespitin 27.10.1970 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Davacının dayanağı veraset ilamı ile celb edilen nüfus kayıtlarına göre, babası "... oğlu ..."dir. Düzeltilmesi istenen tapu maliki ise ... oğlu ...'dir. Yukarıda yazılı açıklamalara göre, tapu kaydında düzeltme istemine ilişkin davalar tapu sicilinin düzenli tutulması amaçlandığından kamu düzenine ilişkindir. Mahkemece tapu kayıt maliki "... oğlu ..." ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığının gerek nüfus müdürlüğünden ve gerekse zabıta aracılığı ile araştırılması yapılmamıştır....
Kayıt düzeltilmesi, aile kütüğüne işlenmiş kaydın bir kısmının düzeltilmesi veya değiştirilmesidir. Nüfus kütüklerindeki doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur. İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK, 11.02.1998, 2-87/77 sayılı kararı). Soybağının reddi davası ile kayıt düzeltme davası, sonuçları (hane dışına çıkarmak) bakımından benzerlik göstermekte ise de, içerik ve yargılama kuralları açısından kendi özel hükümlerine bağlıdır. Soybağının reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru olarak meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiştir....
in annesinin adı ile ilgili olarak bir tereddüt yaratıldığı nüfus kaydına göre de L..'nin (Ş..'nin) 27.08.1982 günü öldüğü anlaşılmaktadır. Nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davaları kişiye sıkı sıkıya bağlı haklara ilişkin bulunan davalardan oldukları gerçeği dikkate alınarak bunların, bizzat kaydının düzeltilmesi istenen kişi tarafından açılması gerektiği Yargıtay uygulamalarında kabul edilmekte ise de, çoğun içinde azında bulunduğu kuralı uyarınca düzeltme isteminin aynı zamanda tespiti de içeriğinden davacının, salt düzeltme isteminde bulunması, tespit kararı verilmesine engel oluşturmaz. Açıklanan duruma ve tüm dosya içeriğine göre davacının iddiası kanıtlanmış bulunduğundan ölü olan babaannesinin nüfus kütüğünde L.. olan adının Ş.. olduğunun tespitine karar vermek gerekirken doğrudan doğruya kaydın düzeltilmesi şeklinde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
O halde yasa gereği baba belirlidir ve babanın da Orhan olduğunun kabul edilmesi zorunludur. Bu ise nüfus kaydının düzeltilmesi davası ile mümkündür.( Yargıtay 8. hukuk Dairesi 2017/8831 Esas 2019/2903 Karar ) Davada çözülmesi gereken husus davalı Muhammed’in davalı Nisfiye ve Orhan’ın gerçek anne ve babası olup olmadığıdır. 04.06.1958 tarihli ve 15/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı gereğince, maddi olayları açıklamak taraflara ve ileri sürülen olayları hukuken nitelemek ve uygulanacak kanun hükümlerini tespit etmek ve uygulamak görevi hakime aittir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davada .... Asliye Hukuk Mahkemesi ile ... Aile Mahkemesince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın, küçük ...'ın nüfus kaydının düzeltilmesi davası olduğu, ancak, nüfus kaydının talep gibi düzeltilebilmesi için gerçek babanın dolayısıyla soy bağının tespit edilmesi gerektiğinden görevli mahkemenin aile mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemesince, talebin soybağına ilişkin olmadığı, nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Somut olayda davacı ..., eşi ......